Gece yanığı olarak da bilinen zona hastalığına dikkat!

Dermatoloji Uzmanı Pınar Yönter, halk arasında gece yanığı adıyla da bilinen zona hastalığının belirtileri, teşhisi ve tedavi yöntemlerine dair önemli açıklamalarda bulundu.

SAĞLIK 26.12.2020, 15:33
Gece yanığı olarak da bilinen zona hastalığına dikkat!

Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Pınar Yönter, halk arasında gece yanığı adıyla da bilinen zona rahatsızlığının çok küçük yaşlardan ileriki yaşlara dek herkeste görülebileceğini söyleyerek hastalığa dair önemli açıklamalar yaptı.

Beykent Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Pınar Yönter, “Zona hastalığı varicella zoster isimli bir virüsün sinir ve deri uçlarını tutmasından dolayı deride kızarıklık ve içerisi su dolu kabarcıkların oluşmasıyla birlikte yanma-batma ve ağrıyla karakterize oluyor.” dedi.

Dr. Yöntem, bu hastalığın bireyde yaş ilerledikçe daha da fazla görülmesi sebebinin öncesinde suçiçeği geçirmiş olan kişide ortaya çıkabilmesi olduğunu kaydederek şunları söyledi:

“Zona bir suçiçeği virüsünün, vücutta sinir uçlarında uykuda beklerken, yeniden bir uyaran ile aktive olması halidir. Bu aktivasyon genel olarak bağışıklık sistemi üzerinde düşündürücü bir etkisi olan durumla yani ağır bir hastalık geçirmek, stres vb. durumlarda ortaya çıkar. Tekrarlayan bu durum artık yaygın bir suçiçeği döküntüsü olarak değil de bölgesel tutulumu zona döküntüsü olarak görülür. Suçiçeği kimi zaman belirsiz olarak geçirildiğinden kişi suçiçeği geçirdiğine ilişkin bilgi sahibi olmayabilir veyahut bununla ilgili belleğinde bir şey hatırlamayabilir. Yalnız tipik zona belirtileri var ise o kişi suçiçeği geçirmiş olarak kabul edilmelidir.

Zona hastalığı için bu belirtilere dikkat!

Genel olarak tek taraflı deride duyarlılık ve ağrıma hissiyatı ortaya çıkan ilk belirtilerdendir. Ağrı, zonklama, batma, yanma, batma, süreğen sızlama şeklinde belirtiler olabilir. Kimi zaman halsizlik ve ateş de bu duruma eşlik eder. Birkaç gün içerisinde o tarafta deri döküntüsü rahatsızlığı takip eder. Deri döküntüsü sıklıkla kızarık, sivilce gibi, içerisi sulu, gruplaşmış küçük kabarcıklar şeklinde olur. Döküntüler az veya çok sayıda olabilir. Çok olduğu zaman belirli bir hat boyunca veyahut kuşak azalması şeklinde yayılma eğilimi vardır. Bazen sulu kabarcıklar iltihaplanabilir. Günler geçtikçe sulu veya iltihaplı döküntü de kabuklanmaya dönmektedir. Tutulan bölgenin yakınında bulunan lenf bezleri şişerek hassasiyete sebep olabilir.

Yaşa ve duruma göre hastalığın şiddeti farklılık gösterebilir

Zona en fazla baş ve gövdede görülüyor fakat vücudun başka bir yerinde de olabilir. Ağız içinde, genital bölgede, göz veya kulak bölgesinde de çıkabilir. Çıkmış olduğu bölgede idrar gayta yaparken ağrı, kulak çınlaması ağrısı, görme hasarı, yüz felci ev duyma kaybı gibi belirtiler gösterebilir. Ağrı ve acı her zaman deri döküntüsü öncesinde de çıkmayabilir. Gençlerde ve çocuklarda özellikle şiddetli görüntüye karşın ağrı hissetmeksizin geçirme eğilimi olabilirken ileriki yaşlarda ise deri döküntüsü az veya belirsiz olmasına karşın şiddetli ağrılar daha da sık görülebilir. Belirtiler görülürse hemen doktora başlanarak derhal tedaviye başlanmalıdır.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Pınar Yönter

Erken bir şekilde hastalığın teşhis ve tedavisi önem taşıyor

Bütün viral rahatsızlıklarda olduğu gibi zona rahatsızlığında da erkenden tedavi kalıcı hasar veya ağrıları önlemek amacıyla çok önemli. Bunun için önce belirtilerle karşılaşıldığında akla zona şüphesi gelmeli. Tanı tipik bir ağrı veyahut döküntünün uzman bir hekimce görülmesiyle kolaylıkla konuluyor. Arada kalınan durumlarda ise uygun merkezlerde lezyondan alınmış olan örneklerde Tzanck yayma mikroskobi testi yapılabilir. Bunun dışında pratikte görüntüleme yöntemleri ve kan tetkiki ile bir test yoktur. Fakat cilt doktoru hekimler genellikle ileri teste gerek kalmadan zona rahatsızlığını tanıyıp erken tedaviyi başlatmaktadırlar. Tutulmuş olan bölgeye göre yardımcı dallardan da tedavi takip süreci ilerleyebilmektedir.

2-4 haftalık tedavide iyileşiyor

Zona rahatsızlığı genellikle 2-4 haftalık süreçler içerisinde iyileşiyor. 24-48 saat gibi bir dönemde başlanan tedavi, yoğun ve kalıcı ağırları ve kimi zamanda gözde oluşabilecek hasarlarının önüne geçer. Hastaya hangi düzeyde tedavi gerektiğine ise dermatoloji hekimi karar verecektir. Kanser veyahut bağışıklık sistemini baskılayan başka bir hastalık veya ilacı olan kişilerde zona daha da yaygın, ağır ve hasarlı bir şekilde seyrettiğinden dolayı, bu kişiler için daha farklı tedavi protokolleri uygulanıyor ve hastanede yatışı için de izlem gerekebiliyor.

Zona geçirmekte olan kişinin öncesinde suçiçeği geçirmediği bilinen kişilerle yakın temasta bulunmaması gerekir. Bu kişilere zona suçiçeği olarak bulaşabilir. Gebelikte bu özellikle önem taşımaktadır çünkü anne karnında olan bebek, annenin gebe iken geçirmiş olduğu suçiçeği hasarı yapabilir. Suçiçeği geçirmemiş olan hamilelerin zonalı kişi ile teması olması durumunda derhal jinekolog ile görüşmelidir.”

Yorumlar (0)