Dışişleri Bakanlığı'ndan, ABD Yönetimi'ne tepki: 'Bütünüyle reddediyoruz'

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Twitter hesabından yaptığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Yahudi düşmanlığıyla itham eden açıklamalarına Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’ndan cevap geldi.

“Bütün ithamları reddediyoruz”

ABD Dışişleri Bakanlığı'na cevap veren Dışişleri Bakanlığı, konuya ilişkin şunları kaydetti:

"ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bugün yaptığı açıklamada Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik öne sürülen ithamları tamamıyla reddediyoruz. Cumhurbaşkanımızın kaydettiği noktaların hedefi Yahudiler değil, günlerdir devam eden Filistin’e yönelik saldırılarla, büyük bir kısmını kadın, çocuk ve gençlerin oluşturduğu çok sayıda masum Filistinlinin yaşamını yitirmesine sebep olan İsrail Hükümetidir. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız kullandığı ifadelerde, İsrail'in eski bir Başbakanının sözlerini hatırlatmıştır.

“Topraklarımız, Yahudiler için bir vatan oldu”

“Bütün inançlara saygı duyan, birçok farklı din ve inanç topluluklarının barış ve huzur içinde birlikte yaşama kültürüne sahip olan toplumumuzda Antisemitizm hiçbir zaman yer bulmamıştır. Ülkemiz, asırlar önce engizisyondan, İkinci Dünya Savaşı’nda ise Holokost'tan kaçan birçok Yahudi vatandaşa kucak açmıştır. Türk diplomatları Holokost esnasında yüzlerce, binlerce Yahudinin kurtarılmasına vesile olmuştur. Yahudi vatandaşlarımız, yüzyıllardır bu topraklarda huzur ve barış içinde, bir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamını sürdürmektedir. Öte yandan Türkiye, Antisemitizmi insan hakları ihlali olarak ilk kez tanımlayan BM İnsan Hakları Konseyi kararının ana sunucularından biridir. Antisemitizmin Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından birçok kereler insanlığa karşı bir suç olarak değerlendirilip telin edildiği de mutlaka hatırlanmalıdır.”

"Antisemitizm istismar edilmemelidir”

“Ayrıca Antisemitizm, mevcut İsrail hükümetinin, Filistinlilere karşı sürdürdüğü saldırılarının dışında, işgal altındaki topraklarda yürüttüğü dini, kültürel ve etnik temizlik politikalarını eleştiriden muaf tutmak ve İsrail Yönetimi’ne dokunulmazlık imkanı sağlamak için istismar edilmemelidir. İsrail’e dokunulmazlık sağlamaya ilişkin girişimlerin vahim boyutlara ulaştığı, uluslararası güvenlik ve barışın muhafazasıyla yükümlü olan BM Güvenlik Konseyi’nin, bir üye ülkenin engel olması sebebiyle, İsrail-Filistin ihtilafı gibi bir konuda devre dışı bırakılmasıyla bir kez daha görülmüştür. Bu bağlamda Cumhurbaşkanımıza karşı haksız ve yersiz ithamların ve İsrail’e BM Güvenlik Konseyi’nde uluslararası dokunulmazlık sağlama çabalarının kaynağının aynı olması doğal olarak tesadüf değildir.

1915 olayları

“Öte yandan, tarihi bakımdan tartışmalı bir niteliği olan ve hiçbir somut bilgi ve kanıt bulunmayan 1915 olaylarını popülist ve siyasi nedenlerle "soykırım" olarak değerlendiren ABD’nin, bütün dünyanın gözü önünde yaşanan İsrail saldırılarına destek çıkması, ciddi bir çelişki örneği olup, Sayın Cumhurbaşkanımız bu çelişkiye de vurgu yapmıştır. Hukukun temel olduğu dünya düzeni ile uluslararası hukukun üstünlüğü sözleriyle iktidara gelen ABD hükümetinin şu an izlediği politikalar, söz konusu bu söylemlerle de fazlasıyla çelişmektedir. ABD hükümetini, liderlerimize karşı asılsız ve haksız ithamlarda bulunmak yerine, sivil halka yönelik İsrail’in saldırılarının durdurulması için girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz. Bu anlamda BM Güvenlik Konseyi’ndeki vetonun kaldırılması atılabilecek ciddi anlamda bir ilk adım olacaktır."