Gebelik zehirlenmesi yüzünden bebeklerini 51 gün sonra görebildiler

Gıda mühendisi olan evli Derya Canikli Koç ve Mehmet Koç çifti, evliliklerini bir bebekle taçlandırmak isteği üzerine anne Derya Koç’un gebe kalmasıyla büyük bir sevinç yaşamıştı.

Erken doğum kararı

Çiftin bu sevinçleri, anne Derya Koç’ta çıkan tansiyon problemi nedeniyle gölgede kaldı. Gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen ve yüksek tansiyona bağlı olarak ortaya çıkan Preeklamsi tanısı koyulan anne Derya Koç, hemen hemen her hafta kontrole gitmek zorunda kaldı. Gebeliğinin 33 hafta 6. gününde anne Derya Koç, idrarda bulunan protein değerindeki artış nedeniyle erken doğum için hastaneye yattı.

Anne Derya Koç’un gebeliğinin riskli olması sebebiyle doğum aşamasında hazır bulunduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Abbasgulu Baghirov, yaşananları şöyle aktardı: 

"Preeklampsi gebelik döneminin en fazla risk oluşturan rahatsızlıklarından biri. Hem bebeğin hem de annenin sağlığını tehdit ediyor ve ayrıca bebeğin gelişimine de etki ediyor. Ayrıca bu nedenden dolayı anne karnında bebeğin büyüme kısıtlılığı ile karşılaşacağını ve düşük doğum kilosuyla dünyaya geleceğini de biliyorduk. Bu sebeple doğumda hazır bulundum. 18 Mart’ta gerçekleşen sezaryen doğumundan sonra solunum problemi yaşayan bebeği kuvöze yatırdık ve bebeği solunum desteğine bağladık. Bu süreçte şekerini ayarladık, hipoglisemi gelişti. Bir gün eksik ile bebek 34 haftalık doğdu. Anne karnında bu problemleri yaşamasaydı normalde 2 bin 500 gram ağırlıkla doğacaktı ve yoğun bakıma da hiç yatmayabilirdi; fakat anne adayında yüksek tansiyona bağlı olarak gelişen Preeklamsi yani gebelik zehirlenmesi sebebiyle 34 cm. ve bin 50 gram ağırlığında doğdu. Doğumdan 50 gün sonra Ata Deniz ismi verilen bebeği babasına ve annesine sağlıklı bir şekilde, 2 kilo 640 gram ağırlığı, 45 cm boyu ile teslim ettik. Hasreti bittikten sonra ailemiz evlatlarına kavuştu.

“Çifte bayram yapıyoruz”

Pandemi sebebiyle taburcu olana kadar bebeğini göremeyen anne Koç, "Günlerimiz, sanki ömür boyu bebeğimize hasret kalacağız duygularıyla, stresli ve heyecanlı bir şekilde geçti. Bebeğimiz artık bizimle, çifte bayram yapıyoruz ailece." sözlerini kullandı. Hastanedeki sağlık personeline teşekkürlerini ileten anne Koç, duygularını şöyle dile getirdi: 

“Ata Deniz’in düşük kilo ile doğacağını zaten biliyorduk. Gelişimiyle ilgili bir gerileme yaşandığını da biliyorduk. Bu yüzden her hafta gittiğimiz doktor randevuları hem çok stresli hem de çok heyecanlıydı; fakat ben yine de o sürecin her anını tekrar yaşayabilirim. Bir anne adayı için benim için çok güzeldi. Doğum ile ilgili endişeliydim çünkü hem Ata’nın hem de benim sağlığım söz konusuydu. Preeklamsi problemi yaşıyordum, bir yandan kendim için de endişeliydim. 51 günlük o süreci anlatmak gerçekten çok zor. Bebeğinizi göremiyorsunuz ve o an doktorla konuşacağınız şeyler çok önemliydi. Hem Doktor Abbas hem de Anıl Bey'le hemen hemen her gün görüşebildik. Yüz yüze, telefonda ne olursa olsun her sorumuza cevap verdiler. Geldiğimiz hastane, güvendiğimiz bir yer olduğu için de bu konuda çok rahattık. Hissettiklerimize geilrsek: Sanki bebeğinize bir ömür hasret kalacakmış hissi uyanıyor fakat bir yandan da harika bir duygu çünkü annesiniz. Kopmayan bir bağınız olduğunu düşünüyorsunuz. Bir taraftan da hiç bitmeyen bir kalp sızısı var gibi oluyor. Gergin olmamanız gerektiği aktarılıyor size ama durumun kendisi bütünüyle stresli ve tedirgin bir durum. Bebek, karnıma düştüğü ilk andan sonra neler neler öğretti ve hâlâ öğretmeye de devam ediyor. Ben bebeğimi ilk kez doğumdan sonra ve taburcu olurken yalnızca birkaç dakika görebildim. Eşim ise hemen hemen hiç görmedi. Pandemi sebebiyle yoğun bakıma refakatçi ya da ziyaretçi alınmadığı için 51 gün sonra bebeğimizi görebildik ve kucağımıza aldık. Bu anlatılabilecek bir duygu değil. Bebeğimiz artık bizimle, şu an ailece çifte bayram yaşıyoruz.”