HDP’li Sancar: “Tarihin en yüksek enflasyonunu siyah çelenkle gizlediler”

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin haftalık olağan toplantısında gündemi değerlendirdi. Sancar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu yöndeydi: “Sığınmacılar konusunda saat başı karar değiştiriyorlar. Bu konuyu çıkarcı yöntemlere alet ediyorlar ancak bu, o meselelerden değildir. İnsani ve siyasi bir mesele haline gelen bu konuyu araç olarak kullanan da yalnız iktidar partisi değil. Muhalefet partileri de bu oyunun ayrı ayrı parçaları. Sığınmacılar özellikle son günlerde sık sık gündeme geliyor. Bu konu her kesimden insan tarafından konuşuluyor. Ancak iktidar, ekonomik çöküşü durduramayınca sığınmacıların gönderilmesi üzerinden hikayeler üretip o konuyu unutturmaya çalışıyor. Bugün sığınmacılara yöneltilen bu kin yarın toplumumuzun bir başka kesimine yöneltilir. Bölgesel barışı hedeflemeyenler ve savaş konusunda ısrar edenlerle ne sığınmacı sorununun çözülmesi mümkündür ne de bu toplumda barışın sağlanması mümkündür. HDP, bölgesel barışı savunduğu için çözümün adresi olan partidir. Bir diğer yandan da iktidar sığınmacıları göndermeyeceklerini, gitmek isteyenlerin gönüllü olarak gideceklerini söylüyor. Yani bu sorunun kaynağı olan savaş politikasını da derinleştirmeye çalışıyor.”

“Ekonomik çöküş en fazla engellileri etkiliyor”

“Bu hafta Engelliler Haftası. Onların yaşadıkları adaletsizlikleri, eşitsizlikleri konuşmalı ve bunlara çözüm bulmalıyız. Ancak ülkemizde şu anda ekonomik çöküş mevcut. Bu çöküşün en çok etkilediği kesimin başında şüphesiz engelliler geliyor. Engelli vatandaşlar ve aileleri, senelerdir devam eden ekonomik olumsuzluklardan ve döviz şoklarından etkileniyorlar. Bir diğer yandan ülkemizde kaç milyon engellinin yaşadığını bile bilemiyoruz. Artık toplumsal, siyasal ve ekonomik krizler karşısında çözüm üretemeyen iktidarla karşı karşıyayız. İktidar partisinin hedefi artık krizi çözmek değil krizin odağını sık sık değiştirmek. Türkiye, tarihinin en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya kalıyor. Sefalet ve yoksullukla yoğrulan halk karşısında iktidar partisi de yarattığı krizlerin üzerini yeni krizlerle kapatıyor.”



Osman Kavala’nın hapsi hakkında

“Bu ülkede provokasyonlarla toplumlara korku yayılmaya çalışıyor. Milyonlarca insanın gözü önünde kumpas sergilendi. Kurmaca hikayeler, gözlere soka soka anlatıldı. Yargılama tamamen yalandı. Osman Kavala ve diğer arkadaşlarımıza ağır cezalar kesildi. Gezi davaları, dünya hukuk ve yargı tarihine kumpas, kurgu yargılama ve kirli oyun olarak geçti. Bu utanç da tezgahı kuranların alınlarından asla silinmeyecektir. Bu olanlar, söylediklerim Kobani Davası için de geçerlidir. Tüm davalardaki adaletsiz ve haksız yargılamalar ile hükümler elbette bir gün geçersiz kalacaktır. Bunun için ortak demokrasi yürütmemiz gerekir. Bunun için de iktidarı hep birlikte değiştirmemiş gerekir. Düzeni değiştireceğiz. Gücümüz buna yeter.”

“O gün enflasyondan hiç bahsedilmedi”

“Diyarbakır’da nöbet tutan aileleri temsilen HDP’nin Ankara’daki genel merkez binası önüne 3 kişi siyah çelenk bıraktı. Bu çelengi kaldırmak isteyen HDP personelleri ile diğer insanlar arasında arbedeler çıktı. Ancak bunların hepsi tezgahtı. Bu tezgahı kuran kişiler, iktidar değiştiğinde gerçekten bağımsız olan yargının adaletini de görecekler. O gün o olay yaşanırken enflasyon rakamları hiç konuşulmadı. O gün konuşulan tek şey HDP binası önündeki arbedelerdi. Enflasyon, son 20 senenin en yüksek seviyesinde iken o gün bu konudan hiç bahsedilmedi. Partiler kendi medyalarını, canlı yayın araçlarını, basın mensuplarını binamızın önüne gönderdiler. Orada gün boyu canlı yayın yapıldı. herkes kendi provokasyonunu yaptı. Amaçları, dikkatleri enflasyon dışında bir yere çekmekti. Başarılı da oldular.”



“Gelin iki kutuplu düzenden birlikte çıkalım”

“Halkı halkla birlikte yönetebilecek güçler iktidara gelmelidir. Biz bunu savunuyoruz. Biz, iktidara geleceğiz. Kararlılığımızla bu yolda ilerliyoruz, ilerleyeceğiz. Bizim ışığımız var. Bu ışık, ortak mücadelemiz. Bizim amacımız, bu ortak mücadelemizi büyütmek. Bizim meselemiz mevki, makam ve sayı meselesi asla değil. Bizim meselemiz yalnızca sandıkla sınırlı de değil. Biz, gelecek kurmak istiyoruz. Meselemizin en önemli parçası da seçim. Ancak tabi ki tek aracımız seçim değil. Ortak mücadelemiz büyümeye devam ettikçe geleceğimizi inşa etmek konusunda irademiz güçlendikçe seçim ve sandık konusunu da kısa sürede en etkili biçimde muhakkak çözeceğiz. Gelecek seçimde nasıl davranacağımızı da nasıl bir ittifak içinde olacağımızı da gücümüzü parlamentoya nasıl taşıyacağımızı da birlikte belirleyeceğiz. Bu sebeple ortak mücadelemizi sağlamlaştıracağız. Gelin zeminimizi güçlendirelim, büyütelim. Zeminimiz, parlamentoya en güçlü iradesiyle, tüm halkları temsil ederek çıkalım. Biz, parlamentoda hakkımız olan yeri muhakkak alırız yeter ki buna hep birlikte inanalım; yeter ki bu konuda ayrımcılığı ve küçük hesapları bir kenara bırakıp birlik olalım. Ayrıcalıklar önemsiz değildir elbette ancak her adımı birlikte atmak çok önemlidir. Bu sebeple demokrasi güçlerine çağrıda bulunuyorum: Gelin birlikte büyüyelim. Türkiye’yi kısır döngüden, bu döngüye mahkum eden iki kutuplu düzenden hep birlikte çıkartalım.”