10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü

Ekonomik, sosyal ve kültürel farklılıkların ortaya çıkışı insan haklarına uygun yaşamada iyileşmeye mi neden oldu yoksa kötüye gidişin göstergesi mi oldu? İlk insanların hak hukuk meselelerinde tutum ve davranışları nasıldı?

DÜNYA 10.12.2019, 09:43 10.12.2019, 23:31
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü

Bugün Dünya İnsan Hakları Günü, haberimizde "İnsan Hakları" "nedir?", "Niçin vardır?" sorusunu irdeledik...

Eğitim, teoride insanların birbirlerinin hakkını korumada faydalı olduğu söyleniyor. Peki, pratikte eğitimin toplumsal ayrışmalara neden olduğu nasıl gözlemlendi? Eğitim eşit mi?

Eşitlik nedir? Kanunen ne durumdadır?

İnsan hakları evrensel bildirgesinin 1. maddesinde eşitlik, “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine karşı kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.”şeklinde geçiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesinde de, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.” ifadeleri yer alıyor.

Düşünce özgürlüğü istediğini yapmak mıdır?

Burada eşitlik, sosyal yapı içerisindeki düzen ve ahengi bozmayacak eşitsizlikler olarak ele alınıyor. Özgürlük, her şeyden önce “düşünce özgürlüğü” olarak algısıyla vurgulanıyor, istediğini yapmak veya maddi çıkarları istenildiği gibi elde etmek manasına geldiği belirtilmiyor.

İnsan “akıllı yaratık”

Arapça kökenli olan “insan” kelimesi “akıllı yaratık” manasına geliyor. İnsan, çevresindeki tüm etkenleri münferit algılayıp, kendi aklıyla yorumlayabilen, farklı yargılara varabilen bir varlık, aklı o insana sınırsız düşünme imkânı sağlar. Düşünce kısıtlanamayacağı gibi çatışmaya gelmeksizin aktarılabilir fakat insanlar düşüncelerine oldukça fazla paydaş sağlayabilir. Bunlar çoğunlukla insanın sorunsuz ve anlaşılabilir yönlerine karşılık gelir.

Ancak, ortak olmayan düşüncelerle görüş ayrılıkları belirerek; kişi ve gruplar arasında da ayrılıklara da neden olur.

İnsan hakları neden savunulmalıdır?

İnsanların hepsini tek tür bir düşünceye yöneltmek, insanlık varoldukça neredeyse imkânsızdır. Burada insan hakları tabiri devreye giriyor. İnsan hakları terimi, bu düşünce ayrılıklarının arasındaki sert çizgileri yumuşatmakla görevlendirilmiş bir anlama karşılık geliyor. Bu çerçevede insan haklarını savunma gereksinimi; kişinin kendi özgür alanını, onurunu koruyabilmesi için elzem hale geliyor.

Her grup, kendi düşüncesini diğerleriyle uyumlu hale  getirebilir ya da tolere edilebilir hale getirmezse “ayrımcılığın” ortaya çıkmasına teşkil etmiş olur.

Dünyada insan hakları kavramının yerleşmesinde eğitimin en büyük etkiye sahip olduğunun en çok kabul edilen olgu haline geldiği birçok eğitim sosyoloğu tarafından belirtiliyor ve geniş bir payda ediniyor.

Üniversiteler, bilginin özgür ve evrensel nitelikte aktarıldığı, tartışıldığı, yorumlandığı kurumlar olarak tanımlanıyor. Üniversite aracılığıyla, fikrî olgunluk sağlanıyor ve faydalı olabilecek meslekî beceriler öğrenciye aktarılıyor ve topluma katma değer katmak üzere hazırlanmış olunuyor.

Bu halkın refahının güçlenmesine; maddi, manevi, ekonomik, sosyokültürel konularda daha çağdaş seviyeye gelmesini sağlayacaktır.

İnsan haklarının gelişmesinde, özgür düşünce mutlaka yer almalı. Özgür düşünce sadece insan haklarını geliştirmekle kalmaz, bilim ve teknolojinin de gelişmesi için gerekli ortamın da sağlanmasında kilit rol oynar.

Habernediyor.com / Safa Kaçar

Yorumlar (0)