16 Eylül Cuma namazı hutbesi...Cuma namazı nasıl kılınır?

Cuma hutbesi konusu nedir? 16 Eylül Cuma günü camilerde cemaat eşliğinde namaz kılmak isteyen vatandaşlar, bugünkü hutbenin konusunu merak ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, konuyla ilgili perşembe günü resmi internet sitesi üzerinden bilgileri yayımladı. Bugün çok sayıda vatandaş camilere gidecek ve eller semaya kalkacak. Peki, 16 Eylül Cuma hutbesinin konusu nedir? İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan 16 Eylül Cuma hutbesi konusu...

YAŞAM 16.09.2022, 13:18 18.09.2022, 12:06
16 Eylül Cuma namazı hutbesi...Cuma namazı nasıl kılınır?

Vatandaşlar, 16 Eylül Cuma hutbesi konusunu merak ediyor. Vatandaşlar Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gelen açıklamanın detaylarını öğrenmek için internette araştırma yapıyor. 6 Eylül 2022 Cuma günü cuma namazı, İstanbul'da 13.04'te, İzmir'de 13.11'de ve Ankara'da 12.49'da kılınacak. Peki, 16 Eylül Cuma Hutbesi konusu nedir? Cuma namazı nasıl kılınır? Cuma namazı kaç rek'at? İşte detaylar…

16 Eylül Cuma hutbesi konusu nedir?

Diyanet İşleri Başkanlığı, 16 Eylül Cuma hutbesini paylaştı. 

16 Eylül Cuma hutbesinin konusu 'Takva, Haya ve Tesettür' olarak belirlendi.

İşte 16 Eylül Cuma hutbesi:

"Muhterem Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ, bizlere şöyle seslenir: ‘Ey Âdemoğulları! Size mahrem yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise indirdik.’

Bu ayet-i kerime, giyinme ihtiyacımız için nimetleri bize Cenâb-ı Hakk’ın ihsan ettiğini ve O’na şükretmenin bizim borcumuz olduğunu bildirir. Aynı şekilde giyinmenin bir zarafet ve güzellik gereği olduğuna vurgu yapar. Ayetin devamında ise şu şekilde buyrulur: ‘Takva elbisesi, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar.’

Aziz Müminler!

Takva elbisesi; edeptir, imandır. Takva elbisesi, bedeni örten kıyafetlerin nasıl bir anlam taşıdığını idrak etmektir. Takva elbisesi, örtünmenin gerçek gayesini keşfetmektir. Takva elbisesi, ruhunu incitecek ve bedenine zarar verecek her türlü hatadan uzak kalarak erdemli hayat sürme bilincidir. Örtünme Allah’ın bir ayeti olduğuna göre, Rabbimizden öğüt almamız ve onun hikmetini düşünmemiz gerekir.

Rabbimiz, insanı eşsiz bir şekilde yaratmıştır. Fıtrat denilen bu yapı, iyi, güzel ve faydalı olana doğru yönelmeye hazırdır. Bedenin dokunulmaz ve mahrem olduğu, giyinmenin güzel ve doğru olduğu, doğuştan gelen fıtri bir kabuldür. İlk insan Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın cennetteki hali bunun en büyük delilidir. Onlar, Allah’ın emrini unutup yasaklanan ağaçtan yediklerinde edep yerleri açılmış, telaş ve mahcubiyet içinde cennet yapraklarıyla örtünmeye çalışmışlardı. Bu utancın nedeni ise onların fıtratındaki hayâ duygusuydu.

Kıymetli Müslümanlar!

Hayâ, insanın günah işlemekten utanması ve çirkin bir iş yapmaktan çekinmesidir. Hayâ, İslam’ın özüdür; hayâ ilk peygamberlik öğretilerinden bu yana insanlığa seslenen ahlâkî bir çağrıdır. İslam’da örtünmenin en büyük hikmetlerinden biri, hem Allah’a hem de kullara karşı hayânın gereği olmasıdır. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.s), ‘Allah halîmdir, kusurları örtendir, hayâ sahibidir. Örtünmeyi ve hayâyı sever.’ buyurmuştur. Çünkü hayâ, her an Allah’ın bizimle olduğunu bilmek, O’nun karşısında mahcup olacağımız işler yapmamaktır. O sebeple, örtünmenin ilahi bir değeri ve anlamı vardır. Örtünme, insanın daima kendisini gören, koruyan ve işiten ilâhî kudreti unutmamasıdır. Örtünme, Allah’ın istediği, sevdiği, emrettiği bir davranış olduğu için değerlidir. Tesettür itibarsız bir tercih gibi gösterilemez, küçümsenemez. Çünkü tesettür Allah’ın rızasını kazanmanın bir vesilesidir.

Değerli Müminler!

Tesettür, Allah ve Resûlü’nün işaret ettiği istikamette yaşamaya ilişkin kararlılığın dışa yansımasıdır. Tesettür deyince, erkeği ve kadını ilgilendiren ortak bir kavramdan, yüce bir erdemden bahsediyoruz. Örtünmenin yalnızca kadını ilgilendirdiğini ve başörtüsünden ibaret olduğunu düşünmek ciddi bir yanılgıdır. Zira örtünme, sınırlara saygının ifadesi ve insanla ilgili bir ilkedir. Elbette erkek ve kadının tesettür sınırlarında İslam’ın belirlediği ayrılıklar vardır. Fakat unutmayalım ki, erkek ya da kadın y her mümin, hayâ bilinciyle örtünür ve böylece toplum içinde değer kazanır. Zira İslam’a göre insan, imajı ve suretiyle değil, ruhu ve şuuruyla değerlidir. Güzelliği helal dairesinde aramalı, haram çizgisinin ötesinde değil.

Aziz Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’de, ‘Mümin erkeklere söyle, haramdan gözlerini sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Onlar için bu daha nezih bir davranıştır. Allah onların tüm yaptıklarından haberdardır.’ buyrulur. Bir sonraki ayette ‘Mümin kadınlara da söyle, haramdan gözlerini sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Kendiliğinden görünenler haricinde ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üstünden bağlasınlar.’ buyrulmaktadır. Bu iki emrin art arda gelmesi, örtünme ve hayânın hem erkek hem de kadından beklendiğini işaret eder. Her Müslüman kendi izzetini korumakla olduğu kadar, diğerlerinin mahremiyetine saygı duymakla da ayrıca yükümlüdür. Ne mutlu hür iradesiyle edep, hicap ve hayâ ile yaşamayı seçenlere! Ne mutlu kulluk bilinciyle ahirette de dünyada da kazançlı çıkanlara!

Hutbemin sonunda Ermenistan-Azerbaycan sınırında vatanını müdafaa ederken şehit olan Azerbaycan’ın kahraman askerlerine Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kardeş ve dost ülke Azerbaycan halkının başı sağ olsun."

Cuma namazı nasıl kılınır?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gelen bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şöyle;

Öğle ezânı okunduktan sonra ilk başta dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır. Ardından niyet ederken, "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" sözleri kullanılır. Bu, öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. İlk rekatta ilk başta ‘Sübhaneke’ okunur. Ardından ‘Euzü Besmele’ çekilir.

Tüm rekatlarda ‘Fâtiha’ ve ‘zamm-ı süre’ okunur. İlk oturuşta yalnızca ‘Etteahiyyatü’ okunur. Son oturuşta ise câm içinde, ikinci ezân okunur. Ardından hutbe okumak için imam minbere çıkar. Hutbe okunur. Hutbe okunduğu esnada cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur. Hatîb duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. Sessiz bir şekilde denir.

Namaz kılarken yapması harâm olan şeyler, hutbe dinlenirken de harâmdır. Hutbe okunup tamamlandıktan sonra müezzin kamet getirir.

Ardından cemâ'at ile Cum'a namazının iki rek'at farzı kılınır. Bu aynı sabah namazının farzı gibidir.

Niyet edilirken şu ifadeler kullanılır: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama."

Sonra, 4 rek'at son sünneti kılınır ve niyeti şu şekildedir: “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya.”

Bu sünnet ilk sünnet gibi kılınır. Bu şekilde esas itibariyle Cuma namazı sünneti ve farzları beraber kılınmış olur. Son sünnetten sonra zuhr-i ahir, niyetiyle 4 rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şu ifadeler kullanılır: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan son öğle namazının farzına.” Böyle niyet edilirse, o günün cuma namaz şartlarında bir eksiklik sebebiyle kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olduysa, son kazaya kalmış öğle namazına sayılır. Bundan sonra, iki rek'at sünnet kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" şeklinde niyet edilir. Cum'a sahîh olmadıysa bu on rek'at, öğle namazı olur. Ardından, ‘Âyet-el-kürsi’ ve ‘tesbîhler’ okunup, duâ edilir.

Cuma namazı kaç rek’at?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun dışından farzdan önce 4 rekât, farzdan sonra 4 rekât olmak üzere 8 rekât da sünneti vardır. İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzın ardından kılınacak sünnet bir selamla 4 ve bir selamla 2 rekât olmak üzere 6 rekâttır. Bunun Hz. Ali’den rivayet edildiği düşünülmektedir.

Yorumlar (0)