Kanser tedavisinde Türk doktorlardan tarihi buluş

Koç Üniversitesi Translasyonel Tıp Araştırma Merkezi (KUTTAM) Kıdemli Araştırmacısı ve Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Devrim Gözüaçık ve çalışma ekibi, doku gelişim ve onarımı ile ilgili bir molekül olarak değerlendirilen CT-1'in, kanserde de kritik bir rol oynadığını keşfetti.

SAĞLIK 04.12.2022, 10:30
Kanser tedavisinde Türk doktorlardan tarihi buluş

Türk bilim insanları kanserle mücadele kapsamında yeni bir mekanizma keşfetti.

“Kanser hücreleri, sağlıklı hücreleri ‘köleleştiriyor’”

Prof. Gözüaçık, kanser hücrelerinin CT-1'i dokularla iletişim kurmak için kullandığını ve bu molekül aracılığıyla tümörün yaydığı sinyallerin, sağlıklı hücreleri "kansere hizmet etmek amacıyla köleleştirdiğini" ortaya koydu. "Köleleştirici" etkinin, 2016’da Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'ne de konu olan otofajiye yani hücrelerin kendi kendini sindirmesine bağlı olduğunu ortaya çıkardı.

Kanser teşhis ve tedavisinde ezber bozacak

Dünyada ilk kez bilimsel anlamda ortaya konan bu keşifle ilgili ayrıntıları ilk kez anlatan Prof. Dr. Gözüaçık, çalışma neticelerinin devrim niteliğinde olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gözüaçık, gerçek hasta dokuları ve deneysel sistemlerinde de çalışarak elde ettikleri bu keşfin sonraki dönemde, başta meme kanseri olmak üzere bazı kanser türlerinde teşhis ve tedavi bakımından pek çok ezberi değiştirebileceğini kaydetti.

"Tümör, CT-1 proteini ile etrafındaki hücreleri köle ediyor"

Bu keşif ile bazı kanser türlerinde hastalığın seyri ile ilgili daha tanı aşamasında ciddi ipuçları elde etmenin de mümkün olabileceğini belirten Prof. Dr. Gözüaçık, "Kanser ile ilgili yeni konseptler var. Bunlardan biri, kanserin aslında yalnızca bozulmuş hücrelerden oluşmadığı. Çevre dokuların da kanserin oluşum, gelişim, yayılımı ile birlikte ilaç direncine katkı verdiği konusunda veriler var. Biz buna 'tümör mikro çevresi' adını veriyoruz. Biz, kanser hücreleriyle tümör mikro çevresinde nasıl bir iletişim var, bununla ilgili araştırmalarımıza 8-10 yıl önce başlamıştık. Tümör hücrelerinden nasıl mesajlar iletiliyor ki mikro etrafı da değişiyor ve kanseri destekleyici duruma geliyor? Sanki tümör, normal hücreleri kendisine köle ediyor, kendisine hizmet etmesini sağlıyor. Geniş gen taramaları yaptık, test ettik, salgılanan proteinleri ortaya çıkardık. Bunlardan özellikle birine yoğunlaştık; bu proteinin (CT-1) kanserle bağlantısı önceden bilinmiyordu. Daha çok kalp, böbrek hastalıklarındaki etkileri zaten biliniyordu. Biz gördük ki bu protein yalnızca meme kanseri hücrelerinden değil, genel birçok farklı tür kanser hücrelerinden de salgılanıyor" sözlerini kullandı.

CT-1 faktörünün kanserle ilişkisi ispatlandı

Henüz bilim dünyasının kanserle ilişkisini keşfetmediği Cardiotrophin-1 (CT-1) adlı proteinin, tümör hücreleri tarafından 'normal hücrelerle iletişim kurmak üzere’ kullanıldığını, kanserli hücrelerin CT-1 aracılığıyla sağlıklı dokuların ana üyelerinden olan fibroblastlar üzerindeki 'özel antenlere' bağlandığını ve böylece normal dokuları da kendi hizmetine aldığını söyleyen Prof. Dr. Gözüaçık, "CT-1 faktörünün kanserle ilişkisi bilinmiyordu. Biz, kanserle ilişkisini gösteren ilk çalışmayı yaptık. Dünya genelinde ilk ve öncü sonuçlar bunlar. Bu faktörün hem kanserle ilişkisi hem kanserin yayılması, uzak ve yakın çevreye metastazı ile ilgisini de ilk kez ortaya çıkardık. Üstelik bunu, gerçek hasta dokularında ortaya çıkardık. Bu çalışmanın ileride kanserle ilgili paradigmaları değiştirebilecek değeri olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Kanser teşhisinde de kullanılabilecek

Ekipte cerrahların da yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Devrim Gözüaçık, bu keşfin, bir hastada kanserin seyri ile ilgili ön bilgi verebileceğini de belirterek sözlerini şöyle tamamladı:

"CT-1'in tümörle etkileşiminin, meme kanserinin doku içine yayılması ve uzak metastazlar yapması için özellikle önemli olduğunu fark ettik. Doç. Dr Ece Dilege başta olmak üzere cerrah arkadaşlarımızla etik kurul onayları da alınarak hasta dokularında çalıştık. CT-1 faktörü yüksek hastaların lenf düğümü metastazlarının çok yüksek olduğunu tespit ettik. Tümörlerinin de daha agresif, tedavisi zor olabileceğine, yayılımın daha çok olduğuna dikkat çekiyor sonuçlar. Örneğin CT-1'i yüksek ve düşük olan meme kanserlerinde yayılım anlamında farklılıklar olabilir. Öte yandan kanser hücrelerine özgü bir artış yaşandığı için, kanserin ön tanısı ile ilgili de bilgi verebilir. Örneğin gelecek dönemde hastaların kanında CT-1 faktörünün yüksekliği, kanser tanısı için kullanılabilir. Ayrıca biz tedavi açısından da deneysel çalışmalar yaptık. CT-1'i bloke eden antikorlar kullandık ve bunların hücresel seviyede kanserin yayılımını ve dokulara girişini etkilediğini gösterdik. Yani ileride bir tedavi fırsatı da çıkabilir. Ayrıca tanı ve tedavi ile bir arada düşündüğümüz zaman son dönemde yapılan araştırmalara göre, kanser dokusu haricinde kanser mikro çevresi de tanı ve tedavi için ümit veriyor. Yani yalnızca kanser hücrelerini hedefleyerek değil, çevre dokuyu da hedefleyerek kanser tedavisi için farklı yaklaşımlar geliştirilebilir"

“Keşif, Türkiye'nin beyin gücü ile yapıldı”

Prof. Devrim Gözüaçık, araştırmada temel bilimsel araştırmalar ve özgün buluşlardan hareket edildiğini vurgulayıp temel bilimin, teknolojik ve bilimsel AR-GE için öneminin altını da çizerek dünya genelindeki bu keşiflerin Türkiye'nin beyin gücü, laboratuvar imkanları ve insan kaynağı sayesinde gerçekleştirildiğini kaydetti.

Meme kanserine yeni bir tasnif getirilebilir

Çalışmanın baş araştırmacılarından biri olan Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Yunus Akkoç, bu yeni keşfin meme kanserinde yeni bir sınıflama getirebileceğini belirterek "Meme kanseri haricindeki kanserlerde de bu keşfimizi test ettik ve diğer birkaç kanserde, bunun yine önemli bir molekül olduğunu gördük. Ama meme kanseri konusunda şunu vurgulamak istiyorum, tedavi veya kliniğe nasıl yansıyabilir bu keşif derseniz, genelde kanser hastaları tedavilerinde çeşitli alt sınıflar altında değerlendiriliyor. Biz bu keşfettiğimiz molekülle, yeni bir alt sınıf oluşturmuş olabiliriz ve bu alt sınıfa ilişkin hastaları taradığımızda, onlara vereceğimiz tedavi de CT-1 özelinde olabilir" sözlerini kullandı.

Yorumlar (0)