En ölümcül grip salgını: İspanyol Gribi

Tarihin en ölümcül salgını olan İspanyol gribi, 1918 yılında dünya çapında yaklaşık 500 milyonu etkilemiştir. Bu salgın nedeniyle, 20 ile 50 milyon arası insanın öldüğü tahmin edilmektedir. Hatta bazı tahminlere göre ölü sayısı 100 milyona kadar çıkmıştır. 1918 gribi, tüm dünyaya yayılmadan önce ilk olarak Avrupa, ABD ve Asya’nın bazı bölgelerinde gözlemlenmiştir.

SAĞLIK 29.04.2019, 17:26 29.04.2019, 19:42
En ölümcül grip salgını: İspanyol Gribi

Grip, solunum sistemine saldıran bir virüstür ve yüksek derecede bulaşıcıdır. Hastalığa yakalanan bir kişi öksürdüğünde, hapşırdığında ya da konuşurken, solunum damlacıkları üretilir ve havaya bulaşır. Daha sonra yakınlardaki herhangi biri tarafından solunabilir. Ayrıca virüse sahip herhangi bir şeye dokunup, sonra ağzına, gözlerine ya da burnuna dokunan bir kişi de hastalık kapabilir.

Grip salgınları her yıl meydana gelir ve hangi virüs türünün yayıldığına kısmen bağlı olarak şiddeti değişebilir.

1918 salgınının ilk dalgası, ilkbaharda meydana geldi ve genellikle hastalar gribi hafif bir şekilde atlattı. Soğuk algınlığı, ateş ve halsizlik gibi tipik grip belirtilerine sahip olan hastalar, genellikle birkaç gün sonra düzeldi. Bildirilen ölüm sayısı oldukça düşüktü.

Bununla birlikte ikinci grip dalgası, aynı yılın sonbaharında adeta intikam almak için gelmiş gibiydi. Mağdurlar, belirtilerin ortaya çıkmasından sonra saatler içinde ya da birkaç gün sonra öldüler, ciltlerinin rengi maviye döndü ve akciğerleri boğulmalarına neden olan sıvıyla doldu. Sadece bir yıl içinde, ABD’de ortalama yaşam süresi aniden düştü.

Neden 'İspanyol gribi' deniliyor?

Salgına neden olan grip virüsünün tam olarak nereden geldiği bilinmiyor ancak 1918 gribi, aylar içinde dünyanın neredeyse her yerine yayılmadan önce Avrupa, ABD ve Asya’nın bazı bölgelerinde gözlemlendi. 1918 gribi sadece bir bölgede görülmemesine rağmen, tüm dünyada ‘İspanyol gribi’ olarak adlandırıldı. İspanya hastalıktan oldukça şiddetli bir biçimde etkilenmişti. Ayrıca, tam bu dönemde Birinci Dünya Savaşı yaşanıyordu ve İspanya savaşa katılmamıştı. Dolayısıyla savaşta yer alan ülkelerde mevcut olan sansür, İspanya’da uygulanmıyordu. Savaşın içerisindeki ülkeler, halkın bu salgından haberi olmasını istemediler ve sansüre başvurdular. Böylece hastalık ilk olarak İspanya’da fark edilmiş oldu.

Genç insanları da etkiledi

1918 salgınının farklı olan bir yönü de, normalde bu tür bulaşıcı hastalıklara karşı dirençli bir grup olan sağlıklı, genç insanları da vurmuş olmasıydı. Bunlara Birinci Dünya Savaşı’nda mücadele eden askerler de dahildi. Aslında 1918 gribi nedeniyle, savaş sırasında öldürülen ABD askeri sayısından daha fazla asker öldü. ABD donanmasının yüzde 40’ı gripten etkilenirken, ordunun yüzde 36’sı da bu hastalığa yakalandı. Kalabalık gemilerde ve trenlerde dünyayı dolaşan birlikler, bu katil virüsün yayılmasına neden oldular.

Her ne kadar İspanyol gribi nedeniyle yaşanan ölümlerin sayısı 20 ile 50 milyon arası olarak tahmin edilse de, diğer tahminlere göre yaşanan ölüm sayısı 100 milyon kadar yüksek. Birçok yerde tıbbi kayıt tutma eksikliğinden dolayı kesin rakamların bilinmesi imkânsız.

Başkan Woodrow Wilson’ın da 1919’da Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Versay Anlaşması’nı müzakere ederken gribe yakalandığı bilinmektedir.

Nasıl önlemler alındı?

1918 gribi ortaya çıktığında, doktorlar ve bilim adamları gribe neyin sebep olduğu ve nasıl tedavi edileceği konusunda emin değillerdi. Bugünün aksine, gribi tedavi eden ilaçlar ya da aşılar yoktu. Birinci Dünya Savaşı nedeniyle ABD’nin bazı bölgelerinde, doktor ve sağlık çalışanları bakımından sıkıntı çekiliyordu. Ayrıca ABD’deki mevcut sağlık personelinin de birçoğu gribe yakalanmıştı.

Ayrıca bazı bölgelerdeki hastaneler, o kadar fazla grip hastasıyla dolmuştu ki bazı okullar, özel evler ve diğer binalar geçici olarak hastanelere dönüştürülmüş ve buralarda tıp öğrencileri görevlendirilmişti. Bazı yetkililer, karantina uygulamış ve vatandaşlara maske takmalarını söylemişlerdir. Ayrıca okullar, kiliseler ve tiyatroların kapatılmasını da emretmişlerdir. İnsanlara el sıkışmaktan kaçınmaları ve evde kalmaları önerilmiş, kitapların ödünç verilmesi durumuna kütüphaneler tarafından son verilmiş ve tükürme yasağı getiren düzenlemeler getirilmiştir.

Yorumlar (0)