Çocukluk obezitesi giderek artıyor!
191 ülkenin değerlendirilmeye alındığı 'Çocukluk Obezitesi Atlası'na göre, yaşları 5 ile 19 arasında değişen obez çocukların sayısı 2020 senesinde 158 milyona, 2025'te 206 milyona ve 2030'da 254 milyona yükselecek.
Küresel ölçekteki ilk 'Çocukluk Obezitesi Atlası' geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından desteklenen, Dünya Obezite Federasyonu'nun hazırladığı atlas, obezitenin sadece yetişkinler için değil çocuklar için de büyük bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne serdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda gelecek ay bu çalışma incelenecek.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bundan beş sene önce küresel düzeyde daha sağlıklı bir dünyada yaşamak için 2025 senesine kadar ulaşılması planlanan 9 küresel amaç belirledi.
DSÖ ayrıca, obezite için diyabet ve obezitedeki artışın durdurulması konusunda tavsiyelerde bulundu. Özellikle Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri'de kontrol edilemeyen obezite için daha önemli projelere yer verilmeli uyarısını da yaptı.
Türkiye'de çocukluk obezitesindeki durum
2030 senesinde bir milyonu aşkın okul çağı ve orgen obez çocuğa sahip olacak ülkelerin listesinde ilk 10 sırada Çin, Hindistan, ABD, Endonezya, Brezilya, Mısır, Meksika, Nijerya, Pakistan ve Güney Afrika yer alıyor.
Türkiye ise bu listede 13'üncü sırada. Ülkemizde 2030 senesinde 5 ila 19 yaş arasındaki çocukların 3 milyon 389 bin 941'inin obez olması öngörülüyor.
Peki çocuklarımızı obeziteden nasıl koruruz?
Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Derneği Başkanı Prof. Dr. Emin Ersoy, çocukları ilk olarak evde sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturarak ve dışarıda yemek yemeyi en aza indirerek, ikinci olarak ders programlarına beden eğitimi gibi hareket etmeye yönelik aktiviteler ekleyerek çocukları obeziteden koruyabileceğimizi aktardı.
Ve Ersoy şöyle devam etti:
“Belediyelerden başlamak kaydıyla, uyarılar yapılabilir. Obez hastaların sosyal programlar, sempozyumlar ve tedavisini, toplu olarak yönetmek için hafta sonu etkinlikleri düzenlenebilir. Sivil toplum kuruluşlarıyla programlar yaşadığımız çevrede daha fazla oluşturulabilir. Mesela sağlık kampları yürüme ve spor alanları yaratılabilir, kurulabilir ve bu hastalar doğru Sağlıklı beslenmeyle ilgili sürekli şekilde yönlendirilebilir.
