Hong Kong'a müdahale mi geliyor?

Aylardır devam eden protestolar sebebiyle son günlerde tansiyonun iyice artmasıyla Çin'den "isyan kontrol uzmanları" gelebileceği söyleniyor. Peki bu durum normal mi, bu hamleyle protestolar durulur mu?

ÖZEL HABER 13.11.2019, 12:54 13.11.2019, 13:29
Hong Kong'a müdahale mi geliyor?

Yaklaşık 5 aydır devam eden protestolar kapsamında son zamanlarda giderek artan şiddet eylemleri dolayısıyla Çin'den ardı ardına açıklamalar geliyor.

Pekin’in Hong Kong’taki İrtibat Ofisi (Merkezi Halk Hükûmeti İrtibat Bürosu), “terörizmin kenti uçuruma sürüklediğini” ve huzursuzluğa son verilmesi ve düzeni yeniden canlandırmak için daha sıkı önlemlerin gerekli olduğunu söylüyor. Pekin'den gelen uyarının, büyük çaplı hükûmet karşıtı protestoların beş ay önce başlamasından bu yana Hong Kong'un en kötü şiddet olaylarına şahit olmasından dolayı olduğu düşünülüyor. Hong Kong emniyet yetkililerinin açıklamalarına göre ise son üç gündür tutuklanan protestocu sayısı, önceki haftanın tümünü aştı.

Bu hafta gösterilerdeki tansiyonun iyice yükselmesiyle bir protestocu polis tarafından vuruldu, bir adam ateşe verildi, yollar kapatıldı ve üniversite kampüsleri savaş alanına döndü.

Pekin kendisini öne çıkarıyor

Hong Kong hükûmeti halkı sakinleştirmek ve şiddeti durdurmak için uğraşırken, Pekin daha sert ve kısıtlayıcı önlemlerde bulunmaları için güvenlik güçlerine baskı yaparak kendi ağırlığını bölge yönetiminin önüne çıkarttı.

Dün geç saatlerde yapılan bir açıklamada, İrtibat Ofisi “Hong Kong hükûmetine huzursuzluğu sona erdirmek ve düzeni sağlamak, suçluları tutuklamak ve şiddet eylemlerini ciddi şekilde cezalandırmak için gereken her türlü önlemi alma konusunda kararlı bir şekilde destek veriyor” dendi. İrtibat bürosu ayrıca, "vahşet boyutuna ulaşan terör faaliyetlerinin yayılmasına izin verilirse, Hong Kong'un dipsiz bir uçurumun içine kayacağı" konusunda da uyardı. Ofis, Hong Kong hükûmetine, polise ve yargıya çeşitli şiddet ve terör eylemlerini zorla bastırmak için gerekli tüm yöntemleri uygulama çağrısında bulundu.

Son olarak Ağustos ayında, polis ve protestocular arasındaki şiddetli çatışmalardan sonra Pekin’in Hong Kong politikasını belirleme ofisi olarak adlandırılabilecek Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi Hong Kong ve Makao İşleri Ofisi (HKMAO), protestocuların polise "son derece tehlikeli araçlarla" tekrar tekrar saldırarak "terörizm belirtileri" gösterdiğini söylemiş, iki gün sonra Hong Kong havaalanındaki bir Çinli muhabire yapılan saldırıları şiddetle kınayarak bunu “lanetli eylemler” olarak nitelendirmişti. Salı gecesi HKMAO, protestocularla ateşli bir tartışmadan sonra 57 yaşındaki bir kişinin yakılmasını da “korkunç, insanlık dışı” diyerek şiddetle kınadı.

Kararlı destek açıklaması

Ofis, Hong Kong makamlarının kargaşayı sonlandırması için daha sert bir baskı ve önlem başlatması çağrısında bulundu. HKMAO, “Hong Kong Özel İdare Bölgesi hükûmetine, polis teşkilatı ve yargısına, huzursuzluğu durdurmak, düzeni sağlamak, yasadışı ve cezai eylemleri ağır şekilde cezalandırmak ve daha güçlü, daha cesur, daha etkili eylemler uygulamak için kararlı bir şekilde destek veriyoruz” açıklamasını yaptı.

Çin devlet haber ajansı Xinhua ise Hong Kong'un kendi kendini düzeltici önlemler almak için zamanının tükenmekte olduğunu söyledi.

İsyan kontrol uzmanları söylentisi

Çin'de ise 5 ayı aşkın süredir devam eden protestolar kapsamında yaklaşık 80 "isyan kontrol uzmanından" oluşan elit bir birimin Hong Kong'daki önemli bölgeleri korumak ve Hong Kong güvenlik güçlerinin üzerindeki yükü hafifletmek için görevlendirileceği konuşuluyor.

Baş Yönetici Carrie Lam'in de bu hafta emniyet güçlerine “özel memurlar” ataması için izin vermesi bekleniyor.

Hong Kong emniyet güçleri ise konuşulan bu hamleyi bölücü ve bütünlüğe zarar verici protestoculara karşı bir birlik gösterisi olarak memnuniyetle karşılıyor. "Tek ülke iki sistem" mottosu uyarınca protestocular Çin'in iç işlerine karıştığını ve daha demokratik bir yönetim isteğiyle sokaklarda olduğunu söylüyor. Öte yandan, birçok yetkili ise Çin taraftarı olarak Hong Kong'un Çin anakarasının ayrılamaz bir parçası olduğunu iddia ediyor. 

Hong Kong ile Çin arasındaki anlaşma

Oysa, belki de protestocuları haklı çıkarabilecek, İngiltere'nin Hong Kong'u 99 yıllığına 1 Temmuz 1997'ye kadar kiralayıp bu tarihte Çin'e devrederken adı konan "Tek ülke iki sistem" modeli ile Hong Kong'a geniş bir otonomluk tanınmıştı. Anlaşma uyarınca, 

  • Çin'deki sosyalist sistem ve politikalar Hong Kong'da geçerli olmayacak,
  • Hong Kong'da kapitalist ekonomik sistem ve serbest ticaret devam edecek
  • Yabancı ülkeler Hong Kong'da yatırım ve ticaret yapabilecek
  • Hong Kong bağımsız bir maliyeye sahip olacak
  • Ülkenin resmî dili İngilizce kalacak
  • Yargıda İngiliz sistemi tatbik edilecek
  • Hong Kong ile Çin arasındaki sınır muhafaza edilecek

gibi bazı maddeler kabul edilmişti. Bu maddeler Hong Kong'un Çin'den ayrıştığını gözler önüne seriyor.

Hong Kong'un yüz yıldan fazla süre İngilizlerin ve de Batı'nın etkisi altında kaldığını batı toplumunun gerek siyasal gerek ekonomik gerekse kültürel anlamda hegemonyasında yaşamını sürdürmeye çalıştığı bir gerçek. Bu sebeple, Çin’in kültürel ve siyasal yapısının farklı olması Hong Kong ile Çin arasındaki çatışmaları bir bakıma normalleştiriyor.

 

Protestolar durulacak mı?

Batı'nın liberal prensipleriyle yönetilegelmiş sadece dış siyaset ve askerî konular kapsamında Çin’e bağlı olan bir ülkenin, kendisini “dünyanın merkezi” olarak niteleyen, Batı'nın gerek siyasi gerekse kültürel sistemine karşı çıkan bir ülkeye uyum sağlaması zor gözüküyor. Bu çerçevede protestolar şu veya bu şekilde kısa vadeli bastırılsa da insanlar istediklerini almadan yani Çin'i iç işlerinden tamamen uzaklaştırmadan bu kıvılcım tamamen sönmeyecek ve protestolar durulmayacak gibi gözüküyor.  

Yorumlar (0)