Estetik algımız nereden geliyor?

Bir şey gözümüze neden hoş görünür ya da neden itici gelir? Estetik duygusunun evrensel kuralları olabilir mi? Cevabı yazımızda...

EĞİTİM 25.09.2019, 11:25
Estetik algımız nereden geliyor?

Bu yazımızda estetiğin doğuşunu ve bazı genel yasaları olup olmadığını ele aldık. Konuyu derinleştirirken Hindistan kökenli Amerikalı sinirbilimci V.S. Ramachandran'ın "Öykücü Beyin" adlı kitabından yararlandık.

Estetiğin bilimi olabilir mi?

Sanatta büyüleyici bir tarz çeşitliliği vardır. Antik Yunan, Afrika, Avrupa, Tibet sanatları, kübizm ve soyut sanat gibi uzayıp giden bir liste bunu kanıtlıyor. V.S. Ramachandran bu kitabında, estetik için genel ilkeler ve evrensel değerler olup olmadığını araştırdı. Diğer bir deyişle, "Estetiğin bilimi olabilir mi?"

Sanat ile estetik arasındaki fark

Sanat ile estetik arasında bazı farklar mevcuttur. Sanat eserinde her şey göze güzel ve estetik görünsün diye yapılmaz. Örneğin, ressam bir şeyin çirkinliğini bize göstermek isteyebilir. Sanat eserleri, bilinçli olarak çarpıtılmış ve abartılmış imgeler barındırır. Ancak herhangi bir imge öylesine bozulup sanat olarak adlandırılamaz. Önemli olan ne tür çarpıtmaların etkili olacağıdır. Burada amaç, kültürel sınırların ötesine geçen "genel estetik kuralları" bulmaktır. 

Estetiğin evrensel yasaları

Yazara göre, estetik ve sanatın bazı evrensel yasaları vardır. Bu yasalar; gruplandırma, zirve kayması, kontrast, izolasyon, örtüklülük veya algı problemi çözme, tesadüflere duyulan tiksinti, intizam ve eğretilemedir. Şimdi estetiğin bu yasalarından bazılarını ele alalım.

Gruplandırmanın işlevi

Gruplandırma, hem ressamlar hem de moda tasarımcıları tarafından kullanılır. Aynı renk tuvalin farklı yerlerinde farklı nesnelerin parçaları olarak tekrarlanır. Beyin de bu benzeşen renklerdeki lekeleri gruplandırmaktan keyif alır. Gruplandırmanın, "kamuflajı alt etmek ve nesneleri tespit etmek" gibi işlevleri var. Örneğin, bir çalı yumağının arkasındaki kaplanın ancak çalıların izin verdiği boşluklardan görebiliriz. Kaplanı bütün olarak göremiyor olsak bile orada bir canlı olduğunu kavrarız.

Nesneyi arka plandan ayırmak: Kontrast

Estetiğin diğer yasalarından biri de kontrasttır. Kontrast olmadan bir nesneyi arka planından ayırmak imkansız hale gelir. Sıfır kontrastta hiçbir şey görünmez. Çok az kontrast ise karaktersiz bir görünüm ortaya çıkarırken fazla kontrast, kafa karıştırıcı olabilir. Bazı kontrast bileşenleri ise diğerlerine göre daha hoş gözükebilir. Örneğin sarı-mavi kontrastı sarı-turuncu kontrastına göre daha fazla dikkat çeker. 

Objeyi vurgulamak için yalıtmak

Bir diğer evrensel estetik kuralı ise yalıtımdır. Ressam, tablosunda yer alan herhangi bir objeyi vurgular ve diğerlerinin önemini kasten azaltır veya siler. Böylece resimde dikkat çekilmek istenen öge vurgulanır. 

Tesadüflere duyulan tiksinti!

Ele alacağımız dördüncü ve son yasa ise "tesadüflere duyulan tiksinti"dir. Yapılan araştırmalarda ilkokuldaki derslerde resim çizen öğrencilerin "belli bir şeyi" sürekli tekrarladığı görüldü. Öğrenciler çizdikleri ağacı, iki dağın birleştiği noktaya değil de dağın yamacının önüne yapıyordu. İki dağın arasına ağaç çizen birkaç öğrenci ise öğretmen tarafından uyarılmıştı. Uyarının sebebi ise, doğada simetrinin çok az bulunmasıydı. Bir ağacı, iki dağın birleştiği noktanın üzerinde görmek az gerçekleşen bir tesadüftür ve çok nadir görülür. Dolayısıyla böyle bir görüntü "gerçekdışı" algısı yaratır. 

Özetle, hiçbir kalıba sığmayan ve sınır tanımayan sanatın ve estetiğin de "kültürel sınırları aşan" belirli evrensel ilkeleri olabilir. Estetik algısı, yaşanan çağa ve bölgeye göre değişse de belli kurallar bâki kalır.

Yorumlar (0)