Erdoğan açıkladı: Kapalı alanlarda maske kullanım zorunluluğu kalktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bilim Kurulu üyeleri ile ortak bir açıklama yaparak kapalı alanlarda maske kullanma zorunluluğunun kalktığını açıkladı.

GÜNDEM 26.04.2022, 16:08 26.04.2022, 17:31
Erdoğan açıkladı: Kapalı alanlarda maske kullanım zorunluluğu kalktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geldiği Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyeleri ile birlikte açıklama yaptı. Bundan sonra olağanüstü bir durum olmadığı takdirde bilim kurulunun toplanmayacağını belirten Erdoğan kapalı alanlarda maske kullanım zorunluluğunun kaldırıldığını belirtti.

Toplu taşıma ve hastanelerde kullanılmaya devam edecek

Yalnızca toplu taşıma araçlarında ve hastanelerde maske takılacağını belirten Erdoğan vakaların binin altına düşmesi ile beraber bu alanlarda da maske takılmayacağını aktardı. Riskli grupta yer alanların maske takmaya devam edeceği açıklanırken aşı uygulama merkezlerinin faaliyetlerine devam edeceği bildirildi. Öte yandan koronavirüs ilaçlarının vatandaşlara ücretsiz dağıtılması uygulamasına da devam edilecek.

Son iki yılımız bu salgınla birlikte geçti

Öncelikle tüm vatandaşlarımızın Ramazan’ını ve gelecek pazartesi günü başlayacak bayramını kutluyorum. Koronavirüsün çıktığı günden bugüne kadar devletimize ve vatandaşlarımıza verdiğiniz hizmetlerde ötürü her birinize teşekkürlerimi iletiyorum. Bilindiği üzere son iki yılımız bu salgınla beraber geçti. Sağlık tehdidi olarak başlayan bu süreç kısa sürede eğitimden ulaşıma, spordan turizme kadar pek çok alanı oldukça olumsuz olarak etkiledi. Hayatımızın olağan akışı durumuna gelen bu süreçle ilgili sürekli olarak duruma göre yeni kararlar almaya çalıştık. Diğer ülkeler de kendi kabiliyet ve kapasitelerinin ölçüsünde yeni kararlar alarak bu salgınla mücadele etmeye çalıştı.

Dünyaya örnek olacak bir mücadele gösterdik

Sağlık personelinden maskeye, hastaneden ilaca kadar her kalemde sorunlar yaşandı. Koskoca devletlerin havalimanlarından maske kuyruğuna giren insanları ve maske için kavga eden insanları gördük. Bu süreçte devletlerin becerisi de sınanmış oldu. Maruz kaldıkları yükün altından başarı ile kalkan sağlık alt yapımız ve gösterdiği fedakarlıklara hep birlikte şahit olduğumuz sağlık çalışanlarımız ve Sağlık Bakanımızın koordinasyonunda dünyaya örnek olacak bir mücadele koyduk ortaya.

Pek çok değerli hocamızı kaybettik

Tabii bunun yanında bizim için oldukça değerli olan bazı hocalarımızı da ebediyete uğurlamak zorunda kaldık. Merhum Murat Dilmener hocamız, merhum Cemil Taşçıoğlu hocamız ve merhume Feriha Öz gibi salgın sürecinde hayatını kaybeden değerli hocalarımızın isimlerini hastanelerimize vererek mücadelede bir sembol olmalarını sağladık. Onları bu mücadelenin sembolü olarak görüp buna göre yaşayıp yaşatmak bizim için oldukça önemli bir görev oldu.

Salgın döneminde 16 binin üzerinde yeni yatağı halkımızın hizmetine açtık

Diğer bazı ülkelerde insanların sağlık kuruluşlarına erişimine sınırlandırmalar getirilirken biz bu salgın döneminde devlet hastaneleriyle, şehir hastaneleriyle 16 binin üzerinde yeni yatağı halkımızın hizmetine açtık. Salgınla mücadelemizi sonuna kadar verirken vatandaşlarımızın toplumsal ihtiyaçlarının karşılamasına yönelik çalışmalarımıza da devam ettik. Gönüllülerin ve kamu görevlilerinin yer aldığı Vefa grupları ile birlikte halkımızın yanında yer aldık. Burada milletimizin gösterdiği sabır da gerçekten önemli ölçüde bir katkı sağladı. Her alanda olduğu gibi salgınla mücadelede de en önemli ışık kaynağımız bilim ve insanlarımızın gayreti ve çabası oldu.

Dünya Sağlık Örgütü tebriklerini dile getirdi

Yönetim olarak bize bu süreçte en büyük desteği Sağlık Bakanlığımız tarafından koronavirüsün küresel bir tehdide dönüşmesinin ardından oluşturulan Bilim Kurulu verdi. Dünya Sağlık Örgütü de bu süreçte bizi yakından takip ederek tebrik mesajlarını kendi platformları üzerinden gerçekleştirdiler. Bu tebrikleri ikili olarak gerçekleştirdiğimiz uluslararası etkinliklerde de bizzat dile getirdiler. Sürekli yeni bilgiler ışığında güncellenen Covid-19 salgın yönetimi ve çalışma rehberi bu süreçte en büyük yol göstericimiz oldu.

Şu anda milletimize karşı olan sorumluluğumuzu gerektiği gibi yerine getirmenin verdiği huzur ile burada yer alıyoruz.

Kriz dönemlerinde halkın taleplerini ve beklentilerini karşılamaz, alınan kararlara huzur içinde uyulmasını sağlamak ve bunların etkilerini etkili bir biçimde yönetmek elbette kolay bir iş değildir. Hükümet olarak yaptığımız çalışmalarla halkın beklentilerini ve bilimsel verileri en üst noktada buluşturma gayretini gösterdik. Şükürler olsun ki hep birlikte çalışarak ülkemizi ve halkımızı bu zor süreçten sağ salim çıkardık. Şu anda milletimize karşı olan sorumluluğumuzu gerektiği gibi yerine getirmenin verdiği huzur ile burada yer alıyoruz. Salgının en başında sonuçları bilinmeyen ve kestirilemeyen bir virüsle karşı karşıya kalmıştık.

Kendi mücadele yöntemlerimizi geliştirdik

Virüsün çıkış noktası olarak gösterilen Çin’den gelen bilgiler ortaya oldukça kötü bir tablo koymaktaydı. Hastalığın yayılması ile birlikte tüm dünyada bilim insanları gözlemlerini ve tespitlerini paylaşmaya başladı. Bu da bizi her geçen gün yeni tavsiyelere ve yeni bilgilere maruz bıraktı. Vatandaşlarımızın sağlığını korumak adına dünyada geliştirilen her yöntemi ve aracı en hızlı şekilde ülkemize kazandırarak mücadelemizi sürdürmeyi amaçladık. Kendi verilerimiz ile birlikte kendi mücadele yöntemlerimizi de geliştirdik.

160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbı yardım desteğinde bulunduk

Bilim insanlarımızın olağanüstü gayretleri neticesinde tanı kitinden yerli solunum cihazına, ilaçtan aşı üretimine kadar her alanda birçok başarıya hep birlikte imza attık. Bugün dünyada kendi aşısını üretebilen 9 ülke var ve biz bunlardan biri olarak dikkat çekiyoruz. Salgın sürecinde elde ettiğimiz her tecrübeyi ve geliştirdiğimiz her ürünü ve birikimi kardeş coğrafyalarda yer alan halklarla paylaşarak insani görevlerimizi de yerine getirdik. İnsani ve vicdani hassasiyetimizi salgın sürecinde de göstererek 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbı yardım desteğinde bulunduk. Burada açık konuşmak gerekirse gelişmiş ülkeler bu konuda gerekli yaklaşımı sergileyemedi. Kendi güvenlikleri ve refahları dışında hiçbir şeyi önemsemeyen bu ülkelerin insanlığa tehdit olacak tipte bir salgın dönemde gösterdiği bu bencilliği tarih utanç sayfalarına kaydetmiştir.

Salgından çıkardığımız ders kendimize yeten bir ülke olmamız gerektiğidir

Türkiye olarak bu süreçten çıkardığımız en büyük ders hizmet ve sağlık altyapısı konusunda da kendi kendimize yeten bir ülke olmamız gerektiğidir. Nitelikli insan kaynağımız ve güçlü altyapımız sayesinde de bu hedefe en kısa sürede ulaşacağız. Bir konuya daha değinmek istiyorum. Son iki yıllık süreçte vaktinin çok büyük bir bölümünü hiçbir maddi beklenti içinde olmadan salgınla mücadele için ayıran değerli bilim insanlarımıza da teşekkür etmek istiyorum. Bakanımız ve ekibi başta olmak üzere yaklaşık 1 milyon 300 bin kişilik personelimizin bu iki yıllık süreçte haftanın 7 günü 24 saat verdiği emeği hiçbir zaman unutmayacağız. Yürütülen mücadeleye destek veren Milli Eğitim Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ve diğer kurumlarımızı gönülden kutluyorum. Sağlık çalışanlarımıza gösterdiğimiz teşekkürü ve minnet borcunu onlara yönelik şiddetin önüne geçmek adına yeni düzenlemelerle ifade etmeye gayret göstereceğiz.

Yorumlar (0)