“Ticaretin bir anlamı kalmadı…”

Havaların ısınmasıyla düğün sayılarında artış bekleniyor. Peki, insanlar düğünde takacak altını alabiliyor mu? 30 yıldan fazla süredir kuyumculuk yapan Saadettin Kuzu, sektörün bugününü “Ticaretin bir anlamı kalmadı” diye özetledi.

EKONOMİ 16.05.2019, 12:08 16.05.2019, 12:27
“Ticaretin bir anlamı kalmadı…”

Havaların ısınmasıyla düğün sezonu açıldı. Ekonomideki son dalgalanmalarla zor bir süreç geçiren piyasaların, bu dönemde canlanması bekleniyor. Haber Ne Diyor ekibi olarak düğün sezonunda altın piyasasına mercek tuttuk. And Çarşısı’nda 12 yıldır esnaf olan, sektörde ise 30 yılı aşkın süredir çalışan kuyumcu Saadettin Kuzu ile altın piyasasını ve vatandaşların tercihindeki değişimleri konuştuk.

Bu senenin tüm sektörler açısından pek iç açıcı olmadığını söyleyen Kuzu, esnaflığın gittikçe zorlaştığını, insanların alım gücünün çok düştüğünü ifade etti. “Biz kişi başı gelir 2 bin dolarken de bu işi yapıyorduk, 10 bin dolarken de bu işi yapıyoruz” diyen Saadettin Kuzu, vatandaşın durumunu, “Bir maaşla bir bilezik alınıp ev ihtiyaçlarının karşılanabildiği zamanlarda da iş yaptık. Şimdi insanlar nasıl bilezik alsınlar, çeyrek altın bile alamıyor vatandaş” sözleriyle özetledi.

“Eskiden ailecek gelinirdi kuyumcuya”

Havaların ısınmasıyla düğün sezonun açılmasının kuyumculara etki etmediğini söyleyen Kuzu, şöyle devam etti:

“Düğün sayısı artsa bile insanların alım gücü çok düşük. Eskiden insanlar düğün için sadece bir alyansla kalmazlardı. Ailecek gelinirdi kuyumcuya, mutlaka bilezik olurdu, set olurdu, gelin, görümce, kaynanaya hediyeler alınırdı. Şimdi gelin ve damat adayları geliyor, bir alyans alıp çıkıyor. Başka bir şey alacak durumu yok çünkü.”

Alışkanlıkların ve tercihlerin de zaman içerisinde değiştiğini vurgulayan Kuzu, gelinlerin takı ve bilezik yerine tatile gitmek, daha güzel bir araba almak ve bugünü yaşamak istediklerini söyledi.

Gençler ‘anı yaşamak’ istiyor!

Saadettin Kuzu, zaman içerisinde değişen zevklerimizi ve tercihlerimizi şöyle ifade etti:

“Eskiden ‘ilerisi ne olur’ diye düşünürdü insanlar, şimdi ise gençler ‘anı yaşamak’ istiyorlar. Gelecek kaygısının çok fazla olması gereken günlerdeyiz. Fakat gençler bunu önemsemiyor.

İnsanlar eskiden çocuğu için birikim yapardı, şimdi çocuklar krediyle evlenmeye çalışıyor. Evlendikten sonra da o kredileri ödemeye çalışıyor. Sonra aile içi çatlamalar yaşanıyor. Bu sebeple iki kişi evleniyor, yuva kuruyor ve rahat yaşamak istiyor.

“Bilezik almaya maaş yetmiyor”

Bilezik fiyatının bir maaştan fazlaya denk geldiğini belirten Kuzu, bankaların komisyonu yükselttiğini, vadelerin azaltıldığını, bu yüzden de insanların altın alamadığını söyledi. 2 aydır altında 4 taksit seçeneği olduğunu söyleyen Kuzu, kişinin 8- 10 bin liralık altın alması durumunda 4 taksitle aylık 2 bin lirayı nasıl ödeyebileceğini sordu.

Tek taş pırlanta devri

Bugünlerde, ‘az olsun ama öz olsun’ mantığıyla, beyaz imitasyon yerine tek taş pırlanta ile alyansın tercih edildiğini belirten Saadettin Kuzu, “Tek taş pırlanta, teklif yüzüğüdür. Bir de alyans, zaten başka bir şey alan yok” dedi.

Gelinlere ‘alınmazsa olmaz’ denilen takı setlerinde de durum pek farklı olmadığını kaydeden Saadettin Kuzu, şöyle anlattı:

“Önceleri hep 22 ayar set alınırdı, şimdi onun yüzüne bakan yok. En ufak set 10 bin liradan başlıyor. 14 ayara düşmüştük, şimdi millet 8 ayar, 10 ayara düştü. Biz şimdilik satmıyoruz onları ama bakalım ne kadar dayanacağız.

8 ayarı geri satma şansı neredeyse sıfır. 14 ayarı, yüzde 30 zararla geri satıyorsun. 8 ayarı 8 liraya alıyorsun, 2 liraya zor satıyorsun.”

Kuzu, en çok satılan ürünün, hiç para kazanmadıkları çeyrek ve gram altın çeşitleri olduğunu söyledi.

Altın takı için mi yatırım için mi?

Kuzu, altının gelişmiş ülkelerde takı amacıyla alındığını fakat bizim ülkemizde insanların yatırım aracı olarak satın aldığını söyledi. Bunun sebebini insanların yarından endişe etmesi olarak gördüğünü söyleyen Saadettin Kuzu, sektörün diğer bir sorununun ise yeterlilik olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Altın her zaman enflasyonla baş ediyor fakat ticaret olmadıktan sonra bir anlamı yok. Bizim sektörde denetim yok. Ahlaksızlık çoğaldı, insanların kuyumcuya güveni azaldı. Bu denetimi yapacak olan Dernek ve TOBB. Derneğin yetkisi yok ama TOBB’un yetkisi var. Talepte bulunduk, bekliyoruz.

Kuyumcu dükkan kapatır mı?

‘Bir kuyumcu kolay kolay dükkan kapatır mı?’ diye sorduğumuz Saadettin Kuzu, “Aklı olan dükkanı kapatır. Şu anda çalmadan çırpmadan, hileye karışmadan bir kuyumcu ayakta durabiliyorsa enayiliğinden duruyordur. Ya da belli bir satıcısı vardır, belli bir kariyeri vardır, bir anlamı vardır o işi yapmasının onlar kalır. Çünkü ticaretin bir anlamı kalmadı. Eskiden yüzde 10-15 kazanırken şimdi yüzde 1, yüzde 2 kazanıyorduk. Ama eskiden masrafın, kazandığın paraya göre yüzde 1 iken şimdi yüzde 20 yüzde 30. Bunu karşılamıyor.” İfadelerini kullandı.

Haber: Hande Atasoy

Görüntü: Uğur Atasoy

Yorumlar (0)