Eşitsizliğin etkileri ekonominin ötesine geçiyor

Sosyal bölünmeler strese, endişeye ve kendine değer konusunda şüphelere neden olurken, sorunun kaynağında konut servetinin olduğuna inanılıyor.

EKONOMİ 16.09.2019, 09:30
Eşitsizliğin etkileri ekonominin ötesine geçiyor

The Urbed Trust'ın yönetici müdürlüğünü yapan Ekonomist Dr. Nicholas Falk'ın The Guardian gazetesi için yazdığı yazıda, eşitlik için “geride kalma” hissinin, politik kutuplaşmaya katkıda bulunduğunu ancak bu durumun, 1970'lerden bu yana araştırılan eşitsizlik konusundaki gelişmelerde görüldüğü üzere, daha geniş etkilerin rol oynadığı belirtiliyor.

Falk'a göre, en temelde, eşitsizlik, sosyal anlamda bölücü görevi taşıyor, durumu daha önemli kılıyor ve bazı insanların diğerlerinden daha değerli olduğu görüşünü güçlendiriyor.

Statü kaygısı

Yazıda, insanların birbirlerini statüleriyle daha fazla yargıladıkça, daha çok korktukları vurgusu yapılıyor. Statü kaygılarının tüm gelir gruplarında artttığı ve bu durumun, statü tüketimi de dahil olmak üzere kişisel değerlerin görünümünü artırma girişimlerini yoğunlaştırdığı savunuluyor. Artan sosyal karşılaştırmalar, sağlık, şiddet, zorbalık, çocukların eğitim performansı ve bağımlılıkların sonuçlarıyla birlikte, kendine özgü değer hakkındaki stresi ve şüpheleri arttırıyor. Son zamanlarda yapılan geniş kapsamlı bir analizde eşitsizliğin, girişimi ve yaratıcılığı arttırmak yerine, toplumları daha az yaratıcı kıldığı ve nüfus başına daha az patent ürettiği gözlemleniyor. Ekonominin sınırlarının çok ötesine geçen eşitsizliğin etkilerinin kapsamlı bir şekilde araştırılabilmesi için, disiplinlerarası araştırma ve politik eylem gerekiyor.

Konut serveti dağılımı

Yazıda, Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital adlı çalışmasındaki eşitsizlik analizi de yer alıyor. Analizde, en büyük bölünmelerin gelir dağılımında değil, servet dağılımında olduğu ve İngiltere’deki varlıkların çoğunun konutlara nasıl bağlandığı gösteriliyor. Falk, İngiltere'nin daha adil bir toplum olması için ön koşul olarak, arazi değerindeki yükselişe bağlı “kazanılmamış artış” ile mücadele etmek zorunda olduğunu savunuyor.

Yorumlar (0)