Uzmanlar uyarıyor: "Üniversite sınavı yaklaşırken kaygı belirtilerine dikkat!"

Uzman Psikolog Beste Çokaygil, üniversite sınavının yaklaşmasıyla beraber öğrencilerde ortaya çıkan sınav kaygısının “terleme, bulantı, titreme, tuvalete sık çıkma, kalp çarpıntısı” gibi fiziksel veya “ders çalışmayı erteleme, ders çalışmama isteği, sınav sorularına cevap vermeme, odaklanma ve dikkat eksikliği” gibi psikolojik belirtileri olduğuna vurgu yaptı. Psikolog Çokaygil, ebeveynlere, bu belirtileri çocuklarında görmeleri durumunda uzman yardımı almalarını önerdi.

EĞİTİM 11.06.2022, 11:51
Uzmanlar uyarıyor: "Üniversite sınavı yaklaşırken kaygı belirtilerine dikkat!"

Her sınav döneminde sık sık gündem olan çocuklarda sınav kaygısı, pek çok ailenin korkulu rüyası haline geldi. Hayatın her alanında hemen hemen herkeste görülebilecek kaygı hali, sınava hazırlanan öğrencilerde ise biraz daha sık görülüyor. 

“Hayattaki başarı ile sınav başarısı eşdeğer kabul ediliyor”

Uzmanlar ise çocuklarına gerekli desteği verme ve onları gözlemleme konusunda ebeveynleri, uyarıyor. 18-19 Haziran’da gerçekleştirilecek olan üniversite sınavlarına hazırlanan öğrenciler için yaklaşan sınav sürecinde dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çeken Acıbadem Eskişehir Hastanesi Uzman Psikolog Beste Çokaygil, ailelerde ve öğrencilerde oluşabilen sınav kaygısı ile ilgili önemli bilgiler verdi. 

Sınav hazırlığı döneminde ortaya çıkabilecek olan kaygının, birçok soruna yol açabileceğine dikkat çeken Uzman Psikolog Çokaygil, “Zaman zaman kaygı, hepimizin yaşamında oluşan kaçınılmaz bir histir. Sınav zamanının yaklaşmasıyla birlikte sınav kaygısı gençlerde artmaya başladı. Sınav kaygısı, sınav esnasında öğrenilen bilgilerin etkili bir biçimde kullanılmasını engelleyebilir. Bu durum da başarının düşmesine neden olabilir” sözleriyle ebeveynleri uyardı. Zamanı doğru yönetememe, yanlış ders çalışma alışkanlığı, sosyal çevre ve aile baskısı, başarısızlık korkuları ve gerçekçi olmayan beklentilerin, sınav kaygısını ortaya çıkaran en önemli etkenler olduğuna vurgu yapan Psikolog Çokaygil, “Gençlerin, hayattaki başarı ile  sınav başarısını eşdeğer olarak düşünmeleri sınav kaygısına yol açan en önemli sebeplerden birisidir” şeklinde konuştu. 

“Sınav kaygısı, her gençte farklı şekilde etkisini gösterebilir” 

Psikolog Çokaygil, sınav kaygısının, gençlerde davranışsal, duygusal ve fiziksel olarak birbirinden farklı belirtileri bulunduğunu söyleyerek, “Her çocukta sınav kaygısının belirtileri farklı etkiler gösterir. Örneğin daha içe kapanık ve sakin olan gençlerde fark edilmeyebilir. Genç, söz konusu kaygısını kendi içinde yaşar ve hiç kimseye bunu belli etmez. Başka gençlerde ise bu durum daha hırçın ve öfkeli bir şekilde ortaya çıkabilir. Bu kaygı davranışsal, fiziksel ve duygusal belirtiler olarak ortaya çıkıyor. Sürekli endişeli ve tedirgin olma, depresif ruh hali, ağlama gibi belirtilerle belli edebiliyor” açıklamasını yaptı. Sınav kaygısının kalp çarpıntısı, titreme, sık sık tuvalete çıkma, terleme ve bulantı gibi belirtilerinin de olabileceğine temas eden Psikolog Çokaygil “Ders çalışmayı erteleme, ders çalışmama isteği, sınavla ilgili sorulara cevap vermeme, sınav hakkında konuşmak istememe, odaklanma ve dikkat eksikliği gibi problemler de sınav kaygısında davranışsal olarak ortaya çıkan belirtilerdir. Sınav kaygısı ile beraber bazı gençlerde anksiyete ve depresyon ortaya çıkabilir” sözlerini kullandı. 

“Davranışlarda tutarsızlıklar varsa uzmandan destek alınmalı” 

Gençlerde sınav kaygısı sebebiyle ortaya çıkabilecek belirtileri ebeveynlerin iyi takip etmesini ve gerekli hallerde uzman yardımına başvurmaları gerektiğini ifade eden Uzman Psikolog Çokaygil, şunları aktardı:

“Sınavın yaklaştığı dönemde bu belirtilerde artış yaşanıyorsa, gencin davranışlarında ve duygularında tutarsızlıklar ortaya çıkıyorsa mutlaka bir uzmandan destek almalarını öneririm. Sınav sürecinin belirsiz olmasıyla beraber aileler de öğrenciler kadar etkileniyor. Maalesef ebeveynler de bu süreci oldukça kaygılı ve stresli geçiriyor. Bu süreci kontrol edebilmek için çocukların sınav ve okul sürecini mümkün olduğu kadar denetlemek için uğraşıyorlar. Özellikle ailelerin kaygılarını, korkularını mümkün olduğunca çocuklarına yansıtmamaları ve yıkıcı değil, yapıcı bir tavırla iletişim kurmaları gerekiyor.”

Yorumlar (0)