İşte Halis Karataş ve Bold Pilot'ın hikayesi!

Şampiyon Bold Pilot, televizyon gösteriminin ardından bir kez daha akıllara geldi ve sosyal medyada gündem oldu.

Bold Pilot, Twitter'da hem Türkiye hem dünyada Trend Topic olurken çok sayıda duygusal paylaşımlar geldi. İşte Halis Karataş ve Bold Pilot'un hüzün dolu hikayesi...

Bold Pilot'u ilk gördüğü zamanı 'O zamana kadar öyle bir safkan ne gördüm, ne bindim ne de çalıştırdım' diyerek dile getiren Halis Karataş, hayatında önemli bir yer edinen efsaneyi anlatıyor. Henüz 19 yaşında, umut vaat eden bir jokey olan Halis Karataş, Özdemir Atman’ın sahip olduğu Atman ekürisinde iş hayatına atıldı.

Üç sene sonra yolları genç bir tay olan Bold Pilot’la kesişti. Atman, Bold Pilot henüz iki yaşında minik bir tayken, Halis Karataş’a çalıştırması için başka bir atı önerirken, Karataş, Bold Pilot’a baktı ve “İzin verin ben bu atı çalıştırayım” diyerek Türkiye’ye bir efsane kazandırmanın ilk adımını attı. Karataş, Bold Pilot’a ‘vurulma’ anını şu şekilde ifade ediyor:

“Özdemir Atman’ın iki atına binmiştim. 1991’de ‘Asya Atçılık Konferansı’ için ‘en başarılı jokey’ olarak beni seçmişlerdi. Ve o sırada Özdemir Bey’le tanıştık, kendisiyle çalışmamı teklif etti. Bold Pilot ile de 1994’Te şubat ayının 26’sında tanıştık. Özdemir Bey yeni gelen tayları çalıştırıp, hangi atımızın iyi olduğuna dair onları sıralamamızı istedi. Dört tayın ardından sıra Bold Pilot’a geldi. Daha iki yaşında bebekti. Onda takılı kaldım. Diğer taylara hiç binmedim.”

Her gün Bold Pilot’ı çalıştırman Karataş’a göre, yalnızca onu görmek için hipodromları dolduran kalabalığın sevgilisi, Türkiye’nin en ünlü atının farkı, şu şekildeydi:

O zamana kadar öyle bir safkan ne gördüm, ne bindim ne de çalıştırdım. İnanılmaz bir ışığı ve şampiyon edası vardı. Asildi, farklı bir ruhtu. Yarışa çıktığımızda etrafa bakmayı severdi. Her şeyi dikkatlice izler, bugün farklı bir şey var mı analiz ederdi. Duruşu özeldi, gelir gezinti yapar, bir durur etrafı dinler, kendini hazır hissetmeden antrenmana bile başlamak istemezdi. Hemen farkı görürdünüz. Atçılıkla, at yarışıyla hiç ilgisi olmayan insanların dahi ‘Bold Pilot’ dendiği zaman gözlerindeki ışıltıyı görebilirdiniz. Bir yarış atından bir star doğmuştu.

O koştuğu zaman onu izlemeye en özel seyirciler gelirdi. Sırf onu görmek için hipodroma üç kat insan dolardı. ‘Bold Pilot’ hemen her koşusunda startingbox’a girerken huysuzluk yapar, tehlike yaşardı. Bir süre sonra sakatlık yaşamasın diye hipodromdaki insanlar birbirlerini susturmaya başlamışlardı. Tribünlerden çıt çıkmazdı. Bold Pilot da bunu hissederdi. Böyle güçlü bir bağ vardı ki aralarında...

1996-1998 yılları arasında Karataş ve Bold Pilot ikilisi, beraber rekorları kırıp, şampiyonlukları göğüsledi; birlikte 30 yarış, 21 galibiyet elde ettiler. Üst üste birinci oldukları 11’lik seri yaptılar. Bu sırada ünlü jokeyin hayatında eşzamanlı olarak başka büyük fırtınalar koptu:

Özdemir Atman’ın kızıyla olan arkadaşlığı zamanla aşka dönüştü... Şu sözlerle anlatıyor:

“Eşimle, babası Özdemir Bey’le ilk seyahatte, 1991’de Phuket’te tanıştık. Sonra aileyle görüşmeye başladım ve dost olduk. Özdemir Bey ile çalışmaya başladıktan sonra ailenin bir ferdi olmuştum. Beni yemeklere çağırırlardı. Begüm’le çok iyi anlaşırdık, yıllarca çok iyi arkadaştık. Arkadaşken de her şeyi paylaşırdık. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı, sevinçlerimizi... Sonra arkadaşlığımız aşka döndü. Onda öyle bir yürek vardı ki, tarifi yok..”

Özdemir Atman’ın vefatından üç sene sonra evlenen çift, iki çocuk sahibi oldu... Çocuklarına Azra ve Özdemir ismini verdiler. ‘Sihirbaz’ lakaplı Halis Karataş’ın mutluluk tablosu, 2009 yılında eşi Begüm Hanım’ın meme kanserine yakalanmasıyla bozuldu.

Beş yıllık savaşın ardından, Begüm Atman Karataş, 2014 yılında hayata veda etti. Şampiyon eşi kısa bir süre atlardan uzak dursa da, eşinin anısına bir şampiyonluk daha kazanma sözü verdi. Sözünü tuttu da: Gazi Kupası’nı bu kez eşinin anısına kaldırdı.

"1996 yılında Enternasyonal Boğaziçi Koşusu Alman atı Galtee’ya karşıydı. O zaman Almanların en önemli atlarından bir tanesiydi. Bold Pilot’ın sevmediği, çimin yağmurdan ağırlaştığı bir yarış günüydü. Başlarda yarışa hâkimdim, sonra rakibim önüme geçti. Finişe doğru tekrar onu yakalayıp yarışı kazandık. Çok heyecanlı ve çok özel bir andı."