CHP lideri Suriyelileri nasıl göndereceğini 4 maddede anlattı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın Kuşadası’nda katıldığı çalıştayda Suriyelileri en geç 2 sene içerisinde ülkelerine göndereceklerinin sözünü vererek bunu nasıl yapacağını 4 maddede paylaştı.

Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanlığı, Aydın Kuşadası’nda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve 81 şehrin kadın kolları başkanlarının katılımıyla bir toplantı yaptı. İki gün boyunca sürecek toplantı sonrası seçime dair yol haritası açıklanacak.

“Öncü güç kadınlarımızdır”

Kılıçdaroğlu, “Hedefimiz iktidar, kotalar bize dar” sloganıyla yapılan kadın çalıştayında yaptığı konuşmada, “Burada belediye başkanımız bizlerin hayallerinden söz etti. Bizim amacımız onların hayalleri olacak, gerçekleştirmek için daha da çok çalışacağız. Öncü güç kadınlarımızdır. 100 bin kadın üye sözünü bir yere yazdım. Elbette ki arttırılması gerek. Kadınlarımız hak istiyorsa ve örgütlü bir mücadele vermek istiyorsa şayet hakları altın tabak içerisinde sunulmamalı. Çünkü mücadele verip alındığı zaman bu hakkı kadınlarımızın elinden hiç kimse alamaz. Halkın partisine yani CHP’ye ne kadar çok kadın üye kazandırırsanız bizler de onların hayalini gerçekleştirmek maksadıyla o kadar güçlü oluruz. Sayın başkanımız hiç üye kaydetmeseniz bile bu mücadeleyi yaşama geçirmek için sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim.” şeklinde konuştu.

“İktidara geldiğimiz ilk hafta İstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koyacağız”

Kılıçdaroğlu, kadın kooperatiflerinin sayısının arttırılması gerektiğini Büyükşehir belediye başkanının söylediğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemiz genelinde kadının en rahatça örgütleneceği alan kooperatiflerdir. Fakat ürünleri satmaya ilişkin sorun oluşuyor. Bunun için İzmir, Mersin ve Adana’dan bütün ürünleri biz alacağız. Kadına dair şiddet üzülerek söylüyorum ki artış gösteriyor.

Bizler iktidara geldiğimizde ilk hafta içerisinde buun yürürlüğe koyacağız. Kadına uzanan her elin hep beraber karşısında olacağız. Hakim karşısına takım elbi giyerek çıktığında indirim alması kabul edilemez. İstanbul Sözleşmesi bu bağlamda büyük bir öneme sahip.

“Kadın istihdamını özendireceğiz”

Gittiğiniz yerlerde sizlere asgari ücretten şikayet edip geçinemediklerini söyleyecekler. Her gittiğiniz yerde şunu söyleyin: İktidar olduğumuzda asgari ücret üzerinden herhangi bir vergi almayacağız. İsmi zaten asgari ücret. Vergilendirmek istiyorsan 5’li çeteyi vergilendir.

Kadınların istihdamını özendireceğiz. Kadın işsizliği yüzde 34 seviyesinde. Üniversiteyi bitiren çift diploması olan kişi iş bulamıyor, bu ayıbı bitirmemiz lazım. Büyük şehirlerde merdiven altı atölyelerde kadınlarımız sigortasız bir şekilde çalıştırılıyor. Bir kısmı kayıt dışı olarak. Seslerini çıkardıkları anda işlerinden olurlar. Hep beraber mücadele vereceğiz kayıt dışı çalışmayla. Kadına gelecek güvencesinin verilmesi lazım. Kamunun herhangi bir alanı müdür, savcı, hakim, kaymakam ve vali olmalı. Kamu yönetiminde kadınlarımız da yönetici pozisyonunda olabilmeli. Tüm şehirlerimizde yoksul mahallelerden özellikle başlayarak kreşleri açıyoruz. Kadın güven içinde çocuğunu bıraktıktan sonra taziyeye, alışverişe vs. gitmeli. Sizler bunun önüne engel koyuyorsunuz. Güven içerisinde çocuğunu bırakabileceği ve çocuğunun sosyalleşeceği rahatlıkla beslenerek uykusunu alabileceği yerlere ihtiyacı var. Belediyelerimiz bunu yapıyor. Belediye başkanlarımıza vermiş olduğum ilk talimat yoksul mahallelerden başlayarak kreş açmaları. Yaşlılarımız için de mekan açmalı ve onların güven içinde oraya bırakılabilmesi gerek.”

“Etnik kimlikler üstünden siyaset gerçekleştirmiyoruz”

Kılıçdaroğlu, kadın üyelere apartmanlarında yaşayan görevlilerle birebir temasa geçmelerini önererek, “Sakın unutmayın apartman görevlileri yaşadığınız apartmanlarda bir görevli bulunur. Özellikle kadın apartman görevlilerinin sorunlarını dinleyin. Onlar her gün yüz yüze geldiğimiz ancak görmediğimiz bir kitledir. Onların problemlerini çözeceğiz. Kadın kardeşlerimin unutmaması gerekli olan bir gerçek var. Siyasetimizi inanç, yaşam tarzı, etnik kimlik üzerinden yapmıyoruz. Bunları yasak ediyoruz. Bizler sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Avukatlar, yargıçlar, hakimler, apartman görevlileri bir sosyal kimliktir. Yönetici, asgari ücretliler, işçiler, işsizler birer sosyal kimlik. Bunların sorunlarını çözmeye talibiz. Bulunmuş olduğunuz apartmanda apartman görevlisi var ise yakın bir şekilde ilgilenin. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında tamamen mülakat kaldırılacak. Kamu Personeli Seçme Sınavı tek sınav olacak. Her kim kazandırıyorsa ataması yapılacak. Yalnızca merkezi yönetim için değil yerel yönetimler için de aynı kural olacak. Fakir fukaranın çocuğu hak edip kazandığı halde, parti üyeliği olmadığı için elenmeyecek. Mevsimlik işçiler, kadınlar ve onlar çocuklarıyla geliyorlar. İşçi olarak çalıştıklarından okula gidemiyor çocukları. Oraların tuvaleti ve banyosu da yok. Bizim dışımızda bunları düşünen yok. Halkın partisiyiz biz. Onlar için de önlemimizi alacağız.” dedi.

Suriyelileri ülkelerine nasıl göndereceklerini 4 maddede anlattı

Suriyelilerin gönderilmesine konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Suriyelilerle konuştum İstanbul’da. ‘Nasıl göndereceksiniz bizi?’ Anlattım onlara da, söyleyeyim. İktidara geldiğimizde düşmanca bir dış politika yok. Gideceğiz önce karşılıklı büyükelçilikler açacağız. Suriye’de Türkiye’de büyükelçiliklerimiz olacak. Bu yeter mi? Hayır.

İkincisi, Buradan gidecek olan Suriyelilerin evi ve okulu yok. Hastanesi, kreşi yok. Yapacağız bunları. AB’den sağlanan fonlarla bunların bütününü yapıyoruz. Okulunu, hastanesini, yolunu köprüsünü her şeyini yapacağız. Yeter mi? Yine yetmez.

Üç; Kendi ülkelerine döndüklerinde bu kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak lazım. Yeni bir saldırı olmaması için. Bunun da altyapısını yapacağız ve sözleşme imzalayacağız.

Dört; Bu kişilerin çalışması gerekli. O zaman sanayicilere, iş dünyasına, ‘Gidin kardeşim Suriye’de bu bölgelerde fabrika inşa edin.’ Eskiden de fabrikalar vardı zaten. ‘Kurun, sizden herhangi bir vergi almayacağız.

Tek bir şartımız bulunuyor. Kazanmış olduğunuz parayı ülkemize getirin. Bu kadar. Emin olun ki kısa sürede fabrikalar kurulup bu teşvikle insanlar Türkiye’de asgari ücretin yarısına sefalet içerisinde çalışmaz? Bunu anlattığımda Suriyeliler dediler ki, “Bunlar olursa şayet biz burada kalmayıp ülkemize döneriz.’ Bizlerin çözümü insani bir çözümdür. Yaka paça zorla tutup da oraya göndermiyoruz. Onları da ateşe atmıyoruz. İnsani koşullar altında herkesi ülkesine gönderiyoruz. Gittiğiniz yerlerde bunu da anlatın.”

“Çiftçi ve esnaf rahat bir nefes almalı”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Bütün dünya duydu, sözümüz var. İlk 1 haftada iktidarımızda tarım kredi kooperatiflerinden veya bankalardan çekilen kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Esnaf ve çiftçinin bir nefese ihtiyacı var. Bunu kadın kardeşlerimiz gittiği her yerde dillendirmesi gerek. Dini bayramlarda şehit yakınlarını gazilerini ziyarette bulunuyoruz.

Şehitler arasında ayrım olur mu? Her birine aynı hakkı vereceğiz. KYK kredileri için faizleri sıfırlayacağız. Uzun zamandır şunu söylüyorum. Hiçbir çocuk bu topraklarda aç yatağa girmeyecek. Aile destekleri sigortasını anlatacaksınız. Bütün ailelerin asgari bir gelir güvencesi olacak. Hiçbir aileyi birisine muhtaç etmeyeceksiniz. Sosyal devlet dediğiniz böyle bir şeydir. Devleti soyulması gereken bir organ gibi görmeye başladılar. Nasıl soyalım devleti? 128 milyar doların hesabını vermediler. Hiç endişe duymayın bunun hesabını soracağız. Milletimizin hakkını ve hukukunu arayacağız.”

“Asgari ücreti açlık sınırı düzeyine getirin”

İktidara, yaptığı konuşmada asgari ücret çağrısı gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“2 bin 825 TL asgari ücret bugün. Açlık sınırı ise 3 bin 49 TL. Asgari ücret bunun altında. Bütün anneler, kadınlar adına çağrıda bulunuyorum. Süratle asgari ücreti açlık sınırı seviyesine getiriniz. Bu adam kira ödeyecek. Elektrik, su, doğal gaz faturasını ödeyecek. Yiyecek ve içeceğe para kalmıyor. Tam bir sefalet ekonomisi var. Türkiye’yi bundan kurtaracağız. Yoksullukla mücadele edeceklerini söylediler, milyonlar yoksul oldu. Derin bir yoksulluktan bahsediyoruz. Konteynerlerden yiyecek toplayan kadınlar var. 2021 Türkiye’sinden bahsediyoruz. Ortaçağ’dan değil. Pazar artıklarıyla geçinen binlerce aile bulunuyor. Yasaklarla mücadele edeceklerini söylediler, gençler şimdi tweet atmaya korkar hale geldi. İktidarımızda en rahat şekilde bizi eleştireceksiniz. Yolsuzlukla mücadele edeceklerdi. Bu iktidar devleti soyulacak bir organ olarak gördü. Ne kadar soyarsa o kadar kardır. Sultanlık sofrasına oturan bir valinin fetvası geçerli değildir. Haramla beslenen bir sofraya oturduysan artık fetva veremezsin. Böyle bir yetkin yok senin. Kara kış geliyor. Millet baharında. Daha kış gelecek. Ahlakımız ve edebimizle geleceğiz. Tüm vatandaşların sorunlarına kilitleneceğiz ve halka çalışacağız.” dedi.