"CHP artık 82 milyonun partisidir"

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yenilenen İstanbul seçimleri için 16 milyonun demokrasi destanı yazdığını söyledi. Kazananın sadece Ekrem İmamoğlu değil, demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "CHP artık sadece CHP'lilerin değil, 82 milyonun partisidir." dedi.

SİYASET 25.06.2019, 15:17
"CHP artık 82 milyonun partisidir"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Gezi, dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi"

Konuşmasında Gezi Parkı davasına değinen Kılıçdaroğlu, "Gezi'de yeşili korumak için meydana çıktılar. Kimsenin burnu kanamadı. Dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi. Hazmedemediler, valinin talimatı üzerine polisler saldırdı. İddianamelar hazırlandı, altının boş olduğu ortaya çıktı. Osman Kavala'yı tutukladılar. 601 gündür içeride. 600 gün yargı önüne çıkarılmadı, daha dün çıkarıldı. Ne yaptı bu insanlar? Ağaca sahip çıkmak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hiç kimse şiddete başvurmadı. Osman Kavala neden içeride? FETÖ'cülerin hazırladığı iddianamelerde beraat verildi. İntikam için aynı iddianamelerden yola çıkıldı, yeniden kıymetlendirme denildi adına." ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Gezi davasının çökmesine yol açacak en önemli cümleyi Osman Kavala kurmuş: 'Madem Soros'tan talimat alarak yapmışım bunu, Soros'un davada şüpheli olması garip değil mi?' Çünkü amaç gençlerden intikam almak. Gezi'ye katılan bizim insanımız. Her kesimden insan vardı orada. Nedir bu davalar? FETÖ'nün taktikleri aynen devam ediyor. Kim ne derse desin Osman Kavala, Eren Erdem boşuna yatıyor."

"İstanbul'a baharı getirdik"

Kılıçdaroğlu, iptal edilen 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin, "31 Mart'ta seçim yapmıştık, güzel bir sloganımız vardı. Martın sonu bahar diye. Gerçekten de öyle oldu. Martın sonunu getirdik, baharı getirdik. İstanbul'a baharı getirdik, hazmedemediler. Binbir türlü iftira, efendim oyları çaldılar. Nerede bu hırsız? elimizde kamera kayıtları var dediler, nerede bu kayıtlar? Çaldılar demek asla ve asla doğru değildir. Bu milletin bir vicdanı ahlakı var dedik. 18 gün sonra mazbatayı verdiler. Ekrem İmamoğlu 18 gün belediye başkanlığı yaptı. Sonra kumpas yapıldı. Seçim iptal edildi. Dilekçe verdik 39 ilçede seçime gidilsin dedik. Hayır ilçelerde değil büyükşehirde seçime gidilecek dediler." diye konuştu.

16 milyon İstanbullu'ya güvendiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Çünkü biz bir adalet yürüyüşü yapmıştık. Haktan hukuktan ve adaletten bahsedenler sokağa çıkıp yasadışı eylem yapmaz, camı çerçeveyi kırmaz. 13 bin 729 oyla kazanmıştı İmamoğlu. 23 Haziran'da sandığa gittik ve 800 bini aşkın oyla Ekrem İmamoğlu yeniden seçildi. Bu milletin ahlakına güveniyoruz dedik. Bir hakkın bir kişinin elinden kapalı kapılar ardında nasıl alındığını gördük.Bütün dünya gördü. Bizdeki demokrasiyi sorgulamaya başladılar." dedi. 

"Pontus'tan diplomaya kadar her türlü iftira atıldı"

Ekrem İmamoğlu'nu hedef alarak orantısız bir şekilde seçim propagandası yapıldığını kaydeden CHP lideri, "Medyaları var, Cumhurbaşkanları var tarafsızlığını unutmuş şekilde. Ama bizim de Allahımız, inancımız var. Kimseye kötülüğümüz yok, kin tutmuyoruz. İşi o noktaya taşıdılar ki Erdoğan 'Sisi'ye mi Binali Yıldırım'a mı oy vereceksiniz' deme noktasına geldi. Bazen bunlarda vicdan, ahlak ve Allah korkusu var mı diye düşünüyoruz. 82 milyonun vicdanına ve adalet duygusuna sesleniyorum; eğer bir kişi tarafsız olacağına dair namusu ve şerefi üzerine ant içmişse tarafsız kalmalıdır. Yemin metni anayasada aynen duruyor. Biz yine söylüyoruz, seçimlerde cumhurbaşkanı tarafsız kalmalı. Ya da unvanını değiştirmeli." şeklinde konuştu.

"İstanbullular demokrasi destanı yazdı"

Kılıçdaroğlu, yürütülen seçim çalışmalarına ilişkin, şunları kaydetti:

"Kimseyi ayırmadık, yaşam tarzlarını sorgulamadık. Herkes ama herkes güzel bir çalışma sergiledi. Baskılara ve taraflı cumhurbaşkanına rağmen. Hep beraber güzel bri demokrasi destanı yazdık. Bütün dünya bugün Türkiye'yi konuşuyorsa 16 milyon İstanbullu sayesinde konuşuyordur. 16 milyon İstanbullu sandığa giderek demokrasi destanı yazdı. Demokrasi destanı siyasi tarihimizin en önemli destanlarından biridir. Destanı yazan sandığa gidip oy kullanan, tatillerini yarıda kesenlerdir. Asıl demokrasi kahramanları da sandığa gidip oylarını kullananlardır. 

CHP örgütlerine de teşekkür ediyorum. AK Partili, ülkücü MHP'li kardeşlerime, Saadet Partili kardeşlerime, HDP'ye oy veren bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizden bizden demeden doğulu batılı demeden etnik kimlik üzerinden inanç üzerinden siyaset yapmadan milyonların hep beraber motorları maviliklere sürmesi kadar güzel bir şey yoktur. Bu destan sadece CHP'nin destanı değil, demokrasiye susayanların destanıdır."

"İstiyorlarsa yine YSK orada, dilekçe yazsınlar"

Bu seçimlerin iki temel sonucu var. Türkiye için; seçmen Türkiye'deki siyasilere bir mesaj verdi. Siyasilerin vesayetinde olan yargıya mesaj verdi. Mazbatayı haksız bir şekilde aldınız. Biz haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmayacağız dediler. İstiyorlarsa yine YSK orada. Dilekçe yazsınlar. Vallahi itiraz etmeyeceğim yeniden seçime gideceğim. Dünyaya verdiğimiz mesaj; Türkiye'de bir dikta yönetimi var, dünya bunu kabul ediyor. Yargının siyasallaşmasına rağmen bu ülkenin kültüründe ve dokularında demokrasi vardır ve biz demokrasi mesajı verdik. Türkiye'den demokrasi açısından umutlarını kesmişlerdi. Bizler bir destan yazarak demorkasiden yana oy kullandık mesajı verdik. Dünya Türkiye'de gerçekten demokrasi kültürü yerleşmiş durumda dedi."

"CHP artık 82 milyonun partisi"

Kazananın sadece Ekrem İmamoğlu değil, demokrasi ve Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Adalet yürüyüşünde Maltepe'ye geldiğimizde gazeteciler bundan sonra ne olacak diyordu, Maltepe'de bir duvar var onu yıkmamız lazım dedim. O duvarı yıktık. Birçok yerde bu duvarı kırdık. 60 yıldır alamadığımız yerde yeni belediyeler aldık. Mustafa Kemal'in cumhuriyetini demokrasiyle taçlandırdığımızda asıl o zaman görevmizi yapmış olacağız. Seçimlerde çalıştık ama asıl görevimiz şimdi başlıyor. Şimdi iş başa düştü. Belediye başkanlarımıza çok önemli görevler düşüyor. CHP artık sadece CHP'lilerin değil, 82 milyonun  partisidir. Türkiye'nin sorunlarını da çözmeye talibiz." diye konuştu.

"Belediyeyi adalet ile yöneteceksiniz"

Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına büyük görev düştüğüne dikkat çekerek, "7 kuralımız var. Bu 7 kurala bütün belediye başkanları uyacak. Yönettiğimiz belde insanlarının inançları, kimlikleri itibari ile ayırmayacağız. Hizmeti belli kişiler zümreler akrabalar için değil halk için yapacaksınız. Beldenizde fakir mahallere pozitif ayrıcalık yapmayacaksınız. Yoksullara yardım yaparken insan onurunu koruyacaksınız. Yoksullari teşhir etmeyeceksiniz. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Bu aynı zamnada israfla mücadeledir. Belediyede yönetici atamalarında liyakat esasına uyacaksınız. Belediyeyi adalet ile yöneteceksiniz. Biz boşuna mı adalet yürüyüşü yaptık." ifadelerini kullandı.

"Demokrasi yok, ekonomi tepetaklak gidiyor"

Ekonomik sorunlara da değinen Kılıçdaroğlu, "Demokrasi törpülendiği için ekonomi kan kaybediyor. Demorkaside çıtayı aşmak ekonomide de çıtayı aşmayı zorunlu kılıyor. Demokrasiyi önceleyerek ekonomik standartlar geliştirilirse Türkiye kalkınır. Ekonomide ciddi sorunlarımız var. Erdoğan bir yıl önce 'Siz 24'ünde bu kardeşinize yetkiyi verin, dolarla faizle nasıl mücadele yapılır göreceksiniz' dedi. Ekonominin sorumlusu benim dedi, doğru. Her şeyin sorumlusu o. Tek adam rejimi var zaten. Demokrasi yok, ekonomi tepetaklak gidiyor. Sorumlusu benim demek dış güçler sorumlu değil demektir. Yetkiyi aldı ne oldu, devlet aile şirketi gibi yönetilmeye başladı. Sarayda beyefendi, damadı da hazinenin başında. Ekonomide kriz var." 

CHP lideri, sözlerine şöyle devam etti:

"Faturayı kim ödeyecek? Saraya bakıyorum, fatura öder mi? Hayır. Ejder meyvesine kadar her şey var. Rantiye sınıfı var, faizciler.  Onların durumu da çok iyi. Faiz arttıkça daha çok para kazanıyorlar. havuz medyası da ekonomik krizden etkilenmiyor. Faturayı kim ödeyecek? Sadece sıradan vatandaş değil, çiftçi ve sanayici. 8 aydır sanayi üretiminde düşüş var. Çünkü talep yok. Son 4 ayda 600 binden fazla kişi icralık oldu. Ekonominin sorumlusu benim diyen kişiye soracaksınız. Sevdiğinizi biliyorum, sevmek ayrı memleket ayrı. Bir kişi işsizlik nedeniyle intihar ediyorsa hepimiz bunu sorgulamak zorundayız. Memleketi bu hale yönetenler getirdi. 

AK Partili kardeşim bilmelidir ki tek adam rejimi bu ülkeye huzur getirmedi. Devletin çalışmadığını gördük. Ekonominin kontrol edilemediğini gördük. Vatandaşın borç batağında olduğunu gördük. Tek adam rejiminde FETÖ borsası kurulduğunu gördük. Parası olanın dışarda garibanın içerde olduğunu gördük."  

Yorumlar (0)