Yemek için gezenlere yeni duraklar

Marakeş / Fas

Bu büyülü şehir önümüzdeki yıl da pek çok lezzet düşkününün gözdesi olacak. Labirente benzeyen dar sokakları ve sıra dışı duvarlarıyla kent adeta bir renk cümbüşü. Çarşısında incik boncuk satan dükkânları rengârenk dükkânlar ve egzotik baharatçılar görülüyor. Kent ziyaret edildiğinde çarşıda bulunan kafelerden birinde m’hanncha (kolböreği biçimindeki tatlı hamur) mutlaka denenmeli. Akşamları ise hayat Jemaa El-Fna Meydanı’nda devam ediyor. Uzun masaların başında birbirini ezen insanlara kebap, tajin (toprak kapta pişirilen et yemeği) ve kuskus pişiren seyyar satıcıların dizildiği meydanda sokaklar çok canlı. Meydanın bir köşesinde ne zaman gitseniz kalabalık göreceğiniz Chez Chegrouni köfte ve kuskus servis eden çok popüler ve kaliteli bir lokanta var.

Lyon / Fransa

Fransız mutfağı herkes tarafından keşfedilmiş ve kendi kitlesini oluşturmuş bir mutfak. Ancak ülkenin kalbi Lyon’un özel bir yeri var. Bu kenti hâlâ keşfetmemiş olanlar için geçtiğimiz ekim ayında açılmış olan Cité Internationale de la Gastronomie bu keşfin yolunu açabilir. 12. yüzyıldan kalan dört katlı tarihi bir hastane olan Hotel-Dieu içinde açılan bu mutfak kültürü merkezinde beslenmeye dair sergiler, çocuklar ve mutfağa ilgi duyanlar için interaktif etkinlikler, misafir şefler liderliğinde demo ve tadımlar yapılıyor. Şehirde yemek söz konusu olduğunda yapılması gerekenlerin başında bir bouchon’da (geleneksel yemek servis eden lokantalar) sakatat ağırlıklı yemekleri denemek geliyor. Le Garet bunun için tercih edilebilecek güzel bir alternatif. Gurmelerin vazgeçilmez noktası olarak da bilinen meşhur kapalı pazar "Les Halles de Lyon- Paul Bocuse"de ise peynirler, kabuklular, şarküteri çeşitleri tadılabilir.

Cadiz / İspanya

İspanya’nın güneybatı köşesinde gizli kalmış Endülüs’ün küçücük bölgesi ilgiyi mutfağıyla topladı. Bölgenin en önemli ürünü balık. Denizlerin arasında küçük bir burunda bulunan Cadiz’in her noktası denizcilik tarihine dair izler barındırıyor. Yerli balıkçıların yaşadığı mahalle olan "La Vina"da bulunan Restaurante El Faro sağlam bir ziyafet yapmak isteyenler için ilk akla gelen yer. Sopa de pescado (balık çorbası), pescado a la sal (tuzda balık) ve restoranın barında çok lezzetli tapas çeşitleri bulunabilir. Özellikle tortillas de camarones’i (karidesli patates omleti) mutlaka denenmeli. Taberna Casa Manteca ise bir matadorun iki oğlu tarafından işletilen ve her çeşit şarküteri ürününün sunulduğu bir mekân. Şehirde yemek tutkunlarına yönelik turlar, üretici ziyaretleri ve yemek pişirme sınıfları için internette pek çok seçenek bulunabiliyor.

Malta

Bu huzur veren tatil adası, kendine özgü mutfak kültürüyle, son dönemlerde yemek meraklılarının dikkatini çekmeye başladı. Fenikeliler, Mağribiler ve İngiliz sömürgeciler tarafından işgal edilen Malta’nın mutfağında Arap ve İtalyan izleri bulunuyor. Geleneksel bir Malta sofrasında olmazsa olmaz olan şey, onlarca farklı yöntemle pişirilen tavşan. Valetta şehrindeki The Lord Nelson eski taş merdivenli binasında birbirinden değişik tavşan yemeklerinden yiyebilirsiniz. Yollarda bulunan büfelerde sık sık görülen pastizzi (bezelye püresi ve ricotta dolgulu küçük tuzlu hamur işi) adanın en eski mekânı Caffe Cordina’da yenmeli. Kırmızı karidesler genellikle çiğ olarak tüketiliyor. Saint Julian şehrindeki Baracuda ve Rampulla balık yemek için tercih edilebilecek çok güzel yerler.

Los Cabos / Meksika

Kaliforniya sınırında bulunan bu nokta, uzun yıllar boyunca Hollywood yıldızlarının gözde tatil bölgesi oldu. Şimdilerde ise Avrupa’dan direkt uçuşların da başlamasıyla yemek için gezenlerin listesine girmiş durumda. Burası denizkaplumbağalarıyla beraber yüzülebilen, en iyi balık takolarının tadılabildiği ve lokal biralar deneyerek taze meyvelere doyulabilecek bir yer. Bölgede son zamanlarda artan "tarladan sofraya" konseptli restoranlara ek olarak şimdilerde bir de "sanattan tabağa" furyası bölgeye hâkim. Patricia Mendoza Art Gallery ve Grand Velas Los Cabos galerilerinde sanatsal titizlikle hazırlanmış tabaklar mutlaka denenmeli.