Dr. Topaloğlu: “Deistler sorumluktan kaçtığı için dini reddediyor”

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Dr. Hüseyin Taha Topaloğlu, günümüzdeki bazı deistlerin sorumluluklarından kaçtığı için dini reddettiğini açıkladı.

YAŞAM 26.05.2024, 17:25 Melina Ay
Dr. Topaloğlu: “Deistler sorumluktan kaçtığı için dini reddediyor”

İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi Kurma ve Koruma Vakfı (İMVA) tarafından düzenlenen ‘Deizm nedir, ne değildir’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Dr. Hüseyin Taha Topaloğlu, deizmin tarihçesi, dünyadaki ve Türkiye'deki deizm akımlarıyla ilgili bilgiler verdi.

Dr. Topaloğlu, Türkiye'de son 15 yıldır dine karşı en önde gelen itirazın deizm olduğunu söyledi. Topaloğlu, deizmin Allah'ı sadece ilk sebep olarak kabul eden ve evrenin yaratılmasına inanmakla birlikte yaratıcının evrene herhangi bir müdahalesinin olmadığını ve olmayacağını iddia ederek vahyi reddettiğini vurguladı. Topaloğlu aynı zamanda Batı'da Rönesans ve Reform dönemlerinde ortaya çıkan deizmin öncelikle İngiltere'de (İngiliz Aydınlanması) popülerlik kazandığını, daha sonra ise Kıta Avrupası ve Amerika'da yaygınlaştığını belirtti. Topaloğlu bu inancın görüldüğü kitleler hakkında ise, “Deizm, genellikle büyük kitlelerin inanç biçimi olmasa da, daha çok bilim adamları, filozoflar ve siyasetçiler tarafından benimsenen bir Tanrı inancı olarak kabul edilebilir” açıklamasında bulundu.

“Evreni mükemmel işleyen bir saat olarak nitelendiriyorlar”

Deistlere göre deneyim ve tecrübenin yegâne bilgi kaynağı olduğunu belirten Topaloğlu, “Deistlere göre insan, kainatın var oluşu ve işleyişi ile ilgili hakikate ulaşabilecek kapasitededir. İnsanoğlu, kendisine ve doğaya dair tecrübeler ışığında evrenin mükemmel bir düzen içerisinde olduğunu ve belirli doğa yasalarının kesintisiz şekilde işlediğini gözlemlemiştir. Bu düzenlilik, evrenin rastgele var olmadığını, bir var edicisi olduğunu gösterir. Deistlere göre bu var; ediciye Tanrı adı verilir. Ancak Allah, evreni bir defada yaratmış ve işleyişine karışmamaktadır. Çünkü doğa yasalarının kesintisiz işlemesi, evrenin içinden veya dışından bu işleyişe herhangi bir müdahalenin mümkün olmadığını gösterir. Deistler, evreni en baştan kurulmuş ve mükemmel şekilde işleyen bir saat olarak nitelendirirler. Bu düşünce, onların vahiy, nübüvvet, vahyedilmiş ahlaki kurallar, dua ve mucize gibi kavramları reddetmelerine neden olmuştur. Bu kavramların dinin temel kurumları olduğu göz önüne alındığında, deistlerin dini kabul etmedikleri açık bir şekilde görülmektedir” ifadelerine yer verdi.

Deizmin ortaya çıkışı

Her düşüncenin ortaya çıkmasına neden olan etkenlere dikkat çeken Topaloğlu, “Deizmin ortaya çıkışına Hristiyanlığın inanışları ve politikaları sebep olmuştur. Fizik, biyoloji, astronomi ve kimya gibi doğa bilimlerindeki gelişmeler, kilisenin öğretilerinin yanlışlığını göstermiştir. Bu bilgilerin kilise öğretileriyle çelişmesi, kilisenin engizisyon mahkemeleri aracılığıyla insanlara zulmetmesine ve bilimsel bilgiyi göz ardı etmesine yol açmıştır. Ayrıca, kilisenin cennetten arsa satması gibi istismar girişimleri ve baskıcı siyasetleri de deizmin ortaya çıkmasına neden olan olaylar arasında sayılabilir” diye konuştu.

Türkiye’deki deizm tartışmaları

Türkiye’deki deizm tartışmalarıma da değinenTopaloğlu, şunları aktardı:

"Son yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de gündemde olan deizm tartışmaları, özellikle imam-hatip liseleri öğrencileri arasında dindarlık seviyesinin düşüşü iddiasıyla ön plana çıkmıştır. Gençlik arasında ibadetlere ve dini kurumlara olan ilginin azaldığı ve deizme yönelimin arttığı algısı, toplumda ve akademik çevrelerde geniş kabul görmüştür. Bu konuda birçok makale, sunum, çalıştay ve tartışma düzenlenmiştir. Ancak günümüzde dinden uzaklaşmanın, sadece bir yaratıcının varlığını kabul etme iddiasının ardında yatan sebeplere bakıldığında, bu durumun deizmle aynı şey olmadığını belirtmek önemlidir. Günümüzdeki sözde deistlerin bireyselleşme isteği, mevcut siyasi atmosfere tepki, teknolojik gelişmelerin olumsuz sonuçlarından kaynaklanan manipülasyon ve spekülasyonlara karşı yeterli rehberlik ve destek bulamama, ve en önemlisi sorumluluğu reddetme eğilimleriyle dini reddettikleri gözlemlenmektedir.”

“Göz ardı edilmemesi gereken bir sorun”

Deizm ve günümüzdeki dindar olmama eğilimi arasında doğrudan bir bağlantı kurulamayacağını ifade eden Topaloğlu açıklamasını, “Günümüzdeki deizm tartışmalarının büyük ölçüde yanlış bir benzetmeden kaynaklandığı söylenebilir. Ancak, bu durumda göz ardı edilmemesi gereken bir sorun olduğu açıktır. Bu sorunu çözmek için önerilen çözüm yolları, deizmi tartışmak ve çürütmeye çalışmak değil, günümüzün sorunlarına çözümler üretmektir” şeklinde sonlandırdı.



Konferansta, Karaman'da gerçekleştirilen "Genç Sada Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Türkiye finalinde ikinci olan Hafız Muhammed Emir Gökmen, İMVAK tarafından ödüllendirildi. İMVAK Yönetim Kurulu üyesi Ali Ilıca, tam altın hediyesini takdim etti. Konferansa İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Bulut, İMVAK Başkanı Sait Kömürcü ve çeşitli davetliler de katıldı.

Yorumlar (0)