MGK toplantısının ardından kritik açıklama

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında, Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen MGK toplantısının ardından bildiri paylaşıldı.

Bahse konu bildiride, toplantıda, geçtiğimiz sene milli güvenlik yönünden önem arz eden ekonomik, askeri ve siyasi gelişmelerin bütün yönleriyle masaya yatırıldığı, bu sene karşı karşıya kalınması olası meseleler ile bu kapsamda yürütülecek çalışmalar ve alınacak önlemlerin müzakere edildiği belirtildi.



Terörle mücadele

Terör örgütleri DEAŞ, FETÖ VE PKK/KCK-PYD/YPG başta olmak kaydıyla milli güvenliğe, beraberlik ve birlik ile bekaya yönelik her çeşit tehlike ve tehdide karşı ülke içinde ve ülke dışında başarı, kararlılık ve azimle icra edilmekte olan operasyonlar hakkında MGK'ya bilgi verildiği ve gereksinim duyulması durumunda daha ileri adımların ivedilikle atılacağı, bunun için gerekli hazırlıkların ve iradenin tam olduğu belirtildi.

Toplantıda, PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü ve taraftarlarının, Suriye halkının refah, huzur ve sulha kavuşmasının önündeki en büyük engel olduğu, terör örgütlerinin tamamının bertaraf edilerek Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü esas alan bütüncül ve kapsayıcı bir çözüme ulaşılmasının, kalıcı sulha giden yolu sonuna kadar açacağı kaydedildi.



Yunanistan-Türkiye ilişkileri

Söz konusu bildiride, "Yunanistan'ın devam ettirdiği kışkırtıcı söylem ve eylemleri ile silahlanma çabalarının, bölgemizdeki gerilimi tırmandırmanın ötesinde bir yarar sağlamayacağına dikkat çekilmiş, ülkemizin milli güvenliğini ve çıkarlarını hedef alan herhangi bir oldubittiye hiçbir şekilde izin verilmeyeceği konusu, bir defa daha kuvvetli bir biçimde vurgulanmıştır." denildi.



İsveç'teki provokasyonlar

Ülkemizin, NATO'nun açık kapı siyasetini desteklediği kaydedilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:

"Buna karşılık NATO'ya üye olmak isteyen devletlerin de müttefiklik ruhuna ve hukukuna uygun bir şekilde hareket etmeleri gerektiği vurgulanmış, FETÖ ile PKK/KCK-PYD/YPG başta olmak kaydıyla terör örgütleri ile mücadele hususundaki mutabakat zaptından gelen yükümlülüklerini somut adımlarla bir an önce harfiyen yerine getirmelerinin mecburi olduğu belirtilmiştir.

Milyarlarca insanın mukaddes değerlerine saldıran ve İslam karşıtı ırkçılığın tezahürü olan iğrenç saldırılar şiddetli bir şekilde kınanmış; düşünce, vicdan ve din özgürlüğü gibi değerleri temelden sarsan, ifade hürriyeti ve demokrasi ile de açıklanamayacak eylemleri himaye ve teşvik edenlerin, insan haklarını yok sayan bu nefret suçunun ortakları oldukları anımsatılmıştır."