Marmara’da yeniden müsilaj paniği! Denizin ısınması müsilajı tetikleyebilir

Marmara Denizi’nde araştırmalar yürüten İstanbul Üniversitesi bilim insanları bölgede yeniden müsilajın oluşabileceğine dair izlenimlerin olduğunu aktardı. İzmit, Erdek ve Bandırma körfezinin riskli bölgeler arasında yer aldığını belirten bilim insanları Marmara Denizi’ni hayata döndürmek için yapılacak çalışmalarda ısrarcı olunması gerektiğini belirtti.

GÜNDEM 24.04.2022, 12:18 25.04.2022, 09:19
Marmara’da yeniden müsilaj paniği! Denizin ısınması müsilajı tetikleyebilir

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi tarafından gerçekleştirilen Marmara Denizi’nde müsailaj oluşumu ile ilgili araştırmalar devam ediyor. Bilim insanlarının R/V Yunus-S araştırma gemisi ile gerçekleştirdiği çalışmalara kameralara yansıdı. Bilim insanları ilk olarak suyun fizikokimyasal değerlerine ilişkin çalışmalar yürüttü. Daha sonra bu veriler bilgisayar ortamlarına aktarılarak denizde yer alan örnekleme derinlikleri belirlendi. Ardından ise plankton kepçeleri ve nansen şişesi ile 15 ila 70 metre derinliklerde alt ve üst tabakalardan örneklemler alındı. Araştırmayı gerçekleştiren bilim insanları deniz dibinde yaşayan canlıların miktarlarını ve dağılımını tespit etmek amacıyla trol ayağı yardımıyla örnekler topladılar. Güvertede türlerine göre ayrılan örneklerin ağırlık ve miktar değerleri kaydedildi.

Mart ve Nisan ayında müsilajın tekrar oluşabileceğine dair bilgiler alındı

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı olan Profesör Doktor Melek İşinibilir Okyar Marmara Denizi’nde geçtiğimiz yıl yaşanan müsilajın sonbahar aylarında etkisini yitirdiğini vurguladı. Mart ve Nisan aylarında tekrar müsilajın oluştuğuna dair bilgilerin alındığını belirten Okyar bu nedenle gerekli inceleme çalışmalarına başladıklarını belirtti. Marmara Denizi’ndeki tuzluluk, oksijen ve sıcaklık değerlerini ölçtüklerini belirten Okyar balık stoklarının durumunu değerlendirmek, yüzeyden derine bir azalma lup olmadığını anlamak ve müsilajın oluşmasına neden olacak organizmalar için örnekler topladıklarını ifade etti.

Müsilaj tekrar oluşabilir

Okyar alınan örneklerin laboratuvar ortamında inceleneceğini belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:

CTD cihazıyla yaptığımız ölçümlerin ardından oksijen seviyelerinin 2 miligram altında 0,9 olduğunu gördük. Bu değer canlı yaşamı için oldukça elverişsiz ve canlı yaşamını desteklemiyor. Bu durum burada var olan organizmaların oksijen açısından sorun yaşadığını gösteriyor. Balık stoklarında ve balık çeşitliliğinde bir azalma mevcut. Deniz kirpisi gibi ekonomik değeri olmayan balıkların oranı ise oldukça fazla. Burada gerçekleştirdiğimiz araştırmalar neticesinde hava sıcaklıklarının artması ve dolayısıyla denizdeki su sıcaklığının da artması sonucunda müsilajın tekrar oluşabileceğini gördük. Yani burada müsilajın oluşmasını sağlayacak ön koşullar mevcut. Marmara Denizi’nde şu anda klorofil değerleri yüksek ve oksijen değerleri çok düşük. Ne yazık ki bu nedenle biyoçeşitlilik de oldukça düşük.

İzmit, Bandırma ve Erdek körfezi riskli bölgeler arasında yer alıyor

Açıklamalarda bulunan Okyar müsilajın özellikle kıyı şeritlerinde ve dalgaların az olduğu bölgelerde gerçekleşeceğini söyleyerek İzmit, Bandırma ve Erdek körfezlerinin ve insanların yoğun olarak bulundukları güney sahillerinin daha büyük bir risk altında olduğunu belirtti. Müsilajın geçtiğimiz yıl ilk olarak bu bölgelerde çıktığının altını çizen Okyar sözlerine şu şekilde devam etti:

Marmara Denizi’nin güney bölgelerinde dip derinliklerde müsilajın oluştuğuna dair bilgiler alıyoruz. Üniversite hocalarımızın yaptığı çalışmalarda Prens Adaları civarında yer alan bölgelerde diplerde partikül halinde yoğun artışın olduğu gözlemlendi ancak bu bölgelerdeki yoğunluk geçtiğimiz yıla kıyasla daha az.

“Marmara Denizi’ni hayata döndürmek için yapılan çalışmalarda ısrarcı olunmalı”

Marmara Denizi’nin hasta bir deniz olduğunu ve bu denizi yeniden hayata döndürmek için gerekli çalışmaların gerçekleştirildiğini belirten Okyar bu sürecin zaman alabileceğini dile getirdi. Okyar Marmara Denizi’ni tekrar hayata döndürmek adına alınan kararlara bağlı kalınması gerektiğini ve devam etmenin önemli olduğunu vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti:

Gerekli adımların atılması halinde sonrasında Marmara Denizi’nde çeşitliliğin oldukça yüksek olduğu boğazdan uskumru balıklarının avlanabildiği, kılıç balıklarının görüldüğü, biyoçeşitlilik olarak zengin bir dönemin yaşanmasını bekliyoruz.

Deniz kirliliği, iklim değişikliği, su girdileri ve balıkçılık

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Uğur Uzer Marmara Denizi’ni üniversite olarak uzun süredir takip ettiklerini vurguladı. Müsilajın oluşması için pek çok faktörün bir araya gelmesi gerektiğini vurgulayan Uzer bunlar arasında en önemli olanlarının deniz kirliliği, iklim değişikliği, su girdileri ve balıkçılık olduğunu dile getirdi. Uzer üniversite tarafından belirlenen noktalarda düzenli olarak araştırmalar yaptıklarını dile getirdi.

Deniz kirpisi oldukça baskın

Belirli bölge ve derinliklerden farklı zamanlarda alınan su örneklerini inceledikleri belirten Uzer sözlerine şu şekilde devam etti:

Bugün gerçekleştirdiğimiz incelemede deniz kirpisi canlısının oldukça yoğun olduğunu gördük. Bu canlı önceki yıllarda bu kadar fazla bulunmuyordu. Bugün gerçekleştirdiğimiz çalışmada biyoçeşitliliğin oldukça azaldığını ve baskın tür olarak deniz kirpisinin olduğunu tespit ettik. Bu bölgede daha önce tekir balığı ve barbuna rastladık. Mırlan olarak adlandırılan balıktan oldukça az çıktı. Burası normalde onların daha fazla bulunduğu bir bölge. Çinekop ve istavritin de oldukça az olduğun far ettik. Üniversite olarak buradaki çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

Yorumlar (0)