Kılıçdaroğlu'ndan Ayvatoğlu tepkisi: "Bu bir vurgun tablosudur"

TBMM'de partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, gündemi meşgul eden, uyuşturucu kullanırken görüntülenen AK Partili Kürşat Ayvatoğlu gündemi üzerinden iktidara eleştirilerde bulundu.

GÜNDEM 30.03.2021, 17:13 30.03.2021, 17:59
Kılıçdaroğlu'ndan Ayvatoğlu tepkisi: "Bu bir vurgun tablosudur"

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yaptığı açıklamada AK Parti'de görevli Kürşat Ayvatoğlu gündemine ilişkin eleştirilerini paylaştı. Kılıçdaroğlu konuyla ilgili, "Ortaya çıkan tablo bizim değerlerimizle yakışan bir tablo değil, tam aksine ortaya çıkan tepeden tırnağa bir vurgunun tablosudur." dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündemdeki konular üzerinden iktidara eleştirileri şu şekilde:

“AK Parti - MHP tamamen bir kişiye hizmet ediyor”

Vatandaşın, çiftçinin, esnafın ekonomik sıkıntılar içinde boğuştuğundan söz eden Kılıçdaroğlu, Ayvatoğlu olayından hareketle, “Bir yanda zevk sefa içinde olan AK Partililer var. Yapılan bütün vurgunu görüp, benim neyim eksik diyor. Malı götürürsem ben de yükselebilirim diye düşünüyor. Hırsız büyükelçi oluyorsa ben de yükselebilirim diyor. Ortaya çıkan tablo değerlerimize uygun değil, ortaya çıkan tamamen, tepeden tırnağa bir vurgunun, yolsuzluğun tablosudur.” ifadelerini kullandı.

“İktidar, her kuruşun hesabını vermeli”

Devletlerin adalet ve ahlakla yönetilmesi gerektiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Devletin organları var, o yüzden devlet organları eli ile yönetilir. Yönetimde ise seçimle gelen iktidar bulunur. Ama iktidar, istediği gibi yönetmez çünkü devletin bir Anayasa'sı vardır. Hukukun üstünlüğüne özen gösterir ki bu da devlete saygınlık kazandırır. Devlet gelenekleriyle, bilimle, ahlakla, adaletle ve  irfanla yönetilir. Biz de devletimizi böyle biliyoruz ve böyle kabul etmek istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, sıradan bir devlet değildir. Devletimizi ve bayrağımızı her şeyin üstünde tutarız. İstiyoruz ki yönetenler aynı duyguyu hissetsinler. İktidar eleştirilere tahammül etmeli. İktidarların ilham alacağı en büyük kaynak kendilerine yapılan eleştirilerdir. Eleştiri yapıyor diye insanı cezaevine atmak çağdaş devletlerde görülür şey değildir. İktidarlar devletin kaynaklarını çıkarları için, ailesinin çıkarları için kullanamazlar. Biliyorlar ki bu paraların tamamı halkın parasıdır. Buna dikkat çekmek isterim. İktidarda bulunanlar, harcadıkları her kuruşun hesabını vermek zorundadırlar. Her kuruşun hesabını vermek, demokrasiye inanmak ve insana saygı duymak anlamına gelir. Dolayısıyla iktidar bulunanlar her kuruşun hesabını vermek zorundadır.”

“Devlet kin ve öfkeyle yönetilemez”

Cumartesi Annelerinin yargılanmasına da tepki gösteren CHP Lideri, devletin kin ve öfkeyle yönetilmemesi gerektiğini söylerken şu sözleri kullandı:

"Kin ve öfkeyle devlet yönetilemez. Cumartesi Anneleri nedir? Bazısı çocuğunu bazısı eşini arıyor. Devletin burada görevi, annelerin talebini karşılamaktır. Cumartesi anneleri, oğlumu arıyorum diyor, bari mezarını gösterin. Hakkını arayan anneleri alıp yargılıyorsunuz. Hangi devlet anlayışında bu tavır vardır. Hak teslimi yapması gerekirken devlet, insanların hakkını elinden alıyor. Neden hakkını istiyorsun diye yargılıyorsun. Geçmişte MHP ve AK Parti’ye oy veren bütün vatandaşlara ve kardeşlerime sesleniyorum. Böyle bir yönetim şiddet ve kaos getirir, böyle devlet yönetimi olmaz. Devlet yöneticileri yargıya müdahale edemezler. Yargıya müdahale edersen devletin temel organları çürümeye başlar.

“Memnun olmadığınızı biliyorum”

Çaykur’un verdiği mevsimlik işçi ilanındaki 210 kişilik kadroya 23 bin kişinin başvurduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu durumdan kimsenin memnun olmadığını bildiğini söyledi. AK Parti’ye oy verenlere seslendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır, o yüzden devlet, işi olmayanlara iş bulmak zorundadır. Bu olmazsa toplumsal problemler yaşanır. ÇAYKUR 210 kişilik mevsimlik işçi alacak ama kadroya 23 bin kişi başvurmuş, AK Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, bundan memnun musunuz? Biliyorum ki siz de memnun değilsiniz. Bazılarınızın çocukları çok iyi yerlerde, birden fazla maaş alıyor onu da biliyorum. Bu ülkenin çocukları hepimizin. Bu ülkede bir kişi bile işsiz kalsa parlamentodakilerin oturup düşünmesi lazım. Çocuklarımız niye işsiz?”

“Sizde vicdan, karakter yok mu?”

Doğu Akdeniz meselesine temas eden Kılıçdaroğlu, Doğu Akdeniz’deki hakları almak için Mısır hükümeti ile beraber hareket etmenin gerekli olduğunu söyledi. Hesap sorulacak yerde hesap verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Gerçekten zoruma gidiyor. Sarayda oturuyorlar. Sizde hiç karakter, vicdan yok mu ya! Hesap sorman gerekirken hesap veriyorsun. Neden Mısır'la gidip kavga ediyorsun! Doğu Akdeniz'deki hakları  kazanmak için Mısır'la beraber hareket etmen lazım. Senin ne işin var ihvancı dış politikayla. İslam aleminin terörist kabul ettiği kişileri getirip İstanbul'da ağırlıyorsun. Sebep? Burada kaybeden Türkiye’dir, biziz. Sarayda oturmaya devam ediyorlar. Emin olun bunların yüzü bile kızarmaz. Böyle bir devlet yönetimini dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Türkiye Cumhuriyeti açıkça soyuluyor. Bu ülke bir  avuç insan tarafından soyuluyor."

“TBMM Başkanı Montrö’nün ne anlama geldiğini bilmiyorsa o koltukta oturmasın”

'Bir kişiye devletin bütün yetkilerinin verildiği ülkeler, felaketlerin ülkesidir' diyen Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin kendi tarihlerinden bihaber olmamaları gerektiğini söylerken TBMM Başkanı’na eleştirilerde bulundu:

"Gelişmiş ülke nedir? Japonya, Kanada gibi ülkeler gelişmiş ülkelerdir. Anlamı ne bunun? Eskiden kişi başına düşen milli gelir olarak tanımlıyorlardı bunu ama artık baktılar bu değil. Gelişmiş ülke ayrıntılarda iş bölümün yapan ülkedir. Toplum alt ayrıntılarda ne kadar çok  yeni kadrolar çıkarırsa  o ülke gelişmiştir. Tek kişiye bütün yetkilerin verildiği ülke gelişmiş değil, felaket ülkesidir. Devleti yöneten kadroların kendi tarihlerini bilmesi gerekiyor. Eğer TBMM Başkanı Montrö Sözleşmesi'nin anlamını bilmiyorsa o koltukta oturamaz, oturmamalı. Ben onu söylemedim diyor bir de, bırakın bunları! Gece yarısı çıkarılan bir kararla TBMM'nin iradesine ipotek koydular. İstanbul Sözleşmesi’ne ne oldu? TBMM Başkanı'ndan bir haber var mı? Meclisin iradesini ipotek altına alamazsın diyemiyor. Koltuğunu ona, bir kişiye borçlu olduğu için cesaret edemiyor. Bir tek  kişiye hizmet ediyor. MHP milletvekilleri  AK Parti milletvekillerinin tamamı TBMM'de bir kişiye, ona hizmet ediyor. Bir kişiye iradesini teslim edenden milletin vekili olmaz. Milletin ve sarayın vekilleri ayrıdır. Biz milletimizin vekiliyiz. Bir daha söylüyorum, o zorba gidecek ve İstanbul Sözleşmesi geri gelecek.”


 


“Çiftçilerin kredi faizlerini sıfırlayacağız”

Kürsüden esnafa seslenen Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde esnaf için yapacakları icraatları açıkladı. Her kuruşun hesabının verileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ardından çiftçilere seslenerek “Sen bu devletin orta direğisin o yüzden sana destek olacağım.

Çektiğiniz kredilerin faizlerini sıfırlayacağız, kalanı da takside böleceğiz.” sözlerini kullandı. Kılıçdaroğlu açıklamasına şöyle devam etti:

"Çiftçilerin durumunun sıkıntılı olduğunu biliyoruz. Kamu özel bankalarına borçları 134 milyar lirayı buldu. Tarım kredi kooperatiflerine olan borçları da 8 milyar 260 milyon liraya ulaştı. Çiftçilerin toplamda 142 milyar borcu var. Ayrıca, ilaç, mazot, gübre, bayi borcu. Yapılandıralım dedik, hayır dediler yapmadılar. Sonra bankalar birliği, 173 firmanın 35 milyar liralık borcunu yapılandırdı ama yüzbinlerce çiftçinin borcunu yapılandırmıyor. Niçin? Bu firmalar iktidara yakın çünkü. Seçim zamanında da para veriyorlar. Bütün çiftçilere bir sözüm var pandemide bankalardan ve tarım krediden aldığınız kredilerin faizlerini sıfırlayacağız ve kalan ana parayı takside bağlayacağız. Sizlere sözümdür."

“Her kuruşun hesabını verip, sana destek olacağım”

Esnafa da çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, her kuruşun hesabını verecekleri vaadinde bulundu ve şunları söyledi:

"Bu işte bir tutarlılık olmalı. Pandemi var sosyal mesafeye dikkat diyor en tepedeki adam koro halinde söylüyorlar. Peki Türkiye neden yine kıpkırmızı oldu? Lebalep doldurdun salonları sonra da onunla övündün. Ardından doktor da oldun. ‘Kar yağdı mikroplar öldü.' Şunun akla bakın! Bunlar bir de devleti yönetiyor. Şimdi yeniden kapattılar her şeyi Kime kesildi fatura? Yine esnafa. Esnaf kardeşim bak sana sesleniyorum, beni biliyorsun. Nasıl yaşadığımı biliyorsun ve saraydakileri de biliyorsun. Bugünkü tabloyu senin vicdanına bırakıyorum. Ben her kuruşun hesabını vereceğim, sana destek olacağım. Sen bu devletin orta direğisin."

“Emekli ikramiyesi 1500 TL olmalı”

Kılıçdaroğlu, yaklaşan Ramazan ayı ile birlikte Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı'nda, emekli ikramiyelerinin 1500 TL’ye yükseltilmesi çağrısında bulundu ve şu sözleri kullandı: 

“Ramazan ve Kurban Bayramı'nda emekli ikramiyesini 1500 lira yapın. Bu toplumun barışı, huzuru için veriyorum demelisin. Vermesini isterim. Verir mi? Vermezse biz vereceğiz arkadaşlar. "

“Hepsinin burnundan fitil fitil getireceğiz”

Gençlerin gelecek kaygılarına ve işsizlik problemine değinen CHP Lideri, Borsa İstanbul Y.K. üyelerinin 24 bin TL’yi bulan maaşlarını eleştirdi. Bu uçurumun yaratılma sebebi nedir diye soran Kılıçdaroğlu, “Bunların hesabını sarayın beslemelerinden soracağız, bunları onların burnundan fitil fitil getireceğiz.” açıklamasında bulundu. Ardından şunları söyledi:

"Bu kadar yoksulluk varken kimsenin 50 bin Avroluk çantayla gezme lüksü yok. Ahlakı olan gezemez. Asgari ücretli adam 2825 lira net para alıyor ama brütü 3577 lira. Gidiyor maaşının 752 lirası gelir vergisine ödüyor. Zam yapın dedik biz bunlara, gidip  2825 lira yaptılar biz bütün belediyelerimizde asgari ücreti 3 bin 100 TL yaptık. Bizim verdiğimiz parayı onlar veremezler, veremediler. Ancak bizim belediyelerimiz ödüyor, Gaziantep’te Büyükşehir Belediyesi vermiyor ama Karkamış Belediyemiz ödüyor. Bir de Borsa İstanbul var onun bir yönetim kurulu var onlar maaşlarına yüzde 33 zam yapmışlar. Niçin? Çünkü enflasyon yüzde 33’müş. Net olarak 24 bin lira maaş alıyorlar. Asgari ücretli de 2825 lira alıyor Ama bir şey var. Bir de asgari ücretli 752 tl vergi ödüyor ama Borsa İstanbul Y.K. üyeleri 5 kuruş vergi ödemiyor. Devleti yönetmek bu mudur! Bütün asgari ücretle çalışanlara sesleniyorum. Sana 2825 lira veriyorlar, ama diğer tarafta kendi yandaşlarına ise 24 bin lira maaş veriyorlar. Ayrıca vergilerini de başkaları ödüyor. Bu kadar büyük uçurum neden yaratıyorsunuz, bir avuç insana neden dünyanın parasını ödüyorsunuz? Ama bunun hesabını sarayın beslemelerinden soracağız, bu olanları her birinin burnundan fitil fitil getireceğiz.

Ayvatoğlu tepkisi: “Bu bir vurgun tablosudur”

Gündemi uzun süredir meşgul eden, aracında uyuşturucu kullanırken görüntülenen AK Partili Ayvatoğlu olayına da değinen Kılıçdaroğlu, bunun bir vurgun tablosu olduğunu söyledi ve şunları ekledi:

"Bir tarafta zevk sefa içinde yaşayan AK Partili gençler var. Her türlü vurgunu, yolsuzluğu görüyorlar. Altlarında lüks arabalar, vurgun deseniz o da gırla gidiyor. Diğeri de benim neyim eksik ondan diyor ve ben de yapayım diyor. Ben de onun gibi malı götürürsem ben de yükselirim düşüncesinde. Hırsızı büyükelçi yapıyor bunlar, beni de yükseltirler diyor. Buradan şeker, kokain gibi şeylerden söz etmek istemiyorum. Allah şifa versin ona, inşallah sağlığına kavuşur ama ortaya çıkan tablo bizim değerlerimizle yakışan bir tablo değil, tam aksine ortaya çıkan tepeden tırnağa bir vurgunun tablosudur."

Gençlere seslendi: “Sizden çalınanı size iade edeceğiz”

Ayvatoğlu meselesi üzerinden devam eden Kılıçdaroğlu, gençlere de vaatlerde bulundu ve şu açıklamaları yaptı.

"Bu Kürşat Ayvatoğlu adlı büro personelinin lüks içinde yaşadığını kimse bilmiyor mu? Hepsi aynı koşullarda o yüzden görmüyorlar! Balık baştan kokar. Ülke açlıktan, yoksulluktan kırılıyor, milyonlarca çocuk yatağa aç giriyor. Bu lüks, şatafat nedir? Bütün gençlerimize sesleniyorum. Sizler hem Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugünü hem de yarınısınız. Bütün gençlerle gurur duyuyoruz. Ama ahlaklı ve ülkesini seven gençlerle gurur duyuyoruz. Öyle bir tablo ortaya çıkardılar ki gençler geleceklerini yurt dışında arıyorlar. Bunun hesabını soracağız. Bu çocuğun bu hale gelmesinde kimler pay sahibi ya da kimler görmedi. Bütün bunların hesabını sormak zorundayız. Bütün gençlerimize şunu söylemek istiyorum, sizden çalınan her şeyi alıp size iade edeceğiz, bu rezaleti, fiyaskoyu telafi edeceğim, hakkınızı size teslim edeceğim."

Yorumlar (0)