Erdoğan: Miçotakis oyunu yanlış oynuyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'da BMGK kararlarının alenen ihlal edilmesine göz yumulmasına tepki gösterdi.

GÜNDEM 19.01.2020, 10:29 19.01.2020, 11:21
Erdoğan: Miçotakis oyunu yanlış oynuyor

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Libya" konusunda gerçekleştirilecek zirveye katılmak üzere Berlin'e gidişinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı gerçekleştirdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Darbeci Hafter'in pervasız saldırıları karşısında uluslararası toplum maalesef gerekli tepkiyi bugüne kadar göstermemiştir."

"Türkiye gerek sahada gerekse diplomaside yürüttüğü mücadeleyle Libya'da barışın anahtarı olmuştur."

"Ateşkes ve Berlin Zirvesi ile yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir."

"Darbeci Hafter ve destekçilerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir."

"Yunanistan, Almanya'ya davet edilmediği için ciddi rahatsızlık içinde. Libya ve Türkiye arasındaki anlaşma zaten Yunanistan'ı çıldırtmıştı."

"(Hafter'in Yunanistan'a gitmesi) Hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Hele hele bizim nazarımızda hiçbir kıymetiharbiyesi yok."

"(FETÖ yargılamalarında çelişkili kararlar) Yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur."

"(Konferansın taslak metninin basına sızdırıldığı iddiası) Bize ulaşmış böyle bir metin yok."

"(Yunanistan Başbakanı) Miçotakis oyunu yanlış oynuyor. Attığı adımlar doğru adımlar değil. Bu sürece iyi başlamadı."

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Berlin Zirvesi'ni ateşkesin tahkimi ve siyasi çözüm yolunda önemli bir adım olarak değerlendirerek, "Ateşkes ve Berlin Zirvesi ile yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir. Zirvede alınacak kararlarla güvenlikten ekonomiye birçok alanda somut gelişmeler sağlanmasını bekliyoruz." diye konuştu

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ev sahipliğinde gerçekleştirilecek Libya Zirvesi'nin farklı bir anlamı olacağını ve haftalardır hatta aylardır yapılan hazırlık ve çalışmaların ardından Berlin'de toplanıldığını söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'nın içinde bulunduğu sıkıntılı duruma vurgu yaptı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası toplum ve BM (Birleşmiş Milletler) tarafından tanınan meşru hükümetin (Ulusal Mutabakat Hükümeti-UHM) 2019 yılının Nisan ayından bu tarafa çok yoğun saldırılara maruz kaldığının altını çizerek, şöyle konuştu:

"Darbeci Halife Hafter ve destekçileri tarafından düzenlenen bu saldırılarda şimdiye kadar yüzlerce sivil yaşamını yitirdi. Yine çatışmalar sebebiyle 400 bine yakın Libyalı kardeşimiz evlerini terk etmek durumunda kaldı. Yerlerinden edilen Libyalı sivillerin bilhassa Tunus ve Cezayir üzerinde ciddi manada bir tepki oluşturduğunu, ciddi olarak da bir göç baskısı oluşturduğunu görmekteyiz. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya'da tekrar zemin kazandığına da tanık oluyoruz. Saldırılar Libya'nın yanı sıra komşu ülkeler başta olmak üzere tüm Akdeniz'in istikrarını tehdit eder seviyeye gelmiştir. Darbeci Halife Hafter'in pervasız saldırıları karşısında uluslararası toplum bugüne kadar maalesef gerekli tepkiyi göstermemiştir. Darbeci Halife Hafter ve destekçilerinin BMGK (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi) kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir. Bu zirvenin, Trablus'a yönelik saldırıların başlamasından 9 ay sonra Berlin süreci bağlamında sarf edilen 4 aylık çabanın ardından ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür."

Türkiye'nin Libya'da krizin başladığı ilk günden bu yana tutarlı ve ilkeli bir duruş sergilediğinin altını çizen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Libya'da kalıcı çözümün siyasi diyalogla sağlanabileceğini sürekli olarak her ortamda belirttik. Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde yürütülen çalışmalara destek verdik. Berlin sürecinin başarısı için elimizden gelen çabayı gösterdik. Bunun yanında milli mutabakat hükümetiyle (UMH) olan diyalog, istişare ve eş güdümümüzü de artırdık. Meşru Libya Hükümeti'yle (Ulusal Mutabakat Hükümeti) 2019 yılı sonunda imzaladığımız iki mutabakat muhtırasıyla iş birliğimizi perçinledik. Türkiye gerek sahada gerekse diplomaside yürüttüğü mücadeleyle Libya'da barışın anahtarı olmuştur." ifadelerini kullandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya'da sükunetin 8 Ocak'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le İstanbul'da yapılan ateşkes çağrısı sayesinde sağlandığını kaydederek sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Bu çabalar da Berlin Zirvesi'nin düzenlenmesi için gereken zemini oluşturmuştur. Darbeci Halife Hafter ve destekçilerinin dizginlenmesinde Türkiye'nin sergilediği kararlı tutumun büyük payı vardır. Türkiye bu adımlarıyla Akdeniz'deki haklarını garanti altına almanın yanı sıra Libya'nın geleceğine de sahip çıkmıştır. Berlin Zirvesi'ni ateşkesin tahkimi ve siyasi çözüm yolunda özellikle önemli bir adım olarak görüyoruz. Ateşkes ve Berlin Zirvesi ile yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir. Zirvede alınacak kararlarla güvenlikten ekonomiye birçok alanda somut gelişmeler sağlanmasını bekliyoruz. Zirvenin Libya halkının çektiği acıları sonlandıracak, Libya'yı huzur ve refaha kavuşturacak adımların atılmasına vesile olmasını temenni ediyoruz."

İdlib kentindeki durum

Son günlerde aciliyet kazanan bir diğer konunun da İdlib olduğunu vurgulayan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ateşkese rağmen rejimin sivillere yönelik katliamlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Önceki gün bir pazar yerine yapılan saldırı sonucu çoğu çocuk ve kadın 19 İdlibli kardeşimiz şehit oldu. Türkiye sınırına yönelik göç hareketleri tekrar başladı. Beşşar Esed Rejiminin vahşetine bir 'dur' denilmesinin vakti artık gelmiştir. Berlin'deki temaslarımız sırasında İdlib meselesini de gündeme getireceğiz. Berlin'deki görüşmelerimizin hem Libya hem Suriye hem de bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum." dedi.

Yunanistan'ın Hafter'i ağırlaması

Bir gazetecinin "Yunanistan darbeci Halife Hafter'i ağırladı ve bu zirve öncesinde tepki çeken bir görüşme gerçekleştirdi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu cevabı verdi:

"Yunanistan Almanya'ya davet edilmediği için ciddi bir rahatsızlık içerisinde. Aslında Libya ve Türkiye arasındaki bu atılan imzalar, varılan anlaşma malum zaten Yunanistan'ı çıldırtmıştı. Bunun ardından da 'Kiminle nasıl bir anlaşmaya gidelim ki bir rövanşist anlayışla bunu geri alalım.' gibi yaklaşımın içerisine girdi. Tabii darbeci Halife Hafter'in kıymetiharbiyesi yok ama öbür tarafta Fayyiz es-Serrac, BM (Birleşmiş Milletler) tarafından tanınmış olan bir lider konumunda. Burada bazı formüller araştırmak suretiyle tuttu tabii darbeci Halife Hafter'i Yunanistan'a davet etti. Halife Hafter de Yunanistan'a gitmek suretiyle oradaki verdikleri pozlarla acaba Almanya'ya gitmeyişin ardından bu rövanşist anlayış nasıl bir farklı yere varır gibi bir adımla bu görüşmeleri yaptılar. Hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Hele hele bizim nazarımızda hiçbir kıymetiharbiyesi yok ve tabi Halife Hafter Almanya'ya, Berlin'e geldiğinde orada tabii neler söyleyecek hepsini orada görme imkanımız da olacak. Ancak Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, oyunu yanlış oynuyor, attığı adımlar doğru adımlar değil ve bu sürece iyi başlamadı. Türkiye ile de münasebetlerinde de ne yazık ki iyi adımlar atmıyor. En son malum NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) zirvesinde kendisiyle 1,5 saat konuştuk ve orada birçok şeyleri kendisiyle paylaştık fakat buna rağmen demek ki atılan adımlar herhalde doğru değil."

"Libya'da seçim atmosferine girilmesi olumlu bir gelişme olacaktır"

"Uluslararası haber ajansı Reuters, Berlin'deki konferans öncesinde 6 sayfalık bir taslak metni hazırlandığını duyurdu. Ele geçirdikleri bu taslak metinde önümüzdeki günlerde Libya'ya Türkiye ve Rusya gibi ülkelerin asker gönderebileceğini kaydetti ve Libya'da seçim çağrısının da bu metinde yer aldığı bildiriliyor. Bu seçim çağrısı değerlendirmesini siz nasıl öngörürsünüz?" sorusu üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları kaydetti:

"Bize ulaşmış böyle bir metin yok. Akşam geç saatlerde Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile de görüştüm böyle bir şeyden bana bahsetmedi. Böyle bir durum söz konusu değil, herhalde böyle bir şey olsa benim de haberim olur. Ama şu anda Berlin'e gittiğimizde önümüze böyle bir şey gelir mi gelmez mi göreceğiz. Hepsi bir tarafa şüphesiz ki BM'nin (Birleşmiş Milletler) riyasetinde biran önce Libya'da hakikaten bir seçim atmosferine girilmesi aslında olumlu bir gelişme olacaktır. Onun aksini iddia etmek yanlış olur ama bunun tabii sağlıklı bir şekilde olması lazım. Yoksa silahların gölgesinde bir seçim düşünülemez."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, basın mensuplarının konferanstan olumlu bir sonuç çıkmaması durumunda Türkiye'nin yol haritasının ne olacağına yönelik sorusuna ise şu cevabı verdi:

"Doğmamış çocuğa don biçilmez. Şimdiden bunu şöyle olur böyle olur gibi bir şey söylersek bunların hepsi yanlış olur. Önce bu toplantıdaki bütün gelişmeleri görmemiz lazım ve bu gelişmelerden sonra sonuç bildirgesini görmemiz lazım ve bu sonuç bildirgesinden sonra da ne gibi adımlar atabiliriz bunun için de değerlendirmelerimizi yapar ve açıklamamızı ondan sonra da inşallah dünya kamuoyuna ifade ederiz."

İyidil'in tahliye ve beraat kararı

Eski Korgeneral Metin İyidil'in Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin yargılandığı davada "ağırlaştırılmış müebbet hapse" mahkum edildikten sonra Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi'nin beraatine ve tahliyesine karar vermesine ilişkin görüşünün sorulması üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu, yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur ve ilginç olan şey şu, tabii bunların hepsinin talimatlarını da verdik. Kararı veren kişi veya kişilerin de FETÖ'cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor. Bunun arkasında daha ne gibi oyunlar olabileceğini de çok açık, net gösteriyor. Ancak bir gerçek var ki hak sonunda, er veya geç yerini buluyor. İşte düşünün müebbet hapse mahkum olmuş bir kişiyi kalkıp hemen beraat ettirme veya tahliyesini verme gibi bir yola bir mahkeme nasıl gidebiliyor böyle bir adım nasıl atabiliyor? Bu, anlaşılabilir bir şey değil ve sağ olsun Adalet Bakanlığımız ve savcılarımız bu noktada adımlarını attılar ve en kısa zamanda içişleri Bakanlığıyla beraber yaptıkları operasyonla da yakaladılar. Tekrar kendi cezai müeyyidesi uygulanmaya başlandı. Şu anda malum içeride."

Yorumlar (0)