Ekonomi seçimleri gerçekten etkiliyor mu?

Ülkenin ekonomik durumunun kötü ya da iyi olması seçimleri genel anlamda etkiliyor ama ekonomik durum artık o kadar da siyasi kararları etkilemiyor gibi. Peki neden?

EKONOMİ 03.12.2019, 17:13
Ekonomi seçimleri gerçekten etkiliyor mu?

Uzun zamandır bilinen bir durum olan "ekonomik oy", hem hükûmet hem de muhalefet oyları için önemli bir yer teşkil ediyor. Eğer ülke ekonomisi iyiyse hükûmet, kötüyse muhalefet daha fazla ön plana çıkar algısı birçok yerde uygulanıyor ve biliniyor.

Ama şu sıralar siyaset değişiyor. Bugünlerde politik sahnede en çok tartışılan konular kimlik ve kültür üzerinden şekilleniyor: Mültecilerin durumu, kürtaj meselesi ya da trans hakları.

Seçmenler artık ekonomiyi önemsemiyor mu?

Genele baktığımızda böyle bir tabloyla karşılaşabiliriz. Londra merkezli ünlü dergi The Economist'in bir çalışmasına göre ABD'de tüketici güveni ile ABD başkanını onaylama arasındaki ilişki artık pozitif bir değerde değil. Benzer bir durum, bazı diğer gelişmiş ülkelerde de karşımıza çıkıyor.

Örneğin, İngiltere'de devam eden Brexit tartışmaları sırasında Boris Johnson genel seçimleri "elitlerden kontrolü ele almak" için 12 Aralıkta yapılmasını istemişti. Bu hitap Brexit'in olmasını isteyen seçmenler için de bir kimlik yarattı.

Ekonominin durumu yine de seçmenler için önemli bir yerde olmalı. İşsizlik seviyesi birden artar, fiyatlar birden yükselir ve alım gücü azalır ise seçmenler kime oy vereceği konusunda bu durumu da göz önünde bulundurabilir.

Fakat ekonominin gidişatı ile seçmen davranışı arasındaki ilişki artık eskisi gibi değil. Çünkü artık insanların kimlik anlayışı ekonomik faktörleri doğrudan etkiliyor, bu da aslında popülizmin neden bu kadar yükseldiğini açıklıyor.

Küresel ticaret her zaman "iyi" mi?

1990'lar ve 2000'lerde gözlemlenen küresel ticaretteki artış birçok farklı ekonomik fayda sağladı, fakat bu durum bazı seçmenler için pek iyi koşullar yaratmadı.

Bocconi Üniversitesi'nden Italo Colantone ve Piero Stanig'in yürüttüğü ve 15 Avrupa ülkesindeki seçim sonuçlarının incelendiği bir çalışmaya göre, milliyetçi partilere oy verenler genellikle Çin ile olan ticaret rekabetinden muzdarip olan seçmenler tarafından çıkıyor.

Değişen teknoloji de insanları oldukça rahatsız ediyor. 2018'de yayımlanan bir makalede ABD'deki teknolojik değişim ile hanehalklarının endişeleri arasında bir ilişki olup olmadığı araştırıldı. Makaledeki bulgulardan biri, otomasyonun oldukça kullanıldığı bölgelerde seçmenlerin ABD Başkanı Trump'a oy vermesinin daha olası olduğu. Yani, 2016 yılındaki seçimlerden önce Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin'deki otomasyon süreci daha yavaş ilerleseydi, bu eyaletlerdeki seçmenler Trump'ın rakibi olan Hillary Clinton'a oy verebilirlerdi.

Evler ve siyaset

Emlak fiyatlarının artışı da siyasi koşulları belirleyen faktörlerden biri ve aynı zamanda hanehalklarının bireysel özgürlük alanlarını da şekillendiriyor. Daha düşük fiyatlı evler, bireylerin kendilerini kötü hissetmesine ve daha yüksek fiyatlı evlerde oturmak istemesine sebep olabilir. Son zamanlarda gelişmiş ülkelerde artan gelir eşitsizliği, bu durumun daha da ön plana çıkmasına sebep oldu.

Ben Ansell ve David Adler'in çalışmasına göre Brexit referandumunda Avrupa Birliği'nden (AB) çıkmaya yönelik oy verenlerin yaşadığı bölgelerde ev fiyatlarının neredeyse üç katına çıktığı gözlemleniyor. AB'de kalmaya yönelik oy verenlerin yaşadığı bölgelerde ise ev fiyatlarında çok büyük değişiklik yok.

Aynı çalışma, Fransa başkanlık seçimleri için de benzer bulgular taşıyor. Yüksek fiyatlı evlerin olduğu bölgelerden Emmanuel Macron ön planda çıktı. Düşen ev fiyatlarının olduğu bölgelerden genelde popülist adayların ön plana çıkması sadece İngiltere ve Fransa için geçerli değil, aynı yapı Danimarka, Finlandiya ve İsveç'te de gözlemleniyor.

Kadınlar istihdama katılmak istiyor ve eşit ücret talep ediyor, mülteciler krizinin bir an önce çözülmesi bekleniyor, LGBT bireyler uzun süredir hakları için mücadele ediyor ve etnik azınlıklar ile siyahiler kendilerine yapılan ayrımcılığın son bulmasını istiyor. Bu saydığımız nedenler seçmenlerin gözünde daha önemli bir yerde ve siyasi nedenler gibi görünse de hepsinin altında yatan ekonomik nedenler bulunuyor.

Bu değişim, dünyanın ekonomi algısının değişiminden de kaynaklanıyor. Artık dünya, ekonomi ile siyasetin daha iç içe geçtiği ve uygulamalarının daha da ön plana çıktığı bir yer. Az önce saydığımız her bir topluluk, beyaz ve ayrıcalıklı sınıfın sahip olduğu imkanlara ulaşmak ve refah seviyelerini yükseltmek istiyor.

Kısacası, seçmenler ekonomiyi önemsiyor, sadece önemseme şekilleri artık eskisi gibi değil.

Habernediyor.com / İrem Çorum

Yorumlar (0)