Deprem için toplanan paralar nerede?

Ana muhalefet partisi CHP, deprem vergilerinin ve kaynaklarının nereye harcanıldığını sorguladı.

EKONOMİ 01.10.2019, 17:51
Deprem için toplanan paralar nerede?

2002'den itibaren de kalıcı hale gelen "deprem vergileri"nden bugüne kadar 66 milyar 143 milyon lira toplandı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, bu paranın depreme karşı hazırlık için kullanılmadığını savundu ve bu paranın nereye harcandığını sorguladı. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da hükümete "Deprem önlemi için toplanan paralar nereye gitti? Deprem toplanma alanları kimlere peşkeş çekildi? Bu paralar ile okullarımızı, hastanelerimizi güçlendirdik mi?" sorusunu yöneltti.

"Yol yaptık"

Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011’de toplanan deprem vergilerinin "sağlık, eğitim ve duble yollara" gittiğini itiraf etti. 

Şimşek, 2014’te başka bir açıklamasında Özel İletişim Vergisi'nin (ÖİV) kaldırılacağını söylemişti fakat 2018’de mobil internet hizmetinde ÖİV oranı yüzde 5’ten yüzde 7,5’e yükseltildi. GSM altyapısının güçlendirilmesi için ÖİV toplanıldı fakat İstanbul'da yaşanan son depremin sonrasında internet ve cep telefonu hizmetlerinde büyük sorunlar yaşandı.

"Tam bir fiyasko!"

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasının (EMO) "İletişimdeki deprem daha yıkıcı oldu" başlıklı açıklamasında, "Yaşananlar kelimenin tam anlamıyla fiyaskodur. Bugün yaşanan yönetim ve altyapı zafiyetinin en büyük nedeni yıllardır sürdürülen özelleştirme ve piyasalaştırma politikalarıdır." ifadeleri kullanıldı.

"Kaynaklar nereye harcandı?"

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, İstanbul’daki 5.8’lik depremin ardından toplanma alanları, kamu binalarının depreme dayanıklılığı ile 17 Ağustos depremi sonrasında ayrılan kaynakların nereye harcandığı ile ilgili Araştırma Komisyonu kurulması önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sundu.

"Deprem gibi hasar bırakan afetlerde risk oluşmadan önce tedbirlerin alınması zorunludur, ön tedbirlilik ilkesinin gereğidir. Mevcut iktidar, felaket boyutunda yaşanan ve artan afetleri, ‘doğal bir afet’miş gibi algı yaratarak ‘kendi sorumluluğunu’ gizlemek istemektedir. Kentsel dönüşüm adı altında ‘rantsal dönüşüm’ ve tüm Türkiye’de TOKİ aracılığıyla inşaat odaklı sürdürülen politikalar; savunmasız yaşam alanlarını, bilimsel tespitlerle ortaya konan deprem gerçekliğini yok sayan bir hale gelmiştir. TOKİ’nin yaşam alanları, yaşama ve barınma hakkından anladığı; ticari alan olarak parsel parsel satmak! Kamu otoritelerinin almadığı önlemler sonucunda göz göre göre gelen afet zararlarının cezasını neden halk ödesin?" diyen Gülizar Biçer Karaca, "büyüme ve kalkınma adı altında betonlaştırılan kentler ve yaşam alanlarının, insan eliyle tarumar edilmekte" olduğunu vurguladı.

"Yaşam hakkı tehdit altında!"

Karaca, "Alınmayan önlemlerin, dikilen gökdelenlerin, yok edilen doğanın, ertelenen politikaların, depreme ayrılması gereken kaynakların deprem tedbirleri için ayrılmamasının hesabını kamu otoriteleri vermek zorundadır. Yanlış projeler, riski artıran girişimler, inşaat ve beton odaklı uygulamalar nedeniyle; deprem gerçeğinden ders çıkaran ve tedbirleri alan bir ülke olmaktan uzaklaşan Türkiye’de 'yaşam hakkı' tehdit altındadır. Bilimsel veriler, uyarılar ve tespitlere rağmen, kamu kaynaklarının etkin ve doğru kullanılmaması; olası depremlerin hasarlarının geri dönülmez boyuta ulaşacağının habercisidir. Zamanında müdahale ve etkin önlemler için denetim ve zamanında tedbir alınması konusunda takipteyiz." diye de ekledi.

Önergede Deprem Zararını Giderme ve Yeniden Yapılandırma Projesi'nde Sayıştay tespitlerine göre, kurumlar arasında projenin sürekli el değiştirmesi nedeniyle proje için harcandığı iddia edilen 1 milyon 628 bin 337 doların nereye harcandığıyla ilgili bilgi ve belgelere ulaşılamadığına dikkat çekti. "Kayıp paranın 18 yıldır nereye harcandığının bilinmemesinden hareketle acilen bu paranın nereye harcandığının araştırılması ve kamuoyu ile paylaşılması gerekir." diye konuştu.

"Görevlerini kötüye kullanıyorlar"

Ayrıca, Karaca, büyükşehirler başta olmak üzere kentte tüm küçük boşlukları, çocuk parklarını, cami avlularını ve hatta benzin istasyonlarını dahil ederek deprem toplanma alanı sayısı açıklamanın bilimle, akılla izah edilemeyeceğini belirtti. 

"Deprem toplanma alanının ne olduğunu ya bilmiyorlar ya da halktan gizleme pahasına kamu görevlerini kötüye kullanıyorlar. Benzin istasyonunu dahi deprem toplanma alanı olarak gösterecek kadar bu işten anlamadıkları, vatandaşlarımızı kandırdıkları belli. Okullar, hastaneler, sosyal mekanlar, askeriyeler gibi kamusal mekanların dayanıklılığı, olası depreme ne kadar hazır oldukları ayrı bir tartışma konusudur. Dere yatağına yapılan okullar, deprem gerekçesiyle başka okullara gitmek zorunda kalan öğrenciler, eğitim ve sağlıktaki sorunlar çok boyutlu ele alınmalı ve bilim insanlarının katkılarıyla TBMM’de kurulacak komisyonda çözüm geliştirilmek zorundadır. Devletin kamu kaynaklarının denetimini yapma yükümlülüğünü CHP olarak takip etmek, en temel hak olan yaşam hakkının güvence altında olmasını takip etmek sorumluluğumuzdur."

Yorumlar (0)