Astronomi ile astroloji arasındaki farklar

Sıklıkla birbiriyle karıştırılan astronomi ve astrolojinin farkları nelerdir? Astrolojinin kökenleri nereye gider? Bu sorulara cevap bulmaya çalıştık.

EĞİTİM 18.05.2019, 17:30
Astronomi ile astroloji arasındaki farklar

Astroloji, Yunanca’daki Astro (yıldız) ve logos (bilgi) kelimelerinin birleşmesiyle oluşur ve ‘yıldız bilgisi’ anlamına gelir.

Türk Dil Kurumuna göre, yıldız falcılığı olan astroloji, yıldız ve gezegen gibi cisimlerin insan hayatı üzerinde etkileri olduğunu varsayar.

Astronomi ise göksel cisimlerin (yıldızlar, gezegenler, kutup ışıkları, gök taşları) hareketlerini, döngüleri hesaplayan ve aralarındaki ilişkileri açıklamaya çalışan bir bilim dalıdır.

Bu ilişkiler, matematik ve fizik gibi bazı bilim dallarından da yararlanılarak kanıtlanmaya çalışılır.

Astronomi, bu göksel cisimlerin insan hayatına etkilerini ölçmez. Zira astrologların iddia ettiği bu etkiler, son derece özneldir ve yalnızca gözleme dayanır.

Başlangıçta farkları yoktu

Başlangıçta astroloji, bugün gökcisimlerinin hareketlerini inceleyen bilim dalı olan astronomiden farklı değildi.

Aristotales, Anaksimandros, Pisagor, Ali Bin Rıdvan, Ömer Hayyam ve Uluğ Bey gibi kişiler hem gökcisimlerinin hareketlerini inceliyor hem de matematik, coğrafya ve felsefe gibi alanlarda çalışmalar yapıyorlardı.

Gök cisimleriyle uğraşan bu insanlar, genellikle Ay ve Güneş’in hareketlerini inceliyor ve zamanı ölçmede bu bilgileri kullanıyordu. Ayları, mevsimleri ve yılları gök cisimlerinin hareketlerine göre belirliyorlardı.

Aydınlanma Çağı'nda işler değişti

Ancak aydınlanma çağında çeşitli bilgi biçimlerinin (bilim, din, sanat, felsefe vs.) birbirinden ayrılmasıyla birlikte işler değişti.

Artık değişik bilgi biçimleri birbirlerini açıklamak için kullanılamıyordu. Örneğin dinsel bilgilerin sanatla, sanatsal bilgilerin dinle, bilimsel bilgilerin felsefe ya da dinle açıklanamadığı görüldü.

Bu aşamada astronomi, gök cisimlerini bilimsel olarak inceleyen bilim dalı, astroloji ise bu cisimlerin hareketlerinin insan hayatına etkilerini araştıran bilim dalı (tartışmalı) olarak ayrışmıştır.

Astrolojinin kökenleri

Astrolojinin kökenlerinin on binlerce yıl önceye gittiği düşünülüyor. Ancak en eski kayıtlar M.Ö. 15 bin civarlarına dayanıyor.

Bu döneme ait olduğu düşünülen bazı kemikler Mezopotamya’da bulunmuş ve üzerine ay fazlarının kazınmış olduğu görülmüştür.

İlk astrolojik belge

Roma, Maya, Yunan ve Çin gibi birçok uygarlık gökyüzündeki cisimlerin hareketlerini incelemiş ve bunun insan hayatına olan etkilerini tartışmıştır. Astrolojik bir belge olarak kabul edilen en eski kayıtlar M.Ö. arasında kayıtlara geçirildiği düşünülen Enuma Anu Enlil yazıtlarıdır.

70 tane kil tabletin üstünde 7 bin göksel işaret olduğu görülmüştür. Bu tabletlerle birlikte zamanın astrologlarının, göksel cisimlerin değişiminin yeryüzündeki yaşamla bağlantılı olduklarını düşündüklerini kanıtlıyor.

Babil Kralı Amisaduka döneminde yazıldığı düşünülen diğer belge ise Venüs tabletleridir.

Amaç yaşanacak olayları kestirmekti

Babilliler M.Ö. 740 yılında ilk kez Güneş Tutulması’nı hesapladı ancak Astronomi Günlüğü’nü oluşturmak M.Ö. 650 yılını bulacaktı. Amaç ise gelecekte yaşanabilecek olayları kestirmekti.

Batlamyus bilgileri derledi

Günümüz astrolojisinin temelleri, 85-165 yılları arasında yaşayan İskenderiyeli Ptolemaios’un (Batlamyus) gözlemlerine dayanır. Batlamyus, kendinden önceki astroloji bilgilerini derlemiş ve sentezini yapmıştır.

Batlamyus'un modeli Dünya merkezliydi

Coğrafya, astronomi ve matematik gibi alanlarda çalışmalar yapan Batlamyus, çalışmalarını ’Matematik Sentezi’ isimli kitapta toplamıştır. Bu kitap Latince’ye çevrilmiş ve Almagest olarak anılmıştır.

13 kitaptan oluşan bu derlemenin ilk kitabında Dünya merkezli evren anlatılır. Bu sistem aşağıdaki gibidir.

Diğer kitaplarda ise, Güneş’in ve Ay’ın hareketlerini, gezegenlerin konumlarını inceler. Optik üzerine derin araştırmalar yapan Batlamyus, Tetrabiblos isimli kitabında burçların özelliklerini, uğurlu ve uğursuz günleri ve bunların insan hayatına etkilerini araştırdı.

Astronomiyi sarsan gözlemci: Kopernik

Ancak Batlamyus’un gözlemlerinin, Dünya merkezli sisteme göre oluşturulduğunu ve sadece o dönemde bilinen 5 gezegene göre yorumlar yapıldığını unutmamak gerekir. Kopernik ise bugün bildiğimiz Güneş merkezli sistemi ortaya atacaktı.

Ortaçağ’da ise Müslüman astrologların (ya da astronom) keşifleri, daha sonra Avrupa’ya taşınmıştır. Bu dönemdeki önemli astronomlar Fergani, Kindi, Dinaveri, Harezmi, Farabi, Ömer Hayyam, Nasuriddin Tusi, İbn-i Heysem, Uluğ Bey ve Ali Kuşçu gibi isimlerdir.

Batlamyus'un sistemi yanlış bir modele dayanıyordu

Avrupa’da Rönesans döneminde Kopernik, Güneş merkezli sistemi ortaya atmıştır. Batlamyus’un modeli Dünya merkezli bir sistem öngörüyordu. Dolayısıyla burç yorumlarının, aslında gerçek olmayan bir sistem üzerinde şekillendirildiğini söyleyenler astrolojiyi bilim değil, sahte bilim olarak nitelendiriyor.

Yorumlar (0)