BM'den 2050 yılı için uyarı: 10 milyar olacak nüfusu birçok zorluk bekliyor!

Birleşmiş Milletler 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun 10 milyarı geçmesinin beklendiğini ve bunun yetersiz beslenme ve kaynakların kullanımı gibi konularda daha da büyük problemlere yol açabileceğine dair uyarılarda bulunuyor.

DÜNYA 10.07.2021, 13:54 11.07.2021, 15:51
BM'den 2050 yılı için uyarı: 10 milyar olacak nüfusu birçok zorluk bekliyor!

Birleşmiş Milletler verilerine göre 2050'li senelere gelindiğinde dünya nüfusu 10 milyar düzeyine çıkacak.

Artan nüfusun gıda, çevre, sağlık ve su alanında pek çok zorluğu da beraberinde getireceği düşünülüyor.

En çok nüfus Çin'de

Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyanın nüfusu 2020 senesinde 7 milyar 794 milyon 798 bin 729 kişi olarak tahmin edildi.

Bu tahminlere göre dünyadaki en kalabalık ülke 1 milyon 439 milyonu aşkın nüfusuyla Çin oldu. Onu 1 milyar 340 milyonu aşan nüfusla

Hindistan ve 331 milyonu geçen nüfusla Amerika Birleşik Devletleri takip etti.

1987 senesinde 5 milyar nüfus vardı

Yukarıdaki üç ülkenin nüfusu dünyadaki toplam nüfusun yüzde 40,4'lük kısmını karşılarken, ülkemiz ise 83 milyon 384 bin 680 kişiyle 235 ülkenin arasında 19'uncu sırada yer alıyor. Türkiye'nin nüfusu dünya nüfusunun yüzde 1,1'lik kesimini oluşturuyor.

Dünyanın ortalama olarak doğum hızı 2,4 olarak gerçekleşti. Bu hız ile nüfusun 2023 senesinde 8 milyarı, 2037 senesinde 9 milyarı ve 2056 senesinde 10 milyarı geçmesi bekleniyor.

Türkiye'nin doğum hızında azalma görüldü

Nüfusun 5 milyar düzeyine çıktığı 1989 senesinden 100 yıl sonraysa dünyadaki nüfusun 10,8 milyar olacağı ifade edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerinde ülkemizin doğum hızı 2001 yılında 2,38'di. Bu sayı 2020 yılında 1,76 oldu. Canlı doğan bebek sayısına bakıldığında ise 1 milyon 323 binden 1 milyon 112 bine düştüğü görüldü.

Dünyada ortalama olarak doğum hızı 2,4 olurken, bu hız ile nüfusun 2023 yılında 8 milyarı, 2037 yılında 9 milyarı, 2056 yılına gelindiğinde ise 10 milyarı geçmesi bekleniyor.

Türkiye'deki doğum hızında azalma olacak

1989 yılında nüfus 5 milyara ulaşmıştı. 100 senenin ardından ise dünya nüfusunun 10,8 milyar olacağı ifade ediliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre ülkeimzin doğum hızı 2001 senesinde 2,38 iken, 2020'de bu sayı 1,76'ya, canlı olarak doğan bebek sayısıyla 1 milyon 323 binden 1 milyon 112'ye düşüş gösterdi.

Yaşı 15 ve 19 arasında olan doğum yapan kadınlardaki doğum oranıysa 2001 senesinde binde 49'du. Bu sayı 2020 senesinde 15'e düştü.

Doğum yapmış olan annelerin yaş ortalaması 2001 senesinde 26,7 iken 2020 senesinde 29 oldu.

Çocuk gelin oranları 2002 yılında 7,3, 2010 senesinde 7,8, 2020 senesinde ise 2,7 olarak kayıtlandı.

Üreme sağlığı ve aile planlaması

Dünya nüfusunun 5 milyar olduğu 11 Temmuz 1989 senesinden bu zamana kadar bu gün her sene BM Nüfus Fonu tarafından "Dünya Nüfus Günü" olarak kutlanıyor ve nüfusa ilişkin belirlenmiş olan temalara dair farkındalık oluşturulmaya çabalanıyor.

BM Kalkınma Programı, TÜİK ve UNFPA verilerine göre geçtiğimiz sene koronavirüs kırılgan grupların sağlığını tehdit ederken, toplumsal olarak cinsiyet eşitsizliği daha da derin bir hal haldı.

Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu'na göre salgın, sağlık sisteminin yetmediği ülkelerde aile planlaması ve üreme sağlığına erişimi de zorlaştırdı.

Anne ölümleri

Eğitimli sağlık personeli olmaksızın gerçekleşen doğum oranlarına da bu durum yansıdı. En az gelişmiş düzeyde olan ülkelerdeki her 100 doğumdan 39 tanesi eğitimli sağlık personeli olmaksızın gerçekleştirken, en çok gelişmiş ülkelerde bu sayı yüzde 1, dünya ortalamasındaysa yüzde 19 düzeyinde ölçüldü.

En çok gelişmiş ülkelerde 2017 senesinde her 100 bin doğum için 12, en az gelişmiş ülkeler için ise 415 anne ölümü kaydedildi.

Aile planlamasına erişim oranlarıysa ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre farklılıklar gösterdi. Gelişmiş ülkelerde bulunan kadınların sadece yüzde 7'lik kısmı aile planlaması imkanına ulaşamadı. Bu oran en az gelişmiş ülkeler için yüzde 16, sadece evli veya ilişki içinde olan kadınlarda ise yüzde 20 olarak görüldü.

İş imkanları, yeni tarım alanları...

Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde artış göstermesi kimi sorunları da beraberinde getirdi. Bunların arasında öncelikli olarak aşırı tüketim geliyor. Dünyadaki sınırlı kaynaklar sürekli olarak artış gösteren insan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor ve aşırı nüfus yoksulluğunu da arttırıyor.

Bebek ölümlerini başta yoksulluk arttırırken, aşırı nüfusun barınması için yeni tarım ve konut alanlarıyla iş imkanları oluşturmak gerekli oluyor.

Belirtilen üç ihtiyaç da doğanın yok olmasına sebep oluyor. Geçinme ve barınma için şehirler büyürken, üretim sahaları, kurulmuş olan fabrikalar ve evlerde tüketilen yakıtlarla atmosferdeki zehirli gazların da miktarı artış gösteriyor.

2050 yılında dünyayı beslemek için üretimin yüzde 70 artış göstermesi gerekiyor

Özellikle yoksul olan ülkelerde insanların oluşturmuş olduğu yaklaşık olarak 2 milyarlık nüfus bugünün dünyasına temiz su tedarik etmek konusunda büyük bir sorun oluşturuyor. Tarım alanlarında kullanılmış olan temiz su kaynaklarının da azaldığı dikkate alınırsa gelecekte dünyanın nüfus artışı bu sorundan daha da çok insanın etkileneceği anlamını taşıyor.

Birleşmiş Milletler'in 2001 senesinde hazırlamış olduğu bir raporda 2030 veya 2050 senesine kadar nüfus artışı beklenenin altında olursa tarım üretiminin ihtiyacı karşılamaya ilişkin olumlu bir yaklaşım olsa da Birleşmiş Milletler tarafından 2020 senesinde yaklaşık olarak 700 milyon insanın yeterli düzeyde beslenemediği bilgisi paylaşıldı.

2050 yılında dünyanın ulaşacağı nüfus için bugünün tarımsal üretim ve endüstriyel gıda üretiminin yüzde 70 oranında artması gerektiğini ifade eden Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, tarımda kimyasalların kullanımı, temiz suya ulaşım güçlüğü ve verimli toprak kaybı sebebiyle bu amaca ulaşılamayacağını ifade ediyor.

Yorumlar (0)