İlk UFO görüntüleri ne zaman ortaya çıktı?

Popüler kültürde UFO veya tanımlanamayan uçan nesne, şüpheli bir uzaylı aracı olarak düşünülmektedir. Oysa ki UFO’nun tanımı, herhangi bir açıklanamayan hava fenomenini de kapsamaktadır. UFO görüntüleri, dünyanın çeşitli yerlerinde ve kayıtlı tarih boyunca rapor edilmiş ve diğer gezegenlerde yaşam olup olmadığı veya dünya dışı varlıkların dünyayı ziyaret edip etmediği konusundaki soruları sık sık gündeme getirmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra füze biliminin gelişmesiyle birlikte UFO görüntüleri, büyük bir ilgi odağı haline gelmiş ve birçok film ve kitaba ilham kaynağı olmuştur.

BİLİM-TEKNOLOJİ 29.04.2019, 15:51 29.04.2019, 16:05
İlk UFO görüntüleri ne zaman ortaya çıktı?

İlk UFO görüntüleriyle 1947 yılında karşılaşılmıştır. İş adamı Kenneth Arnold, uçuş yaparken Washington’daki Rainier Dağı yakınında yüksek hızla giden dokuz nesne gördüğünü iddia etti. Arnold, hilal biçimli nesnelerin hızını saatte birkaç bin mil olarak tahmin etti ve onların ‘suda atlayarak giden fincan tabağı’ gibi hareket ettiğini söyledi. Arnold’un bu sözünden sonra yayımlanan bir gazete raporunda, yanlışlıkla bu nesnelerin fincan tabağı şeklinde olduğu belirtildi ve uçan fincan tabağı terimi kullanıldı.

Tanımlanamayan hava olaylarının sıklığı arttı ve 1948’de ABD Hava Kuvvetleri, Sign Projesi ile raporları incelemeye başladı. Projeye dahil olanların ilk görüşü, UFO’ların büyük olasılıkla ileri teknolojiye sahip Sovyet uçakları olduğuydu. Bazı araştırmacılar ise, bu nesnelerin diğer dünyalardan gelen uzay araçları olabileceğini öne sürdüler.

'Mavi Kitap Projesi' uygulamaya konuldu 

Bir yıl içinde Sign Projesi’ni Grudge Projesi takip etti. Daha sonra Ohio eyaletinin Dayton şehrinde gerçekleştirilen ‘Mavi Kitap Projesi’ uygulamaya konuldu. Bu proje, UFO’lar hakkında yapılan resmi araştırmaların en uzun soluklu olanıydı. 1952’den 1969’a kadar ‘Mavi Kitap Projesi’, 12 binden fazla raporu derledi. Bu raporlarda UFO görüntüleri, ya astronomik, atmosferik veya yapay (insan kaynaklı) bir olayla tanımlandı ya da ‘tanımlanmamış’ olarak sınıflandırıldı. İkinci kategori, toplamın yaklaşık yüzde 6’sına denk geliyordu ve bilinen bir olayla tanım yapmak için yeterli bilgiye sahip olunmayan durumları kapsıyordu.

Washington'dan UFO görüntüleri

UFO fenomenine karşı bir Amerikan takıntısı devam ediyordu. 1952’nin sıcak bir yaz ayında Washington’daki Ulusal Havalimanı yakınında uçan cisimler görüntülendi. Hava trafiğini denetleyen görevliler, radar ekranlarında yavaş bir şekilde hareket eden nesneler gördü. Bu görüntüler havadaki sıcaklık değişimlerine bağlansa da, kimse buna ikna olmamıştı.

Bu arada, UFO raporlarının sayısı rekor bir seviyeye yükseldi. Bunun üzerine Merkezi İstihbarat Ajansı, bu olayların araştırılması için bilim adamlarından oluşan bir uzman paneli oluşturması için ABD hükümetini harekete geçirdi. Panele, Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nde fizikçi olan H.P. Robertson başkanlık etti. Panelde bir astronom, bir roket mühendisi ve başka fizikçiler de vardı. Robertson Paneli, 1953’te üç gün boyunca bir araya geldi, askeri yetkililer ve Mavi Kitap Projesi’nin başkanıyla görüştü. Ayrıca UFO’ların videolarını ve fotoğraflarını da incelediler.

Panelden çıkan sonuçlara göre, görüntülerin yüzde 90’ı parlak gezegenler, yıldızlar ve iyon bulutları gibi astronomik ve meteorolojik olaylara ya da uçaklar, balonlar, kuşlar ve projektörler gibi dünyevi nesnelere kolaylıkla bağlanabilirdi. Bariz bir güvenlik tehdidi yoktu. Dünya dışı varlıkları destekleyen herhangi bir kanıta da ulaşılmamıştı. Panel raporunun bazı bölümleri 1979 yılına kadar gizli tutuldu. Bu uzun süreli gizlilik, hükümetin raporları örtbas etmeye çalıştığı iddialarını alevlendirdi.

Hava Kuvvetleri’nin Mavi Kitap Projesi ile toplanan en ilginç materyalin gözden geçirilmesi talebiyle, 1966’da ikinci bir komite kuruldu. 59 UFO görüntüsünün detaylı bir araştırmasını yapan bu komite, iki yıl sonra araştırma sonuçlarını ‘Tanımlanamayan Uçan Nesnelerin Bilimsel Çalışması’ olarak yayımladı. Bu rapor, ‘Condon Raporu’ olarak da biliniyordu. Araştırmaya Edward U. Condon başkanlık etmişti.

Condon Raporu, Ulusal Bilimler Akademisi’nin özel bir komitesi tarafından gözden geçirildi. 37 bilim adamı, 59 UFO görüntüsünün ayrıntılı bir çalışmasını içeren raporun bölümlerini ya da bu bölümlerin bir kısmını yazdı. Robertson Paneli gibi, bu komite de raporlarında sıradan olaylardan başka hiçbir şey bulunmadığı sonucuna vardı. Böylece, 1969’da ‘Mavi Kitap Projesi’ de sona ermiş oldu.

Dünya dışı varlıklarla ilgili kanıtlar 

Dünya dışı varlıklarla ilgili hipotez ilerleme kaydedememesine rağmen, bazı bilim adamları ve mühendisler, özellikle de Sign, Grudge ve Mavi Kitap projelerine katılan gökbilimci J. Allen Hynek, en güvenilir UFO raporlarının küçük bir bölümünün dünya dışı varlıklarla ilgili kesin kanıtlar sağladığı sonucuna varmışlardır. Hynek, UFO’ları araştırmaya devam eden UFO Araştırmaları Merkezi’ni kurdu.

Mavi Kitap Projesi’nin yanı sıra, UFO görüntülerinin diğer resmi kayıtları Kanada’da tutulmuş, 1968’de Kanada Ulusal Savunma Bakanlığı’ndan Ulusal Araştırma Konseyi’ne devredilmiştir. Kanada kayıtları yaklaşık 750 görüntüden oluşuyordu. İngiltere, İsveç, Danimarka, Avustralya ve Yunanistan’da da çeşitli kayıtlar mevcuttu.

ABD’de UFO Araştırmaları Merkezi ve Karşılıklı Ufo Ağı, halk tarafından bildirilen kayıtları kronolojik sırayla kaydetmeye devam etti. 

Yorumlar (0)