Tembel olduğumuz için mi erteliyoruz yoksa başka sebepler de var mı?

Erteleme huyu, içinde daha derin duyguları ve korkuları içeren ayrıca sadece tembellikle açıklanamayacak bir durumdur.

YAŞAM 12.11.2019, 09:57 12.11.2019, 09:20
Tembel olduğumuz için mi erteliyoruz yoksa başka sebepler de var mı?

Size verilen bir görevi yerine getirmek yerine kıyafet dolabınızı renklere göre düzenlediyseniz, kendinizi tembel olarak tanımlamanın adil olmayacağını bilirsiniz. Sonuçta, kıyafet dolabını düzenlemek oldukça çaba gerektirir. Bu durum aslında tembellik veya kötü zaman yönetimi değil. Sadece yerine getirmeniz gereken görevi başka bir şeye odaklanarak erteliyorsunuz.

Erteleme tembellikle ilgili değilse, o zaman tam olarak ne ile ilgili?

Calgary Üniversitesi'nde motivasyon psikolojisi profesörü olan Dr. Piers Steel, erteleme işlemine “Kendine zarar vermek” olarak tanımlıyor. Genelde, ertelediğimiz şeyler bizi huzursuz hissettirir ve bu öz-farkındalık, ertelemenin neden kendimizi bu şekilde hissettirdiğinin önemli bir parçasıdır. Ertelediğimiz zaman, sadece söz konusu görevin önüne geçtiğimizin farkında değil, aynı zamanda bunu yapmanın muhtemelen kötü bir fikir olduğunu biliyoruz. Ve yine yapıyoruz.

Sheffield Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Dr. Fuschia Sirois, “Bu nedenle ertelemenin esasen irrasyonel olduğunu söylüyoruz.” dedi. “Olumsuz sonuçlarının olacağını bildiğiniz bir şeyi yapmak mantıklı değil.”

“İnsanlar, bir görevin hissettirdiği olumsuz ruh hallerini yönetememesi nedeniyle bu irrasyonel kronik erteleme döngüsüne katılıyor.” diye ekledi.

Kötü ruh halleri yüzünden erteliyoruz

Erteleme, benzersiz bir karakter kusuru ya da zamanı yönetme kabiliyetine dair gizemli bir lanet değil.  Aslında, sıkıntı, endişe, güvensizlik, hüsran, kızgınlık, kendine şüphe ve ötesi gibi zorlu duygularla başa çıkmanın bir yolu. 

Ottawa'daki Carleton Üniversitesi'ndeki Erteleme Araştırma Grubu üyesi Psikoloji Profesörü Dr. Tim Pychyl “Erteleme bir duygu düzenleme sorunudur, bir zaman yönetimi sorunu değil” diyor. 2013 yılında yapılan bir çalışmada, Dr. Pychyl ve Dr. Sirois, ertelemenin “amaçlanan eylemlerin uzun vadeli takibi üzerinde kısa vadeli ruh halinin onarımının önceliği " olarak anlaşılabileceğini keşfetti. Sirois, "basitçe söylemek gerekirse, erteleme, acil olarak olumsuz ruh hallerini yönetmektir.” diyor.

Başarısızlıkla yüzleşmekten kaçtığımız için ertelemeyi seçiyoruz

İsteksizliğimizin özel doğası, verilen görev veya duruma bağlıdır. Kirli bir banyoyu temizlemek veya patronunuz için uzun, sıkıcı bir elektronik tablo düzenlemek zorunda olmak, görevin kendisi hakkında doğal olarak hoş olmayan bir şeyden kaynaklanıyor olabilir. Ancak, kendinden şüphe, düşük öz-saygı, kaygı veya güvensizlik gibi daha derin duygulardan da kaynaklanabilir. Boş bir belgeye bakarak “bunu yazacak kadar akıllı değilim” ya da “öyle olsam bile, insanlar bunun hakkında ne düşünecek? diye düşünüyor olabilirsiniz. Tüm bunlar, elinizdeki boş belgeyi bir kenara koymanın ve baharat çekmecesini temizlemenin oldukça iyi bir fikir olduğunu düşünmemize neden olabilir. Ancak, bu durum, yalnızca görevle olan negatif ilişkimizi arttırır ve artan stres, kaygı, düşük öz-saygı ve kendini suçlama duyguları, ne olursa olsun, işe geri döndüğümüzde yine orada olacaktır.

Hissettiğimiz anlık rahatlama, bizi ertelemeye alıştırıyor

Fakat erteleme yaparken hissettiğimiz anlık rahatlama aslında bu döngüyü özellikle kısır yapan şeydir. Ve temel davranışçılıktan biliyoruz ki, yaptığımız bir şeyde rahatlama hissedersek bunu tekrar yapmaya meyilliyiz. Bu tam olarak ertelemenin tek seferlik bir davranış değil, kolayca kronik bir alışkanlık haline gelen bir döngü olma eğiliminde olmasının nedenidir.

Yorumlar (0)