Şule Çet davasında müebbet istemi!

Ankara'da bir plazanın 20. katından şüpheli şekilde düşerek yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Şule Çet’in (23) ölümüne ilişkin iki sanık hakkında "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası talebiyle açılan davanın 5'inci celsesi başladı.

Şule Çet'in ölümüne ilişkin Çağatay Aksu ve Berk Akand'ın yargılandığı davada mütalaa açıklandı. Savcı, Çağatay Aksu için "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istedi. Berk Akad hakkında ise "cinsel saldırı", "alıkoyma" ve "kasten öldürme suçuna yardım"dan toplam 31 yıla kadar hapis cezası istendi. Dava, 4 Aralık'a ertelendi.

Tutuklu sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand ile Şule Çet'in babası İsmail Çet, aile yakınları, tarafların avukatları ile davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatı, Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya katıldı. 

Aralarında milletvekillerinin de yer aldığı çok sayıda kişi, duruşmayı takip etti. Duruşma öncesinde kadın platformu üyeleri, adliye önünde "Erkek adalet değil, gerçek adalet", "Şule Çet için adalet istiyoruz" yazılı pankartlar açtı.

"Kadın cinayetlerinin üzerlerinin örtülmemesi için buradayız"

Ankara Kadın Platformu adına yazılı açıklamayı okuyan Deniz Akıl, "Şule Çet başta olmak üzere, işlenen tüm kadın cinayetlerinin üzerlerinin örtülmemesi için buradayız. Daha dün Isparta'da Güleda Cankel bir erkek tarafından katledildi. Bizler Şule, Güleda ve katledilen her kadın arkadaşımız için isyandayız." ifadelerini kullandı. 

Öğrencisi tarafından öldürülen Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in babası Mustafa Damar, öldürülen kadınların sayısının artış gösterdiğine dikkat çekti. Toplumun buna sessiz kalamayacağını kaydeden Damar, "Adaletin tecelli etmesi için elimizden geleni yapacağız." ifadesini kullandı. 

Davada yaşanan son gelişmeler...

Ankara'da Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet'in, geçen sene 28 Mayıs günü plazanın 20'nci katından şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybetmesine ilişkin "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tehdit" suçlarından tutuklu yargılanan sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın, olaydan hemen sonra plazanın asansöründen indiği anlara ait görüntüler ortaya çıkmıştı. 

Sanıkların güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerdeki konuşmalarını tespit etmek amacıyla dudak okuma uzmanlarının incelemesi sonucu hazırlanan rapor dosyaya girmişti. 

Söz konusu raporda, "Şüphelinin alkollü olmasına bağlı olarak dudaklarının ince motor becerilerindeki koordinasyon bozukluğu, sakal ve bıyık kullanması ve bunların dudakları kapatacak şekilde uzun olması, konuşmadaki dudak hareketleri sırasında ağız açıklığının dar olması nedeniyle ilgili fonemlerin ayırt edilememesi ve dudağın ışığının pozisyona bağlı gölgelenmesi, kamera çekiminin yüz ve dudakları net olarak göstermemesi nedeniyle görsel olarak görüşmenin içeriği net olarak tespit edilememektedir." ifadeleri kullanılmıştı. 

Sanıklardan Berk Akand’ın avukatı Paşa Büyükkayaer, mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde, raporun dosyada maddi gerçeği ortaya çıkaracak hiçbir katkı sağlamadığını belirterek, "Müvekkil ile Çağatay Aksu’nun aralarında geçen bahse geçen konuşma olayın sıcaklığı, panik ve heyecan unsurları göz önüne alınarak, değerlendirildiğinde, hayatın olağan akışı gereği maddi gerçeğin ortaya çıkması konusunda en önemli delillerden biri olup, iş bu konuşmanın açığa çıkması yargılamanın salahiyeti açısından oldukça önemlidir." ifadelerine yer vermişti. 

Avukat, mevcut raporun içeriği ve hazırlanış biçimi açısından ciddiyetten uzak olduğunu ileri sürmüştü. Olay günü müvekkilinin olup bitinden habersiz olduğunu tanık güvenlik görevlilerinin ifadelerinin de gösterdiğini kaydeden Avukat Büyükkayaer, "Müvekkil Berk Akand’ın hiçbir şeyden habersiz, Şule’nin nerede olduğunu veya Şule'ye ne olduğunu öğrenme çabasında olduğu ortadadır. Dolayısıyla; kamera kayıtlarıyla aynı zamanda görgü tanığı kamu tanıklarının beyanları birbirlerine uyumlu olduğundan, bahse konu kamera kayıtlarının ekine, olay anına ilişkin tanık beyanlarının da eklenmesi suretiyle dosyanın alanında uzman bilirkişi heyetine verilmesini ve yeniden rapor alınmasını talep ediyoruz." demişti. 

3. Adli Tıp raporunda yapılan iki önemli tespit olduğu görülmüştü. İncelenen numunelerin pozitif olmasının kesin bir şekilde cinsel birlikteliğe işaret etmediği ve numunelerin kan, idrar gibi diğer vücut sıvılarında da bulunabileceği ifade edilmişti.

Şule Çet’in sağ el tırnaklarından alınan DNA örnekleri hakkında yapılan değerlendirme de dikkat çekmişti. O örneklerin, sanıklardan Berk Akand’ın DNA’sı ile uyumlu olduğu fakat miktarın çok düşük olduğu bildirilmişti. Bu bulaşmanın, karşılıklı ikili mücadele ya da bir boğuşma ile meydana gelip gelmediğinin ayrımının yapılamayacağı ifade edilmişti.