MYK sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten açıklama

AK Parti MYK, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında bir araya geldi. Toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Çelik, gündeme dair açıklamalar yaptı. 

Suriye-Irak tezkeresi

Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar ise şu şekilde: 

"Terörle mücadelemiz hız kesmeden devam ediyor. Suriye ve Irak'taki askeri varlığımız için TBMM'ye bir tezkere getirildi. Ne yazık ki burada 'hayır' yönünde oy veren partilerin gerekçelerindeki mantıksızlığı, dayanıksızlığı ve ulusal güvenlik hassasiyetinden tamamen yoksunluğuyla bir kez daha karşılaştık. 

Bu tezkerelerin ardından gerçekleştirilen operasyonlar bahse konu olmasaydı bugün ülkemizin Irak ve Suriye hudutlarında terör devletçikleri ilan edilmiş olacaktı. Bunlar gerçekleşmedi çünkü TSK oraları darmadağın etti. Hudutlarımızın yakınında hiçbir terör devletçiğine müsaade etmeyeceğimiz kararlı biçimde gösterilmiştir. 

CHP'nin tezkereye 'hayır' yönündeki kararı

Geçmişte 'YPG/PKK ülkemize neden saldırsın ki?' diyenler bugün tezkereye 'hayır' yönünde vermiştir. Ülkemizin hudut güvenliği yönünden 20-30 kilometre Suriye ve Irak hudutlarında oluşturulan derinliğin ne denli önemli olduğu bu süreç içerisinde bir defa daha görülmüştür. Buradaki iradeye ülkemizin milli güvenliği hususunda hassasiyet gösteren herkesin destekte bulunması gerekirdi.

Ülkemizin terörle mücadelesini 'savaş' olarak tanımlayan partiyle CHP aynı taraftadır. Terörü destekleyenler, PKK'yı terör örgütü görmeyenler CHP'ye mesaj ileterek 'Bu tezkereye 'hayır' deyin.' dedikten sonra CHP gerekeni yapmıştır. Anlaşamadığımız birçok nokta olsa da CHP geçmişte ülkemizin milli güvenliği hususunda çok yüksek hassasiyet ortaya koymuştur.

Büyükelçilerin 'Kavala' çıkışı

10 büyükelçi Viyana Sözleşmesi'nin 41'inci maddesine göre davranmak zorundalar. Asla bu üslubu kabul etmeyeceğimizi dile getirmiştik. Biz ülkemizde büyükelçileri kendi ülkeleri ile ilişkilerin iyi olması adına çok değerli misafirler olarak nitelendiriyoruz.

Avrupa Birliği'nin Türkiye raporu

Temel haklar ve yargı hususunda AB'nin eleştirileri nerede konuşulacaktır? Gerçekleştirilecek olan şey, temel haklar ve yargı, hürriyet, adalet ve güvenlik hususlarını içeren 23'üncü ve 24'üncü fasılların açılmasıdır. AB bir taraftan eleştiri getiriyor bir taraftan da bu fasılları açmaktan kaçınıyor. Resmen müzakereye yanaşmıyorsunuz. Yaptığınız şey analiz değil, değerlendirme. Bu hususları Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullandığınız anlaşılıyor.

18 Mart Mutabakatı'nın bütün boyutlarıyla uygulanması lazımken buna uymuyorlar. Söz konusu mutabakatın içerisinde olan fasılların açılması, gümrük birliği üzerindeki güncellemeler, üst düzey temaslar gibi hususların hiçbiri gündeme alınmıyor, yalnızca göç meselesi gündeme getiriliyor. AB attığı imzaya sadık değil. 

Göç meselesinde ülkemizin insani tavrı onların hudut güvenlikleri yönünden işe yaradığı için bunu takdirle karşılıyorlar fakat diğer maddeleri gündeme getirmiyorlar. Bu ikiyüzlülüktür. Doğru olan tavır oturup müzakere masası kurmaktır."