Mersin: Büyüleyici kumsallarıyla Türkiye'nin yükselen yıldızı

Mersin, Toros Dağları'nın hemen arkasında yükselen uzun plajların ve büyüleyici körfezlerin olduğu bir şehirdir. Mersin, Antik Çağlarda olduğu gibi, Akdeniz'in önemli limanlarından ve deniz ticaretinin merkezidir. bU kentin ovaları, Türkiye'nin en iyi limon ve portakal bahçeleri ile doludur ve sayısız bağları, dağların alçak eteklerinde kıvrılır.

Toprağın çalışılmaya başlandığı ilk yerleşim yerlerinden biri

İnsanlığın hikayesi çok uzun zaman önce Mersin'de başladı. Akdeniz havzasında doğal olarak en iyi sulanan ve verimli yerlerden biri olan Çukurova, insanların toprağı çalışmayı öğrendiği ilk yerleşim yerlerinden biridir. Dahası, bu büyük ovanın hemen arkasında tarıma elverişli ormanlar da vardı. Bu bölgedeki ilk yerleşimler, eski zamanlarda Kilikya olarak bilinir ve Tarih Öncesi döneme kadar uzanır. 

Şehrin 3 km batısındaki Yumuktepe Tümülüsü'nde kazılar, M.Ö. 6000 ve Neolitik Çağ'a kadar uzanan birkaç başarılı yerleşim yeri ortaya çıkarmıştır. Mersin'de çeşitli uygarlıkların kalıntıları da var, ancak çoğunluğu Roma, Bizans ve Türk dönemlerine aittir.

Viranşehir

Mersin'in on bir kilometre batısında, bir zamanlar M.Ö. 700 yılında Rodoslar tarafından kurulan Viranşehir bulunur. Kanlıdivane'de antik tapınak kalıntılar, küçük tapınakları andıran mezarlar, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kiliseler ve lahitler vardır. Şehir ve kalıntıları derin bir uçurumun kenarında bulunabilir.

Kızkalesi

Mersin'in 50km güneybatısında bulunan Kızkalesi, kaliteli kumsalları, motelleri ve kamp alanları ile güzel bir ilçedir. Aynı zamanda Korykos antik kentine de ev sahipliği yapmaktadır. Kıyıda bulunan 12. yüzyıldan kalma Korykos Kalesi, 200 metrelik deniz kıyısında küçük bir adada duran Kızkalesi adlı başka bir kaleye bakar. 

Narlıkuyu 

Kızkalesi'nin hemen ötesinde, Narlıkuyu adlı küçük balıkçı köyünde balık lokantaları ile kaplı bir koyda, Üç Güzeller olarak bilinen bir Roma mozaiği bulunur. Ayrıca bir vadinin dibinde, Cennet (Cennet) olarak bilinen, 275 m ila 125 m boyutlarında, doğal olarak oluşturulmuş bir mağara vardır ve ayrıca Cehennem adı verilen derin bir uçurum (50-75 m genişliğinde ve 80-120 m derinliğinde) vardır.

Tarsus

Bereketli Çukurova kenarında yani Mersin'in doğusunda, St Paul'un doğduğu ve bir zamanlar başkent olan Tarsus bulunur. Mersin'deki pek çok antik kentten Kilikya Seleucia, Demircili, Uzuncaburç, Ura ve Anamur en önemlileridir. Bu antik yerleşimlerin her birinde, ziyaretçiler binlerce yıl öncesine uzanan tapınakları, köprüleri ve antik tiyatroları görme fırsatına sahiptir.

Tarihi yapıların yanı sıra tam bir tatil cenneti

Tarihi ve kültürel zenginliğinin yanı sıra, Mersin doğal güzelliği ve mükemmel plajları ile ziyaretçileri büyülemektedir. Taşucu'nun 44 km batısında bulunan Ovacık, balıkçı iskelesi ve plajıyla ünlü sessiz bir mekandır. Ovacık Yarımadası, dalış için ideal bir bölge olan Türkiye'nin doğal güzelliklerinden biridir. Ovacık'ın batısındaki çevredeki yelken suları açıkça işaretlenmiştir ve bu nefes kesici sahil şeridi boyunca yat güvenliğini garanti altına almaktadır. Çamla kaplı dağa yapışan sahil yolu, dik bir şekilde denize doğru eğimlidir ve Akdeniz'in berrak suları ve uçurumların manzaralarını sunmaktadır. Aydıncık ilçesinin 36 km batısında, geniş plajları boyunca temiz ve ferah kamp alanları olan bir tatil merkezi olan Bozyazı bulunmaktadır. Anamur ilçesi, etrafındaki muz tarlaları ile dağların arasında yer almaktadır.