Alzheimer hastalığının tetikçisi depresyon

Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, geçmişte depresyon geçiren ve tedavi edilmeyen kişilerin Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin 2 kat daha fazla olduğunu gösterdi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran, ortalama yaşam süresinin artmasıyla birlikte bazı hastalıkların görülme sıklığında da artış yaşandığını belirtti. Cankurtaran, halk arasında bunama olarak bilinen Alzheimer hastalığının da bunlardan biri olduğunu ifade etti.

"65 YAŞ SONRASINDA ARTIYOR"

Unutkanlığın herkeste olabildiğini, Alzheimer’ın ise 65 yaş sonrasında görülme sıklığının arttığını söyleyen Cankurtaran, “Alzheimer, 60-65 yaş arasında yüzde 5-7, 80 yaşında yüzde 40-45 oranında görülüyor. Yani, her yaşlıda Alzheimer görülmüyor ve ancak yaşlılıkta unutkanlık normal olarak kabul edilmemeli ve mutlaka araştırılmalı.” dedi.

Hastalığın yüksek östrojen seviyesi ve depresyon sıklığına bağlı olarak kadınlarda daha fazla görüldüğüne işaret eden Cankurtaran, “Yapılan araştırmalar, depresyonun Alzheimer’a yakalanma riskini artırdığını gösteriyor.” dedi.

PSİKOLOJİK TRAVMALAR RİSK FAKTÖRÜ

Depresyonun Alzheimer için bir risk faktörü olduğunu belirten Cankurtaran, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Tedavi edilmemiş depresyon kişide ağır travma yaratıyor. Geçmişinde ağır psikolojik travma yaşayanlarda ilerleyen yaşlarda Alzheimer riskinin diğerlerine oranla daha yüksek olduğu gösterildi. Kaliforniya Üniversitesinde orta veya geç yaşta depresyon ve demans başlıklı alzaymır ile depresyon ilişkisini ortaya koyan çalışmaya imza atıldı. 3 bin 535 kişi üzerinde gerçekleştirilen araştırma sonucunda, geçmişte depresyon geçiren ve tedavi edilmeyen kişilerde ilerleyen yaşlarda Alzheimer'a yakalanma oranı 2 kat daha fazla bulundu. Araştırmada, depresyon tedavisi görerek iyileşen kişilerde ise Alzheimer sıklığının azaldığı tespit edildi. Araştırma sonuçları, Archives of General Psychiatry dergisinde yayımlandı.”

“ÖNCELİKLE YAKIN HAFIZA BOZULUYOR”

Son 6 ay- bir yıl içinde gün içinde yapılan işleri ve yaşam aktivitelerini etkileyecek şekilde ilerleyen unutkanlığın incelenmesi gerektiğini vurgulayan Cankurtaran, hastaların öncelikle yakın geçmişlerini unuttuklarını, eski anılarını ise çok net hatırladıklarını söyledi.

Cankurtaran, konu hakkında şu açıklamaları yaptı:

“Hastalar orta evrenin sonuna kadar eski anıları iyi hatırlar. O nedenle de yakınları 'Turp gibi, kaç yıl öncesini hatırlıyor.' diyerek sorun olmadığını düşünebiliyor. Oysa ki sorun ilk etapta zaten yakın geçmişi unutmakla ve yeni şeyleri öğrenmede güçlükle ilgilidir. Alzheimer'da öncelikle yakın hafıza bozuluyor, yeni bir şey öğrenme zorlaşıyor.

Ancak bu unutkanlık basit olaylarla karıştırılmamalı. Örneğin, evin yolunu unutma, kendi bakımını unutma, aynı şeyleri tekrar tekrar sorma, aşırı yalnızlaşma, insanlarla iletişim kurmaktan kaçınma ile kendini gösterebiliyor. Orta evrede ise hayal görme, depresyon, ajitasyon, şiddete eğilim, argo dille konuşma gibi davranış bozuklukları görülüyor. Bu hastalarda psikiyatri desteği veya bir ilaç kullanma ihtiyacı olabiliyor.”