Cunda (Alibey) Adası: Büyüleyici atmosferinin tadını çıkarın

Cunda Adası'nın doğal güzelliği ve kültürel mirası, günümüzde hala yerel halkı tarafından özenle korunuyor.

SEYAHAT 04.12.2019, 13:20 04.12.2019, 13:22
Cunda (Alibey) Adası: Büyüleyici atmosferinin tadını çıkarın

Bir geçit yolu, Ayvalık'ı Cunda Adası'na bağlamaktadır, ancak deniz fikriyle yanıp tutuşan ziyaretçiler, teknelerle yolculuğun tadını çıkarabilirler. Adanın eşsiz ve samimi atmosferi, sizi zaten anında kuşatır.

Cunda (Alibey) Adası'nın tarihi bölgelerine yaklaştığınızda, gerçekten zengin bir kültürel mirasla yüz yüze gelirsiniz. 

Cunda Adası en seçkin adalar arasında

Alibey Adası'ndaki arkeolojik kazılar, Erken ve Geç Tunç Çağlarında ve Demir Çağı'nda bölgede yerleşim olduğunu göstermektedir. İyonik Göç'ün ardından, Aeolian kabileleri Cunda ve diğer adalara yerleşti. İnsan yerleşimlerinin izleri, bilginleri takımadaların en seçkin adalarının Maden Adası (Pordeselene), Çıplaklar Adası (Chalkys) ve Cunda (Nesos) Adası olduğu fikrine yöneltmiştir. 

Korsanların tehditleri yüzünden zor durumda kaldılar

Arkeolojik kazılar ayrıca Cunda’nın Roma ve Bizans döneminde önemini koruduğunu göstermektedir. Ada, Orta Çağ boyunca  korsanlarının tehditleri ve baskınları nedeniyle konumunu kaybetmişti. Tehdit, Orta Çağ'ın sonuna doğru ortadan kaldırıldı ve adanın gelişimi devam etti. Ünlü coğrafyacı ve haritacı Piri Reis, adaları (Kitab-ı Bahriye, 1521) "Yunt Adaları" olarak tanımladı ve aynı adı taşıyan Cunda'ya atıfta bulundu. Osmanlı Devleti'nin kayıtlarına göre, günlük konuşmada kullanılan isim "Cunda" olmasına rağmen, adı resmen Yunda olarak tescil edildi. 

Ali Çetinkaya’ya hediye olarak Alibey denilmeye başlandı 

 

Araştırmacılar, 18. ve 19. yüzyıllardaki Cunda'yı Ayvalık'tan bağımsız zengin bir yerleşim yeri ve bir kent adası olarak adlandırıyorlar. 19. yüzyılda Girit ve Midilli adalarından buraya olan göç, adanın eşsiz kültürünü ve fiziksel mirasını korumaya yardımcı oldu. Adanın adı Cunda’dan Alibey’e çevrildi ve bunun sebebi olarak da Kurtuluş Savaşı'nın ilk günlerinde 172. Alay komutanı olarak Ayvalık'ın savunmasını organize eden Ali Çetinkaya’nın anısı üzerine verilmesi belirtiliyor.

Huzurun vazgeçilmez adresi

Ayvalık'tan Cunda Adası'na deniz veya kara yolu ile ulaşmak, tarihi adanın huzur ve sükunetini ziyaret etmek anlamına geliyor. Kiliseler ve manastırlar, adaya anlam katıyor. Taksiarşi Kilisesi, adanın kiliselerinin en büyüğüdür. Kilisenin mimarisi hala etkileyici ve büyük zili, Bergama Müzesi'nde sergileniyor.

Balık, sebze ve taze ot eşliğinde mükemmel sofralar

 

Cunda Adası'nın doğal güzelliği ve kültürel mirası, halkı tarafından özenle ve titizlikle korunuyor ve adayı ziyaretçiler için daha da çekici hale getiriyor. Ziyaretçiler adanın restoranlarında taze deniz mahsulleri ve sebzelerin, özellikle popüler kızarmış çaça (papalina) balığının, zeytinyağında pişirilmiş taze otların ve mezelerin tadını çıkarmalıdır. Geleneksel ya da modern restoranlardan birinde muhteşem bir manzara eşliğinde akşam yemeği yemek fırsatını kaçırmamak gerekir.


 

Yorumlar (0)