10 yıl sonra en sık görülen hastalık olacak

Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, 2030 yılında Türkiye'de kalp yetmezliğinin en fazla görülen hastalıkların başında geleceğini söyleyerek, "Türkiye’de şu an 2 milyondan fazla kalp yetmezliği hastası var ve bu kişilerin ölüm riski, maalesef prostat, meme ya da bağırsak kanserlerinden daha yüksek” açıklamasını yaptı.

SAĞLIK 28.09.2021, 14:30 29.09.2021, 17:00
10 yıl sonra en sık görülen hastalık olacak

Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, “kalp kasının gevşemesinde veya kasılmasında azalma ortaya çıkması” olarak kalp yetmezliğini tanımlarken kalp damar hastalıklarının, kalp kapağı hastalıkları, yüksek tansiyon, ritim bozuklukları, alkol, kalp kası iltihapları, kokain, böbrek yetmezliği, kanser ilaçları ve bazı metabolik hastalıkların, kalp yetmezliğine sebep olduğunu belirtti.

İlk belirtiler çarpıntı ve nefes darlığı 

Yaşlı nüfustaki artışa bağlı olarak Türkiye’de ve dünya genelinde kalp yetmezliği hastalarının da süratle arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Batur, "Genellikle hastalar çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk, düz yastıkta yatamama, çabuk yorulma gibi şikayetlerle doktora başvuruyor. İlerleyen dönemlerde bu belirtilere uyurken nefes açlığı ile kalkıp pencereyi açmak ve nefes almak arzusu da ekleniyor" sözlerini kullandı.

Kalp yetmezliği tedavisinde kalp pilleri, ilaçlar ve ameliyat riski yüksek hastalara uygulanan damardan kapak değişimi, ömür uzatan tedaviler olarak başarıyla uygulandığını belirten Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, fakat kalp yetmezliğinin  bazı durumlarda mevcut ilaçlarla tedavi edilemediğini anlattı.

Avrupa Kardiyoloji Kongresi'ndeki kalp yetmezliği tedavisi kararının çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Batur, şunları söyledi:

“Bütün kardiyologların uzlaşması ile birlikte SGLT2 inhibitörleri (şeker ve sodyum taşıyıcı proteinlerin etkisini bloke ederler) empagliflozin ve dapagliflozin etken maddeli olan diyabet ilaçlarının, kalp yetmezliği kapsamında da kullanılması kararı alındı. En önemlisi bu ilaçların, kalp yetmezliği rahatsızlığı bulunanların diyabet hastalığı bulunmasa da tedavilerine eklenmesi gerektiği belirtildi.” 

"Şeker emlimini engelliyor"

Böbrekte şeker emilimini engelleyerek bu inhibitörlerin etki gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Batur, idrardan şeker ve tuz (sodyum) da atıldığını aktardı. Bu şekilde idrardan sıvı atılımında da artış yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Batur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İdrar söktürücü etkisinin haricinde inhibitörlerin, vücut ağırlığında ve kan basıncında azalma meydana geliyor. Bu ilaçlar, böbrek fonksiyonlarına olumsuz bir etki yapmadığı gibi klinik kötüleşmeyi de düzeltiyor. Bu olumlu etkilerin vücut damar duvarındaki hücrelerin işlevi ile hücresel faydalı diğer hormonların dengelenmesini de sağladığı belirtiliyor.”

Klinik çalışmalara göre, diyabet ilaçlarının bütün kalp yetmezliği hastalarında faydalı ve etkin olduğunu aktaran Prof. Dr. Batur, uygun dozun hastanın şeker seviyesi, toleransı ve organ fonksiyonlarına bakılarak belirlendiğini ifade etti. Kişi, diyabet hastası olmasa dahi bu ilaçların olumlu etkisi bulunduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, “Diğer kalp yetmezliği ilaçlarının yetersiz kaldığı hallerde ilave olarak bu ilaçlar verilmeli. Genellikle şeker düzeyinde düşmeye sebep olmasa da diyabet rahatsızlığı bulunmayan kişilerde doz ayarlaması yapılabilir” şeklinde konuştu.

Yorumlar (0)