Üstat Necip Fazıl Kısakürek, 39 sene önce bugün vefat etti
“Örümcek Ağı”, “Kaldırımlar ve “Çile” gibi unutulmaz şiirleri kaleme alan Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in vefatının üzerinden 39 sene geçti. Kısakürek, bugün sevenleri ve öğrencileri tarafından mezarı başında anıldı.
Türk edebiyatında Baki’den sonra “Sultanı’ş Şuara” unvanına sahip olan tek kişi Necip Fazıl Kısakürek, 39 sene önce bugün vefat etti. Sevenleri ve öğrencileri tarafından bugün mezarı başında anılan Kısakürek, 26 Mayıs 1904 senesinde Çemberlitaş semtinde Mediha Hanım ile hukukçu Abdülbaki Fazıl Bey’in çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Dedesi olan Maraşlı Kısakürekzade Mehmet Hilmi Bey’in Çemberlitaş’taki konağında büyüyen Necip Fazıl Kısakürek henüz 5 yaşında iken dedesinden okuma yazma öğrendi. Dedesi ile büyükannesi Zafer Hanım’ın gayretleriyle de erken yaşta romanlar okumaya başladı. Romanların yanı sıra günlük gazeteler de okumaktan keyif alan çocuk yaştaki Necip Fazıl Kısakürek mahalle mektebinde, Fransız Papaz Mektebi’nde, Amerikan Koleji ve Rehber-i İttihad okullarında dönem dönem okudu ve ilköğrenimini Heybeliada Numune Mektebi’nde tamamladı.
Edebiyat aşkı, edebiyat öğretmeniyle pekişti
Üstat Kısakürek 1916 senesinde Yahya Kemal Beyatlı, Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Ahmet Hamdi Akseki’nin öğretmenlik yaptığı Deniz Harp Okulu’na başladı. Edebiyat aşkı, burada tanıdığı edebiyat öğretmeni İbrahim Aşki Bey ile gelişirken aynı zamanda öğretmeninden tasavvuf ilmini de öğrendi. Öğrencilik döneminde “Nihal” isimli haftalık dergi çıkarmaya başladı. Bir dönem Nazım Hikmet Ran ile aynı okulda öğrenim gördü. Yabancı dilini Shakespeare, Oscar Wilde ve Lord Byron’un eserlerini orijinal dillerinde okuyabilecek kadar geliştirdi. 1918 senesine gelindiğinde Ahmed Kudsi Efendi, Faruk Nafiz Çamlıbel, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Ahmet Haşim ile birlikte Darülfünun Edebiyat Medresesi Felsefe Bölümü’nde eğitim görmeye başladı. Yine aynı dönemde Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile arkadaşlarının emeği bulunan “Yeni Dünya” mecmuasında şiirlerini yayınlamaya başladı.
20 yaşında Fransa’ya giderek Sorbonne’da okudu
Maarif Vekaleti’nin açtığı bursluluk sınavını kazanarak henüz 20 yaşında iken Fransa’daki Sorbonne Üniversitesi’ne gitti. 1 sene Fransa’da okuyan Kısakürek, İstanbul’a döndükten sonra ilk şiir kitabı olan “Örümcek Ağı’nı” yayınladı. 1928 senesinde kaleme aldığı “Kaldırımlar” şiiri ise hiç unutulmadı. 1929 senesinde ise Eşref Şefik, Mesut Cemil, İbrahim Çallı ve Peyami Safa ile birlikte kendisini Asmalı Mescit’te bir pansiyona kapatarak bohem hayatı yaşadı. Bu hayatını sonlandırdıktan sonra 1930 senesinde Ankara’daki İş Bankası’nda işe başladı. Hem çalıştı hem de Ankara merkezli “Hakimiyet-i Milliye” gazetesinde yazılarını yayınladı. Ankara Ticaret Lisesi’nde 2 ay boyunca öğretmenlik yaptı. 1931 senesinde ise Taksim Taşkışla’da 1,5 senelik askerlik eğitimi aldıktan sonra subaylığa başladı. 1932 senesinde “Ben ve Ötesi” kitabını yayınladı.
Abdülhakim Arvasi ile tanıştıktan sonra içerik değişti
1934 senesinde Abdülhakim Arvasi ile tanışan Kısakürek’in eserlerinin dili daha sonra değişti. Kısakürek de tasavvufi izleri taşıyan eserleriyle kısa sürede tanındı. Usta edebiyatçı, “Bir Adam Yaratmak” eserindeki diyalogları ve olay örgüsüyle “Türk Shakespeare” unvanını aldı. Sonrasında ise üniversitelerde eğitim vermeye başladı. Bu dönemde “Büyük Doğu Marşı” eserini kaleme aldı. 1941 senesinde Fatma Neslihan Baban ile evlendi. Bu evliliğinden Zeynep, Osman, Ayşe, Ömer ve Mehmed isimli çocukları dünyaya geldi. “Büyük Doğu Cemiyeti’ni” 1949 senesinde kuran Kısakürek, eşi Neslihan hanım ile birlikte hapse mahkum edildi. Sonrasında Demokrat Parti’nin çıkarttığı afla serbest kaldı. Serbest kaldıktan sonra ise Büyük Doğu Hareketi ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanında konferanslar vermeye başladı. 1980 senesinde “Sultanu’ş Şuara” unvanını aldı. Yaklaşık 80 senelik ömründe pek çok dergi çıkardı ve pek çok eser üretti. 25 Mayıs 1983 tarihinde ise hayatını kaybetti.
