Balıkesir’de tarihi kazı: 2 bin 500 yıllık su şebekesi bulundu

Balıkesir'in ilçesi olan Bandırma’da, birden fazla medeniyete kucak açan İlk Çağ şehri Daskyleion'da yapılan arkeolojik kazıda bir içme suyu hattının bulunduğu tespit edildi. Kazı sırasında bulunan künklerin milattan öncesi 4'üncü yüzyılda kullanıldığı belirlendi.

KÜLTÜR-SANAT 10.08.2022, 15:23 11.08.2022, 08:54
Balıkesir’de tarihi kazı: 2 bin 500 yıllık su şebekesi bulundu

Bandırma’da başlayan kazı çalışmalarında 4’üncü yüzyıla ait olduğu belirlenen bir içme suyu hattı bulunduğu ifade edildi. Milattan önce 3 binli senelere ulaşan ilk yerleşim alanlarının bulunduğu Hisartepe konumunda kazılara öncelikli olarak Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal liderliğinde başlandı. Daskyleion'da sağlanan kazılar, 68'inci senesinde de devam ediyor.

Birçok kurumun desteğiyle kazılar yapılıyor

Bandırma Çelebi Liman İşletmesi firması, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Bandırma ve Manyas belediyeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Valiliği desteği ile sürdürülen kazıda, 10 metre kadar uzun ve 2 bin 500 senelik su hattı bulundu.

Milattan önce 4’üncü yüzyılda sular kanallarla taşınıyordu

Kazı ekibinin başkanı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan İren, işlemlerin yoğun bir şekilde devam ettiğini aktardı.

Daskyleion'un en değerli bir İlk Çağ şehirlerinden olduğunu ifade eden İren, "Kazı sırasında bulduğumuz ve pişmiş topraktan oluşturulmuş, kalın su borularının bulunduğu künkler, tam olarak milattan öncesinde 4'üncü yüzyıla ait" şeklinde konuştu.

O dönemlerde Manyas Gölü çevresinde henüz bölgesi belirlenemeyen bir kaynaktan suyun getirildiğini aktaran İren, bu şekilde şehre suların rahatlıkla getirildiğini ifade etti.

Kireçlenmelerin kanalları tıkmasına karşı denetim alanları oluşturmuşlar

Küçük bir havuz üzerinden suyun geçtiğini daha sonra ise kentin güney kesimlerinde doğru künkler yoluyla aktarıldığını aktaran İren,

"Künkler içerisinde yer yer denetim noktaları olduğunu saptadık. Künklerde bulunan suyun kirecinden dolayı bir tıkanma meydana gelirse bu kontrol alanları sayesinde bir alet veya tel vasıtasıyla bu künklerin yeniden kullanıma sokulması, suyun rahat bir şekilde akmasına sebep oluyor. Bulduğumuz alan için kesinlikle bir su altyapı sistemidir diyebiliriz. İçme suyunu şehre getirmek için kullanılmıştır. Bu zamanlardaki su kanalları pişmiş topraklardan yapılıyordu ve kireçten yapılan harçlarla beraber birbirlerine tutturuluyordu. Ürettikleri bu malzemeler oldukça zayıftı. Bazı bölgelerde kırılmalar yaşanabiliyordu. Bizim bulduğumuz künkler, şu zamana kadar güzel şekilde korunarak gelmiş. Herhangi bir şekilde yıpranma, bozulma görmedik. Künklerin üzerinde zarar görmemiş ve korunmuş bir döşeme olduğunu fark ettik, o döşemeyi tamamıyla kaldırdıktan sonra su kanallarının bu döşemenin hemen altından geçtiğini tespit ettik. Farklı kentlerde, değişik tiplerde bu künklerin toprak üzerinde de kullanıldığını daha öncesinde görmüştük." dedi.

Su kanallarının şehre doğru nasıl bir yol izlediği, herhangi bir çeşme veya bina ile bir araya gelip gelmediğine dair Prof. Dr. İren, incelemelerin devam ettiğini sözlerine ekledi.

Yorumlar (0)