Türkiye Antarktika'da ne yapıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada, "Nihai hedefimiz Antarktika Anlaşmalar Sistemi'nde gözlemci ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek kıtanın geleceğinde söz sahibi olmaktır." dedi. Peki, bu Antarktika macerası nereden çıktı? Beyaz Kıta'da Türkiye ne gibi faaliyetler yürütüyor?

GÜNDEM 31.12.2019, 14:22 13.01.2020, 10:38
Türkiye Antarktika'da ne yapıyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı açıklamada "Kutuplarda ülkemizin bayrağını dalgalandıran Türkiye-Antarktika bilimsel araştırma kampı da kuruldu" diyerek şu ifadeleri kullandı:

"Kamp bünyesindeki meteoroloji istasyonu faaliyete geçti ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığının deniz tabanı haritalandırması tamamlandı.

Konuyu (İngiltere Başbakanı) Boris Johnson ile de görüştüm ve belki de İngiltere ile birlikte orada bu çalışmayı daha da yaygınlaştırarak sürdüreceğiz.

Nihai hedefimiz Antarktika Anlaşmalar Sistemi'nde gözlemci ülke statüsünden danışman ülke statüsüne geçerek kıtanın geleceğinde söz sahibi olmaktır."

Bahsi geçen "Antarktika Antlaşmalar Sistemi" ve Türkiye'nin antlaşmadaki statüsü nedir?

Antarktika Antlaşmalar Sistemi'nden önce 1959 yılında imzalanan Antarktika Antlaşması'na değinmek gerekir. Türkiye'nin 1995 yılında taraf olduğu antlaşma; Antarktika’yı barış ve bilime adanmış doğal koruma alanı olarak güvence altına alıyor. Antarktika bu özelliğiyle, insanlığın ortak faydasına hizmet eden tek kara parçası ve deniz alanı olarak dikkat çekiyor. Antlaşmaya şu an hâlihazırda 53 ülke taraf.

Antlaşmayı ilk başta ABD, Arjantin, Avustralya, Belçika, Fransa, Güney Afrika, İngiltere, Japonya, Norveç, Rusya, Şili ve Yeni Zelanda olmak üzere 12 ülke imzalarken, Antlaşmaya sonradan dahil olan 29 ülke “istişari taraf” (danışman) ünvanıyla her yıl gerçekleştirilen istişare toplantılarında, kıtaya dair verilerin paylaşılması ve düzenlemelerin kararlaştırılması süreçlerinde yer alıyor. Türkiye'nin de dahil olduğu 24 ülke ise, hâlihazırda Antlaşma kapsamındaki toplantılarda “istişari olmayan taraf” (gözlemci) statüsünde boy göstermektedir. Antlaşmaya göre, Antarktika’da bilimsel üs kurulması ya da bilimsel sefer düzenlenmesi gibi geniş çaplı araştırma çalışmalarıyla kıtaya dair ne kadar ilgili olduklarını kanıtlayabilen ülkeler istişari taraf statüsü kazanabiliyor.

1959 yılında imzalanan Antarktika Antlaşması ile birlikte 1972 tarihli “Antarktik Ayı Balıklarını Koruma Sözleşmesi” (CCAS), 1980 tarihli “Deniz Canlı Kaynaklarının Korunması Hususunda Sözleşme” (CCAMLR) ve 1991 tarihli “Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü” (Madrid Protokolü) Antarktika Antlaşmalar Sistemi’ni (AAS) oluşturuyor. Bilhassa 1998'de yürürlüğe konulan Madrid Protokolü, Antarktika'nın barış ve bilime adanması ve tabi olduğu düzenlemeleri içermesi bakımından büyük önem taşıyor. 

Türkiye'nin Antarktika'da yürüttüğü faaliyetler neler?

1960’lardan bu yana Türk bilim insanları Antarktika konusunda çeşitli çalışmalar yürütüyorlar.

Karaali Kayalıkları

Bu kapsamda, Antarktika’da, Karaali Kayalıkları ve İnan Tepesi olarak geçen Prof. Dr. Atok Karaali ve Prof. Dr. Umran İnan'ın ismini taşıyan coğrafi noktalar bulunuyor.

İnan Tepesi

Günümüzde de Türk bilim insanlarının Antarktika'ya ilgisi devam ediyor ve bu kapsamda 2013 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (POLREC) kuruldu. 2016 yılında da TÜBİTAK, Antarktika Bilimsel Araştırmalar Komitesi (SCAR) üyeliğine kabul edildi.

Antarktika Araştırmaları Bilimsel Komitesi nedir?

Antarktika Araştırmaları Bilimsel Komitesi (SCAR) Şubat 1958'de, Antarktika bilimsel faaliyetlerinin uluslararası koordinasyonunu sürdürmek için kuruldu. Bu kapsamda SCAR, Antarktika bölgesinde bilimsel araştırmanın başlatılması, geliştirilmesi ve koordine edilmesinden sorumlu.

SCAR, Antarktika ve Güney Okyanusu'nun yönetimini etkileyen bilim ve koruma konularında Antarktika Antlaşması Danışma toplantıları ve diğer kuruluşlara bilimsel tavsiyelerde bulunuyor.

Şu an 44 üyesi bulunan SCAR'ın 32 asli üyesi bulunuyor. SCAR'ın aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 12 ortak üyesi var. Ayrıca, resmî verilere göre SCAR'da 9 tane uluslararası kuruluş temsil ediliyor.

Türkiye'nin Antarktika Antlaşması kapsamında "istişari taraf" statüsünü kazanmasına ve Antarktika’da bir bilimsel üs oluşturmasına ilişkin çalışmalar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın himayesinde yürütülüyor.

Türkiye'nin kutup alanına yönelik bilimsel çalışma ve faaliyetlerinin sistematik bir bütünlük içerisinde ve proje yaklaşımıyla ele alınması amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2018-2022 yıllarını kapsayan “Ulusal Kutup Bilim Programı” hazırlandı.

Bu çerçevede, 30 Ocak-7 Mart 2019 tarihleri arasında, Üçüncü Ulusal Antarktika Seferi düzenlendi. Sözkonusu sefer, tamamen Türkiye'nin imkanlarıyla gerçekleştirildi. 

Türk Bilimsel Araştırma Kampı kuruldu

Üçüncü Ulusal Antarktika Seferi'nde Antarktika'ya Bilim Üssü Kurulması Projesi’ne yönelik çalışmalar gerçekleştirildi. Türkiye, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde, İstanbul Teknik Üniversitesi Kutup Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (POLREC) koordinasyonunda yürütülen Üçüncü Ulusal Antarktika Seferi'nde beyaz kıtanın Horseshoe Adası’nda geçici bir üs olarak kullanacağı bir kamp kurarak Türk bayrağını göndere çekti. Gelişmelerden duyduğu mutluluğu dile getiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Bizim Antarktika Antlaşmalar Sistemi’nde söz sahibi olup orada kalıcı bir üs kurmamız için bu bilim seferlerinin yapılması ve orada geçici bir üs kurma faaliyetinin gerçekleştirilmesi gerekiyordu." ifadelerini kullanmıştı.

Türk Antarktika Bilim Seferi Lideri ve İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Özsoy, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Horseshoe Adası’nda 2019-2022 döneminde hizmet verecek bilimsel araştırma kampının kurulumunun tamamlandığını söyledi.

Antarktika Antlaşması'na göre, Antarktika’da bilimsel üs kurulması ya da bilimsel sefer düzenlenmesi gibi geniş çaplı araştırma çalışmalarıyla kıtaya yönelik ilgisi olduğunu kanıtlayan ülkeler istişari taraf statüsü kazanabiliyor.

Türkiye düzenlediği bu gibi faaliyetler ile istişari olmayan taraf ya da yaygın olarak bilinen gözlemci statüsünden istişari taraf (danışman) statüsüne geçerek beyaz kıtanın geleceğinde söz sahibi olmak istiyor.

Yorumlar (0)