Süleyman Soylu: "Kandil'in tepesine bayrağımızı dikeceğiz"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çanakkale'de Yedek Subay Temel Eğitim Mezuniyet Töreni'ne katıldı. 

"Göçmen gücüyle ülkelerini imar ettiler"

Çanakkale Jandarma Eğitim Merkez Komutanlığı'nda gerçekleştirilen Yedek Subay Temel Eğitim Mezuniyet Töreni'ne katılan Bakan Soylu, mezunların millet için mühim görevlerde bulunacağını aktardı.

Bu şerefli üniformayı taşıyan gençlere her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu söyleyen Soylu, şunları söyledi:

"Hepsine destek olalım. Onları yetiştiren, okullarına yollarken Ayetel Kürsilerle zırhlandıran, sınavlara girecekleri zaman onlarla heyecanlanan, onların zihninin ve ferasetinin açık olması için dualar okuyanlar... Burada ortaya koymuş olduğunuz adanmışlık ve duruş, bu millete de dünya mazlumlarına, çevremizdeki istikrardan yoksun bırakılan coğrafyaya da çok lazımdır. Sizler bu ülkenin polisi, bu ülkenin evlatları, bu ülkenin Mehmetçiği, bu ülkenin jandarması, bu ülkenin leventleri, sonucunda bu dünyadaki tüm mazlumların sigortasısınız. Çünkü bu dünyanın küresel efendileri, dünyanın gelişmişleri, dünyayı yönetenleri verdikleri sözü tutmadılar. Bizi, tarif ettikleri hiçbir hayale götürmediler. 1989 yılında Berlin Duvarı yıkıldı. Güya dünyaya umut verdiler, medeniyetlerindeki farklılıkları birleştirdiler fakat arkasından dönüp Mostar Köprüsü'nü yıktılar. Doğu ve coğrafyamızı, Müslüman alemini ötekileştirdiler. İkinci Dünya Savaşı'nda harabeye dönmüş, doğudan gelen göçmen gücüyle ülkelerini yeniden inşa ve imar ettiler."

“İnsanlık, refah ve huzur adına ne söyledilerse yalan çıktı”

Soylu, Amerika'da 51 milyon ve Almanya'da 16 milyon göçmenin yaşadığını ifade etti ve şöyle konuştu:

"Yıllarca bize hukuk dersi verdiler fakat FETÖ'den DHKP-C'ye, PKK'dan DEAŞ'a kadar desteklemedikleri hiçbir terör örgütü kalmadı. Yıllarca bize demokrasi dersi verdiler. Ülkemizden Afrika'ya, Orta Asya'ya ve Orta Doğu'ya kadar darbe tezgahlamadıkları devlet kalmadı. Yıllarca bize insanlık dersi verdiler. Ama Afrika'da sömürmedikleri yer, ırkçılık yapmadıkları millet kalmadı. Yıllarca bize medeniyet ve gelişmişlik dersi verdiler. Avrupa'da üretip doğuya satmadıkları kimyasal, sentetik uyuşturucu kalmadı. İnsanlık, refah ve huzur adına dünyaya ne dedilerse yalan çıktı. Size neden ihtiyaç var farkında mısınız? Çünkü ürettikleri kötülük de bunların kontrolünden artık çıktı. Kirli de olsa eskiden tezgahlarına hakimdiler. Kurgularına, oyunlarına hakimdiler fakat artık öyle değil. Ne göçü, ne terörü ne uyuşturucuyu ne de iç savaşları… Bunun yanında Ukrayna'daki gibi dış savaşları dahi kontrol edemiyorlar. Aklı başında bir barış ve diplomasi üretebilecekleri kabiliyetleri söz konusu değil. Dünyayı nereye sürüklediklerini Ege'de, Karadeniz'de, Akdeniz'de kurdukları tezgahların sonucunu hesaplayamıyorlar. Bugün Batı medeniyeti mızıkçı çocuklar gibi huzur bozmak dışında kendi sorunlarını doğuya yıkmak dışında bir şey düşünmüyorlar, bir şey yapamıyor ve yapmıyorlar."

Türkiye'nin güçlü ve ayakta kalmak durumunda olduğunu söyleyen Soylu, yalnızca kolluk birimleriyle değil inancıyla, çalışkanlığıyla, aile yapısıyla, ahlakıyla, öğretmeniyle, mühendisiyle, sanayiyle, üretimiyle hep beraber ayakta kalmak gerektiğini dile getirdi.

“Yerlilik ve millilik oranı yüzde 80’lere dayandı”

Türkiye'nin kendi savunma sanayi ürünlerini üretmeye başladığına dikkat çeken Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

"Yerlilik ve millilik oranımız, savunma sanayimiz yüzde 20'deydi Bugün yüzde 80'lere vardı. Bugün yeni bir harekatın hazırlığını şu an yapıyoruz. O gün Zeytin Dalı Harekatı'nda Afrin'e operasyon düzenlerken, kahraman Mehmetçiğimiz ve tüm arkadaşlarımız bu mücadeleye adanmışlık ruhuyla giderken, Batılı ülkeler ise bize ambargo uyguladılar. Sanıyorlar ki biz Afrin'de çakılıp kalacağız. Bizim savunma sanayindeki kahramanlarımızı ve mühendislerimizi hesap etmediler. Mühimmatlarımızın bittiği bilgisi gelmeden, Batının ürettiklerinden daha kalitelisini üretip, Afrin'de savaşan ve oraları terör örgütünden temizleyen kahramanlarımıza yetiştiren; Amerika'nın ve Almanya'nın savunma sanayi değil, şu göğüslerinde ay yıldızlı hilalin onurunu taşıyan Türk mühendislerimiz, evlatlarımızdı. Allah razı olsun onlardan. Bizi hiç kimseye muhtaç etmediler. Yıllarca Amerika, İsrail bize insansız hava aracı gönderecekler diye beklerken, bozulduğu zaman 'Tamir eder misiniz?' diye ricacı gözlerle bakan Türkiye'den, şu an bulunduğumuz Jandarma Genel Komutanlığının 50'nin üstündeki insansız hava aracını; Türkiye’nin terörle ve göçle mücadelesinde, Akdeniz’den Ege'ye, Cudi’den Gabar Dağı'na, Ağrı Dağı’ndan Tendürek'e kadar adım adım evlatlarımız bu mücadeleyi sergilerken hem beşik gözetleme işini yapan hem de terör örgütüne kımıldayabilecek bir yer bırakmayan anlayışını ortaya koyan da Avrupa'nın ve Amerika'nın adamları değil, şu göğüslerinde ay yıldızlı inancı taşıyan çocuklarımızdır."

Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bize terörü, LGBT'yi dayatanlara, ekonomik esaret dayatmaya gayret edenlere, bize mazluma sırt çevirmeyi, merhametsizliği, teröristle pazarlığı dayatanlara, 3-5 emanet silah buldu diye hürriyetimiz, özgürlüğümüz ve bağımsızlığınız için ve bunu çekemedikleri için Ayasofya'da ezan okunuyor diye had bildirmeye çalışanlara asla teslim olmayacağız. Bugün Türkiye, içeride PKK sorununu gündem olmaktan çıkarmıştır. Yılların emeği, tecrübesi ve mücadelesini, terörle mücadele stratejimizdeki büyük değişimle birleştirdik. Şu an Doğu ve Güneydoğu'da çok ayrı bir huzur iklimini yaşamaktayız. Cudi’de, Şırnak'ta silah sesleri değil tenis topu sesleri yükseliyor. Uluslararası tenis turnuvası gerçekleştirdik, ismine de Cudi Cup dedik. Bunu yapmamızın nedeni şudur: Kendi milletimize mesaj vermiyoruz. Binlerce mühimmatla, silahla beraber onlara yaptığı eğitim desteğiyle beraber Türkiye'nin zenginliğine, huzuruna gözünü dikmiş, Amerika’ya ve Avrupa'ya mesaj veriyoruz. Vermeye de devam edeceğiz."

“Dünyanın en başarılı göç yönetimi bizde”

Türkiye'nin güneyinde yaşanan gelişmelere de değinen Süleyman Soylu, sözlerine şöyle devam etti: 

"Güneyimizde bir terör devleti kurmak, terör koridoru oluşturmak arzusundalar. Orada bulunan insanları bizim ülkemiz başta olmak üzere sürgün edip, militan ve Batının maşası bir devlet kurmak istiyorlar. Hiçbirine izin vermiyoruz. İdlib'de ve diğer bölgelerde güvenli alanlar kuruyoruz. Yaşamı normalleştiriyoruz. Batı gibi biz, orada sömürge alanı hazırlamıyoruz. Kendi kendilerine huzuru sağlayabildikleri ve yönetebildikleri bir alanı oluşturmaya gayret ediyoruz. Hem ülkemize oralardan yeni bir göç akınını önlüyoruz hem de ülkemizdeki göçmenlerin güvenli ve onurlu geri dönüşlerini sağlamak adına güvenli bölgeler kuruyoruz. Bir taraftan kaçak göçmenleri önlemek için sınır güvenlik tedbirlerimizi en üst düzeye getiriyoruz. Diğer taraftan kaçak göçe kaynaklık eden devletlerdeki istikrarsızlığın kaldırılması için tarihimize ve medeniyetimize uyan bir rehberlik sergilemeye çalışıyoruz. Hiç kimsenin elini havada bırakmıyoruz. Sırtımızı kimseye dönmüyoruz. Kim ne derse desin dünyanın en başarılı ve stratejik göç yönetimini biz ortaya koyuyoruz. Bütün deformasyon ve fitne çabalarına rağmen bu ülke için göçü bir güce, geleceğe dönük bir katkıya dönüştürmek için de çalışıyoruz”