Marmara Denizi'nin kabusu geri dönüyor
Prof. Dr. Mustafa Sarı, geçtiğimiz seneki müsilajın olumsuz etkilerinin sürdüğünü, bu sene de müsilaj oluşumu için bütün koşulların var olduğu ifade etti.
Geçtiğimiz sene yoğun bir şekilde etkisini gösteren müsilaj hususunda uyaran Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Sarı, söz konusu tehlikenin henüz geçmediğini söyleyerek, "2021'de Türkiye olarak karşı karşıya kaldığımız en ciddi çevre felaketlerinden biri de müsilajdı. Bildiğiniz üzere, orman yangınları ve seller de meydana gelmişti. Aslına bakarsanız müsilaj, deniz sularındaki biyolojik üretimin ilk basamaklarından biri olan 'hiteplakton' olarak adlandırdığımız bitkisel organizmaların denizlerdeki kirlilik kaynakları olan fosfor, azot gibi yüklere tepki vererek aşırı şekilde çoğalması, sıcaklığın optimum düzeyde olması, deniz koşullarının da durağan olması neticesinde oluşan organik yapıya sahip bir salya. Yani adeta bir sümük, bir jel gibi kıvamda denilebilecek bir yapıda, şeffaf fakat kilometrelerce yapı meydana getirebiliyor. 30 metre dek derinliklerde ve ışıklı bölgede ürüyor.
"Haziran 2021'deki denetimler yeniden başlamalı"
Biz bu oluşumu Nisan 2021'de fark ettik. Aslında daha önce de vardı, Kasım 2020'de balıkçılar müsilajdan yana dert yanıyordu. Haziran 2021 itibarıyla önlem alınmaya başlandı. Çok şükür ki şu anda yüzeyde yok. Dip kısımlarda hala etkisi sürüyor. 2021'e kıyasla Marmara Denizi'nin 1,5 derece kadar daha soğuk olduğunu söyleyebilirim. İyi ki de öyle. Yoksa müsilaj ile karşı karşıya kalırdık. Havalar hızla ısınıyor. Dolayısıyla su da ısınacak. Tetikleyici olan tüm faktörler de oluşmuş durumda. Atık yükünü bir türlü azaltamadık. Marmara Denizi'nin orijinal yapısı halihazırda değişmedi. Sular ısındıkça müsilajla karşılaşma ihtimalimiz artar. Acilen bireysel manada yapabileceklerimizi devreye almamız gerekiyor. Denize yardım etmeliyiz. Haziran 2021'de başlatılan denetimler devam etmeli, atık yükü azaltılmalı." sözlerini sarf etti.
