Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Dünya artık eskisi gibi olmayacak” 

TRT World Forum 2021’in açılışı için video mesaj yayınlayan Erdoğan, güncel durum değerlendirmeleri yaparken aynı zamanda Avrupalı siyasetçilere de İslam düşmanlığı üzerinden yüklendi. Erdoğan, konuşmasına şu cümlelerle başladı: “TRT World Forum’un ülkemiz, bölgemiz ve dünyamız için hayırlara vesile olmasını dilerim. Yurt içi ve dışından Forum’a katılacak medya, siyaset ve bilim insanlarına da şükranlarımı sunarım. Dünya genelinde tüm toplumlar bir süredir sosyal, ekonomik, siyasi ve beşeri boyutları büyük olan sağlık krizi ile mücadele ediyor. Yaklaşık 2 senedir hayatımızda olan koronavirüs salgınının etkisini yitirmeye başladığı bugünlerde gündemimizi işgal etmeye de devam ettiğini görüyoruz. Ne yazık ki bu salgının artçı sarsıntılarını ekonomi ile birlikte pek çok alanda görüyoruz. Tüm bunların normale dönmesi elbette ki zaman alacaktır.” 

“Dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” 

Erdoğan: “Salgın boyunca yaşadıklarımız bize gösterdi ki dünyada artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Son 2 sene boyunca bireylerin ve toplumların küresel siyasete yaklaşımları kökten değişti. İlerleyen günlerde bu değişimler katlanarak artacak. Dünyada adalet ve barışı sağlamakla görevli olan kurumların bu süre zarfında sınıfta kaldığına da şahit olduk. Paradokslar, küresel sistemde daha önce hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıktı. Özellikle refah bakımında dünya sıralamasında iyi konumlarda olan ülkelerin sosyal yardım ve sağlık bakımından ne denli kırılgan olduğunu gördük. Yoksul ve az gelişmiş ülkeler ise bu süre zarfında kaderlerine terk edildi. Tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşandı. Ekonomik sıkıntılarla birlikte Avrupa ülkeleri de nefret suçlarının başkenti oldu.” 



“Sosyal devlet kavramı büyük yara aldı” 

Erdoğan: “Sosyal devlet kavramı pandemi döneminde büyük yara aldı. Gelir adaletsizliği daha da kötü boyutlara ulaştı. İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığı ise yeniden alevlendi. Nitekim bunlar, buzdağının yalnızca görünen kısmı. Bizleri, vatandaşlarımızı ve tüm insanlığı bekleyen tehditler ortaya çıkıyor. Avrupalı siyasetçiler, toplumu tıpkı bir kanser hücresi gibi saran İslam düşmanlığı ile mücadele etmeyip bu durumu siyasi ranta çevirmek ve oy devşirmek için kullanıyor. Uzun zamandır bu tehditlere vurgu yapan bir siyasetçi olarak şahit olduğumuz karşısında oldukça endişeliyiz. Adaleti tesis etmek ve küresel barışı sağlamak yolunda tarihi bir fırsatın heba edildiğini görmekten üzüntü duyuyoruz. Her şeyin ötesinde biz insanlar, büyük bir aileyiz. Bu yüzden de özellikle salgın döneminde dayanışma içinde olmalıyız. Dünya genelinde 5 milyon kadar ölüm yaratan bu salgın boyunca sağlık hizmetlerimizi paylaşmalıyız. Bu ölümlerin ortaya çıkmasının en önemli sebebi, güçlünün korunması, sömürünün teşvik edilmesi, bencillik ve hırstır.” 

“BM’nin reform ihtiyacı göz ardı edilemez” 

Erdoğan: “Birinci Dünya Savaşı sonrasında temelleri atılan ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında da tahkim edilen Birleşmiş Milletler sistemi, artık adalet ve istikrarı koruyamamaktadır. İslam dünyasının söz hakkı olmadığı; Latin Amerika, Afrika ve Güney Asya’nın taleplerinin görmemezlikten gelindiği ve gücün yalnızca 5 büyük ülkeye verildiği bu sistemin mevcut yapısıyla devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlardaki reform ihtiyacı göz ardı edilemez. Biz, Türkiye olarak, reform ihtiyacını senelerdir ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ diyerek duyurmaya çalışıyoruz. Bu konudaki somut teklifimizi de geçtiğimiz günlerde yayınladığımız ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ kitabımızda hem milletimiz hem de dünya ile paylaştık. Böylece, mevcut sistemi yalnızca eleştirmek yerine temsil konusunda adaletin bulunmadığı ve veto imtiyazının da kabul edilmediği bir Birleşmiş Milletler topluluğu için kapsamlı, ilkeli, uygulanabilir ve stratejik bir model sunduk.” 



“Ülkemizin çabalarının görülmesi bizi memnun etti” 

Erdoğan: “Bizler, sadece eleştirmekten yana olmadığımızı, çözüm önerileri sunarak gösterdik. 76’ncı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında yapılan görüşmeler ile ülkemizin bu çabalarının karşılık bulduğunu ve görüldüğünü fark etmek de bizi memnun etti. Tüm mağdur ve mazlumların adına yürüttüğümüz bu mücadeleyi yukarılara taşımak konusunda oldukça kararlıyız. İnsan merkezli, hakkaniyet ve adalet öncelikli, güçlünün haklı olduğu değil de haklının güçlü olduğu küresel bir düzen kurulana kadar da bu yolda ilerlemeye ve mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. ‘Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak’ konulu TRT World Forum’da yapılacak olan tartışmaların da bu hedefler doğrultusunda yeni ufuklar açacağına inanıyorum.”