Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta BM Genel Kurulu'na hitap etti.

Koronavirüs pandemisi

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları, şu şekilde:

"On milyonlarca insanın COVID-19'un pençesinde kıvrandığı bir dönemde, aşı milliyetçiliğinin halihazırda sürdürülüyor olması, insanlık adına utanç vericidir. Yerli aşımız TURKOVAC’ı yakın bir dönemde milletimizle birlikte tüm insanlığın istifadesine sunacağımızı belirtmek istiyorum.

Göç sorunu

Uluslararası camia bir 10 sene daha Suriye krizinin sürmesine müsaade edemez. Bölgedeki terör örgütleri arasında ayrım yapılması, bunların taşeron olarak kullanılması asla kabul edilemez. Suriye krizinde insanlığın onurunu kurtaran bir ülke olarak, artık yeni göç dalgalarını karşılamaya ne tahammülümüz ne de imkanımız vardır. 

Kıbrıs

Kıbrıs meselesinde kalıcı, adil ve sürdürülebilir çözüm, sadece netice odaklı, gerçekçi bir yaklaşımla mümkündür. BM'nin eşit olarak kabul ettiği Ada'daki iki halktan birinin lideri sizlere burada hitap edebilirken, diğer liderin bu mecrada sesini duyuramaması adil değildir. Çözüm için Ada'nın asli unsurlarından biri olan Kıbrıs Türk halkının eşit uluslararası statüsünün ve egemen eşitliğinin tescil edilmesi gerekiyor. 

Filistin ve Doğu Akdeniz

Filistin-İsrail ihtilafında barış süreci ve iki devletli çözüm vizyonu, daha fazla geç kalınmadan tekrar canlandırılmalıdır. Doğu Akdeniz'de en uzun kıyıya sahip olan ülkemizi bölgede yok sayan anlayıştan bir an evvel vazgeçilmesi elzemdir.

Afganistan

Siyasi süreçten ayrı olarak Afganistan'ın istikrar ve barışa gereksinimi var. Türkiye olarak bu zor dönemde Afgan halkına karşı kardeşlik görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz.

Uygur Türkleri

Çin'in toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde Müslüman Uygur Türklerinin temel haklarının korunması konusunda daha çok gayret sarf edilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Azerbaycan

Azerbaycan, meşru müdafaa hakkını kullanarak, Güvenlik Konseyi'nin senelerdir uygulanmayan kararlarına husus olan öz topraklarındaki işgali son bulmuştur. Bu gelişme, bölgede, kalıcı barış adına yeni fırsat pencerelerinin açılmasına da olanak sağlamıştır.

İklim değişikliği

Her fırsatta ifade ettiğimiz 'Dünya 5'ten büyüktür.' tespitini, iklim değişikliği konusunda da yineliyoruz. Yeryüzüne en çok kim zararı verdiyse, doğal kaynakları kim vahşi bir şekilde sömürdüyse, iklim değişikliğiyle mücadeleye en büyük katkıyı da onlar yapmak durumundadır. Paris İklim Anlaşması'nı, yapıcı adımlara uygun bir biçimde ve ulusal katkı beyanımız kapsamında, önümüzdeki ay TBMM'nin onayına sunmayı planlıyoruz. Küresel hiçbir probleme, çağrıya, krize kayıtsız kalmayan Türkiye, çevrenin korunması ve iklim değişikliği konularında da üzerine düşenleri yapacaktır."