Bahçeli: Toplumsal huzuru bozanlar sınır dışı edilmeli

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli toplumun huzurunu kaçıran ve Türkiye’de geçici koruma statüsü ile bulunan insanların gözlerinin yaşına bakılmadan sınır dışı edilmesi gerektiğini vurguladı. Rusya ve Ukrayna arasındaki barışın Türkiye’nin de dahil olduğu görüşmelerle mümkün olabileceğini dile getiren Bahçeli Millet İttifakı hakkında da açıklamalarda bulunarak henüz adaylarını bile seçemediklerinin altını çizdi.

GÜNDEM 19.04.2022, 11:27 19.04.2022, 17:53
Bahçeli: Toplumsal huzuru bozanlar sınır dışı edilmeli

Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Gündemde yer alan sığınmacı sorunları hakkında değerlendirmelerde bulunan Bahçeli sığınmacı sorununun istismara yer verilmeden çözülmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin kimsenin elinde oyuncak olamayacağını vurgulayan Bahçeli Türkiye’de geçici koruma statüsünde bulunan ve toplum huzurunu ve asayişi bozan kişilerin gözlerinin yaşına bakılmadan sınır dışı edilmesi gerektiğini vurguladı.

İnsanların yarısı eşitsizliğin hüküm sürdüğü ülkelerde yaşamaya mahkum

Küresel ekonomik faaliyetlerin tarihin hiçbir döneminde bu kadar gelişmediğinin altını çizen Bahçeli aynı şekilde ekonomik yaptırımların da tarihin hiçbir döneminde bu kadar tehlikeli bir eşiğe gelmediğini ifade etti. Gelir dağılımı hakkında da açıklamalarda bulunan Bahçeli yeryüzünde yer alan insanların yaklaşık yarısının eşitsizliğin hüküm sürdüğü ülkelerde yaşamaya mahkum olduklarını belirtti.

“İsrail'i haksız hukuksuz saldırılarından vazgeçmeye davet ediyorum”

İsrail güvenlik güçlerinin bu Ramazan’da da Filistin üzerine ve Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdikleri saldırıları kınıyorum. Buranın tarihi statüsüne verilmeye çalışılan zarar kabul edilemez bir ilkelliktir. Çıkan olaylarda yaşamlarını yitiren insanlara rahmet diliyor ve yaralı olan kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum. İsrail güvenlik güçlerinin haksız ve hukuksuz bir şekilde gerçekleştirdiği bu saldırıların da son bulması gerektiğini dile getiriyorum.

“Göçmen sayısı 300 milyonu buldu”

Birçok mülteci ve göçmen denizlerde boğularak balıklara yem olmakta. Görülen ve gösterilmek istenen birbirinden oldukça farklıdır. Dünya üzerinden evinden ayrılarak rotası başka ülkelere kıran ve buralarda kendine yeni bir hayat kurmaya çalışan göçmen sayısı yaklaşık olarak 300 milyonu bulmuştur. Savaş ve zulümden kaçan insanların sayısı da dünya üzerinde 80 milyona kadar dayanmıştır.

“Türk milleti tarih boyunca her daim mazlumların yanında yer almıştır”

Bize göre Türkiye’nin güvenliği ve egemenliği düzensiz göçlerin durumuyla ve kontrol dışı olarak gerçekleşen akıntıyla hem yakından hem de ters orantılı şekilde ilişkilidir. Bu sorun istismarlara yer vermeden akılcı, insancıl ve vicdanlı bir şekilde el birliği ile çözüme kavuşturulması gerekir. Bu milli bir sorumluluk olarak görülmelidir. Türk milleti tarih boyunca her daim mazlumların yanında yer almıştır. Soframızdaki ekmeğin az ya da çok olmasına bakılmadan soframız her daim bu insanlara açılmıştır. Bu durumu kıskanan ve çekemeyenler kendi işlerine bakabilirler. Düzensiz göçün ve sığınmacı sorununun kavranmasının yanı sıra stratejik akıl kuralları ve milli çıkarlarımız ile uyumlu olacak şekilde çözülmesi gerekir.

Duygusallıkların neden olduğu nefret ve öfke nöbetleri kötü sonuçların yaşanmasına neden olabilir. Kötü niyetli insanlar ya bilerek ya da farkından olmadan küçücük bir kıvılcımın nelere yol açabileceğini göz ardı ederek toplumsal eylemlere kalkışıyorlar. Bağcılar’da yaşayan bir densizin sokak ortasına sandalye koyarak oturması bile altta yatan gerginliğin hemen gün yüzüne çıkmasına neden olmuş ve ülke gündemini uzun süre meşgul etmiştir.

“Toplumun huzurunu ve asayişi bozan kişiler gözlerinin yaşına bakılmadan sınır dışı edilmelidir”

Türkiye’de geçici koruma statüsü ile bulunan ancak toplumun huzurunu ve asayişi bozan kişiler gözlerinin yaşına bakılmadan sınır dışı edilmelidir. Türkiye herhangi birinin elinde oyuncak olacak bir ülke değildir. Düzensiz yaşanan göçler adı konmamış bir istiladır. Ağır şartların ortadan kalkması durumunda buraya gelen mültecilerin geri gönderilmesi üzerine çalışmak bizim önceliğimiz arasında yer alıyor. Misafirlerin ve misafirliğin süresi sınırlıdır. Özellikle önümüzdeki bayram döneminde ülkelerine gidebilen Suriyelilerin tekrar dönmesine lüzum yoktur.

“Savaşın sona ermesi için uğraşmayanlar dökülen kanlarda pay sahibidir”

Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleştirilen görüşmelerden bir sonuç çıkmaması krizin iyice derinleşmesine neden olmaktadır. Türkiye böyle bir durumda sabırlı ve istikrarlı bir şekilde yeniden barış ortamının kurulmasına adına çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye’nin dahil olmadığı bir durumda her iki ülkenin de ateşkese yanaşması imkansız olmasa da çok zor olduğu görülmektedir.

Rusya ve Ukrayna arasına yaşanan savaşın sona ermesi için mücadele içine bulunmayan ve savaşın uzamasına neden olan her ülke dökülen kanlarda ve can kayıplarında pay sahibidir. Rusya geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri’ne nota verdi. Birleşik Krallık Başbakanı’nın da aralarında yer aldığı 13 kişiye yaptırım kararı aldı. İnsan haklarının yok sayılması bunların umurunda değil.

“Gülen’in ölümü gerçekleşmeden Türk mahkemelerine çıkarak hafızalardan asla yok olmayacak ihanetin bedelini verecektir”

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı 12 Nisan 2022 tarihinde hazırlanan insanlık raporunu paylaştı. Bize göre bu rapor sararmış bir kağıt parçasından oluşan bir müsveddedir ve Türkiye bu raporda hücuma uğramıştır. Sözde Amerika Birleşik Devletleri sütten çıkmış ak kaşık gibi insan hakları sevdalısı olarak betimlenmiştir. Bize göre hazırlanan bu rapor bir FETÖ komplosudur. 2021 yılı için hazırlanan bu rapor bizim için yok hükmündedir. Bu raporu kınıyoruz. ABD Başkanı Joe Biden’ın geçtiğimiz hafta şuursuzca ve pervasızca uzattığı el teröristler tarafından uzaktan da olsa öpülmüştür. Terörün kökü kazınacaktır. Gülen’in ölümü gerçekleşmeden Türk mahkemelerine çıkarak hafızalardan asla yok olmayacak ihanetin bedelini verecektir.

“Duvara toslayacaklar”

İttifak içinde yeni bir ittifakın yaşanmasına yönelik tercihler polemiklerin yaşanmasına neden olmuştur. Bunların birbirlerine güvenleri bulunmuyor. Daha düne kadar bir ittifak altında seçilmeye garanti gözü ile bakıp milletvekili dağılımından yararlanmayı düşünen partiler şu an ne yapacaklarını şaşırmış haldedir. PKK zillet ittifakının demirini oluşturuyor. FETÖ ise bu ittifakın çimentosunu oluşturuyor. Altı artı bir olarak kurulan ve 24 Nisan’da yeni bir toplantı gerçekleştirilecek olan masa çatlaklarla doludur. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu farklı senaryoların yer aldığı 8 farklı ittifak çalışması yaptığını açıklamıştır. Değil 8 isterse 18 ya da 28 tane seçenek olsa da toplaşarak fal açtırsalar da nafile. Duvara toslayacaklardır.

“Mevsimlik siyaset yapıyorlar. Adayları bile belli değil”

Şu an zillet ittifakı köşeye sıkışmış durumda ve her bibi kendi derdinin peşine düştü. 7 partinin sadece parlamenter sistem dolayısıyla bir araya geldikleri ve mevsimlik siyasete başvurdukları çok açık bir şekilde görülüyor. Zillet ittifakı daha adayına bile karar veremedi. Bu ittifak bulmaca içinde bir bulmaca gibidir. Buradan zillet ittifakına sesleniyorum. Kimi aday olarak gösterirseniz gösterin, ister Demirbaş’ı isterseniz Osman Kavala’yı sonuçta bir değişiklik olmayacak.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılığının 102’nci yıl dönümünü de şimdiden kutluyorum. Sevgili çocuklarımızın 23 Nisan ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı da tebrik ediyorum.

Yorumlar (0)