Adalet Bakanı Gül: Hukuk birikimimizle sivil bir anayasa yapabiliriz

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “hukuk devleti”yle “kanun devleti”ni değil, hukukun evrensel standardını koruyan, insan haklarına dayanan ve hukukun evrensel standartlarını geliştiren bir devleti kastettiklerini söyleyerek, “Bir hukukçunun mesleki kalitesi de yalnızca kanunu uygulama kabiliyetine göre değerlendirilmemelidir.” dedi.

GÜNDEM 25.10.2021, 16:21 26.10.2021, 09:48
Adalet Bakanı Gül: Hukuk birikimimizle sivil bir anayasa yapabiliriz

Abdulhamit Gül, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde TTK, Türkiye Adalet Akademisi ve TBB’nin düzenlediği Türk Hukuk Tarihi Sempozyumu’nun açılışında yapmış olduğu konuşmada hukukun, sosyolojisiyle, felsefesiyle, tarihiyle ve diğer unsurlarıyla kapsamlı bir disiplin olduğunu söyledi.

Hukukun sadece bir bilim değil, aynı zamanda kurallar bütünü itibarıyla da tarihi süreci içerdiğini söyleyen Gül, hukukun özünün evrensel kurallar, toplumların kendi tecrübeleri gibi hususlarla yaşanan gelişmeler ışığında şekillendiğini kaydetti.

Gül, hukukun inşasının yalnızca günü ait olan ihtiyaçların giderilmesi hususunu değil, öncesinde yapılan sonuç alınamayan veya alınmış uygulamaların da tespit edilmesini içerisinde barındırdığının altını çizdi.

Hukukun, dünden yarına hareket eden bir dinamizmle geleceğe ışık tutabilmesi maksadıyla mevzuat kalıplarının çok ötesine gidilmesi hususunda bir yarar olduğunu ifade eden Gül, hukukun kanun ile eş değer bir durum olmadığının da altını çizdi.

Gül sözlerine şöyle devam etti:

Hukuk devletinden söz ederken bir kanun devletini demediğimiz, hukukun evrensel standartlarını ve insan haklarını koruyan ve geliştiren devleti kastettiğimiz gayet açıktır. Bir hukukçunun mesleki anlamda kalitesi yalnızca kanunu uygulama kapasitesine göre ölçülmemelidir. Kanunların bizatihi uygulanması hukukun yaşama geçirilmesi hususunda mühim bir araçtır ancak bir hukukçu kimliği inşası bundan çok daha ötesine sahiptir ve çok daha fazlasını gerektirmektedir.

Kaliteli ve iyi bir hukukçu olmanın yolunun, hukuk teorisi, hukuk mantığı, hukuk sosyolojisi, hukuk felsefesi ve hukuk tarihine iyice vakıf olmaktan geçtiğini söyleyen Gül, hukukçu kimliğinin olgulara, olaylara bütüncül bir yaklaşım içerisinde bakmayı, teori ve pratiği ortaya koymayı gerektirdiğine işaret etti.

Demokratik, sivil ve özgürlükçü ibr anayasa yapma olanağı vardır

Bakan Gül, hukuk tarihinin ise hukukun dinamizmini öğrettiğini, hukukun inşasına ilişkin önemli veriler ortaya koyduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Kanun-i Esasi’nin 1876 gibi çok da geç olmayan bir tarihte ortaya çıktığını görüyoruz. 1921 Anayasa’sının 100’üncü senesindeyiz. Bakıldığı zaman azımsanmayacak bir birikim vardır ortada. Bu birikimle, demokratik, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapma olanağı vardır. Hukuk tarihi bu açıdan bizlere hukuk inşasına ilişkin birikim olanağı vermektedir.”

Yorumlar (0)