Türk ekonomisinde son gelişmeler: faiz indirimi, büyüme ve enflasyon

Türkiye'de enflasyon hızla düştü ancak ekonomi dışsal şoklara karşı savunmasız kalıyor.

EKONOMİ 02.11.2019, 12:13 02.11.2019, 13:40
Türk ekonomisinde son gelişmeler: faiz indirimi, büyüme ve enflasyon

Recep Tayyip Erdoğan, bir zamanlar yüksek faiz oranlarını “tüm kötülüğün anası” olarak nitelendirmişti. Erdoğan, dört ay önce faiz oranlarını düşürmeyi reddettiği için Uysal'dan önceki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB)  başkanını işten çıkardı ve ardından Murat Uysal göreve geldi. Uysal ise göreve geldiğinden beri üç kez faiz indirimine gitti ve toplam düşüş kümülatif olarak yüzde 10.  

Uzmanlara göre, geçen sene uygulanan agresif sıkı para politikasından sonra, şimdiki gevşek para politikası mantıklı bir strateji. 

Enflasyon tek haneli rakamlara döndü!

Enflasyon geçen senenin sonbaharında yüzde 25'i geçtikten sonra tek haneli rakamlara geri döndü. Türk lirası (TL), yerel fiyatları yukarı çeken bir dövüşten kısmen de olsa sıyrılabildi. Ekim ayının başlarında, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Barış Pınar Harekâtı'na tepki olarak, Türkiye'yi yaptırımlarla tehdit etti. Türk Lirası bir süre kötü zamanlar yaşadı, ancak 17 Ekim’de ABD ile ateşkes anlaşması imzaladıktan sonra TL'de iyileşmeler gözlemlendi. Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanları benzer bir anlaşma imzaladıklarında TL daha da güçlendi. Tüm bu gelişmeler, TCMB'ye, en son yapılan faiz indirimi için olanak sağladı.

Zayıf kredi büyümesi

Türkiye, büyük çabalar sarf ederek yılın başında gözlemlenen durgunluktan çıktı, ancak kredi büyümesi hala zayıf. Yüksek bir döviz borcu içinde olan şirketler borç alamıyordu ve 20 milyar dolar değerinde sorunlu kredileri olan bankalar borç vermek konusunda isteksiz davranıyordu. Koç Üniversitesi'nden Selva Demiralp, para politikasının tek başına ekonomiyi düzeltemeyeceğini, Türkiye'nin önce sorunlu krediler sorununa bir çözüm bulması gerektiğini belirtiyor. Hükûmet, Eylül ayında, bankalara toplam 46 milyar liralık (yaklaşık 8 milyar dolara denk) borcun batık kredi olarak yeniden sınıflandırmalarını emretti. Ancak, bankaların bu kredileri bilançolarından nasıl alacağına dair şüpheler devam ediyor.

Ekonomi dışsal şoklara karşı savunmasız

29 Ekim’de, ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye’ye silah satışlarını sınırlandırmak, ülkeye Rusya’dan füze savunma sistemi satın alınması hakkında yaptırım uygulamak ve Erdoğan’ın varlığını araştırmak için oy kullandı. Yaptırımlar paketi yasalaşmayacak gibi görünse de, Türkiye ABD ilişkileri son yılların en kötü zamanlarını yaşıyor.

Bir başka endişe kaynağı da New York’ta incelemesi süren, bir Türk devlet bankası olan Halkbank'ın İran'a karşı Amerikan yaptırımlarını engelleyip engellemediği hakkındaki soruşturma. 15 Ekim'de yapılan bir iddianamede savcılar, üst düzey Türk yetkililerin planın devam etmesini sağlamak için milyonlarca dolar rüşvet aldığını iddia ediyor. Operasyonda rol yapmaktan suçlu bulunan eski bir Halkbank yöneticisi bu yaz iki yıl hapis cezası sonrasında Türkiye'ye döndü. 21 Ekim'de İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (Borsa İstanbul) başkanlığına atandı.

Faizler daha da düşerse...

Türkiye bu yıl yüzde 0,5 ve 2020 senesinde ise yüzde 5 büyüme bekliyor. Bu hedef doğrultusunda faiz oranları daha da azalırsa, ülke başka bir döviz krizi riskiyle karşı karşıya kalabilir. TCMB, lirayı yükseltmek için milyarlarca dolar rezervini çoktan gözden çıkardı. Türkiye, para birimini yaptırımlar veya küresel faiz oranlarının yükselmesi gibi durumlar karşısında savunmak için artık herhangi bir araca sahip olamayabilir. 

Döviz mevduatlarında artış

Uzmanlar, Türkler'in güvenlik için dolara kaçtığını bildirdi: Türk bankalarında döviz mevduatı artış gözlemlendi.

Merkez Bankası bağımsız mı?

Uzmanlar, tam bu noktada, eski bir tarışma konusu olan merkez bankalarının bağımsızlığı üzerinde duruyor. TCMB'nin bağımsız hareket edemediğini belirten uzmanlar, bunun para politikası yapıcılarının işlerinini zorlaştırdığını belirtiyor. Eski bir bankacı olan Kerim Rota, “Kredibilite sorunları var” diyor. Faiz oranlarının enflasyonu kontrol etmek için piyasa merkez bankasının yetkili olduğuna inandığından daha yüksek olması gerekeceğini söylüyor. Ancak şimdi kimse, Erdoğan söylemediği sürece faizlerin yükselebileceğini düşünmüyor.

Yorumlar (0)