Stajyer öğrenciler işçi mi?

Ülkemizde işsizlik ve güvencesiz istihdamın oldukça arttığı son dönemde aileler ve öğrenciler artık ortaöğretimden itibaren istihdam edilme şansını düşünerek tercih yapmaya başlıyor. Bu durum Mesleki ve Teknik Eğitim Liselerini daha da çok tercih edilen liseler haline getirirken Ordu Üniversitesi’nden Sebiha Kablay başka bir soru soruyor: MTEK Liselerindeki stajyer öğrenciler işçileşiyor mu?

EĞİTİM 29.11.2019, 17:13 30.11.2019, 17:38
Stajyer öğrenciler işçi mi?

16.Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi kapsamında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirilen 47’inci oturumda bildirisini sunan Ordu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Öğretim Üyesi Sebiha Kablay sunumun başında önemli veriler gösteriyor. Kablay’ın işaret ettiği 2018 verilerine göre toplam 54 alanda 199 programla eğitim veren Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde 1 milyon 987 bin öğrenci eğitim alıyor. Sağlık, Turizm, Spor, Güzel Sanatlar ve benzeri pek çok alanda eğitim veren bu liselere ayrılan bütçe ise 2015-17 arasında iki katına çıkıyor.

2013-2018 arasında toplam bütçe 6,32 milyar TL’den 12,5 milyar TL’ye çıkarken öğrenci başına düşen bütçe de 3 bin 916 TL’den 7 bin 609 TL’ye çıkıyor.



Mesleki Liseleri neden var?

Bu liseler kişiye bir mesleğin incelikleriyle öğretilmesi niyetiyle açılmış, ara eleman yetiştirme, istihdamı kolaylaştırma gibi temel ve önemli hedefleri olan eğitim kurumları olarak tanımlanıyor. Kablay’a göre oldukça fazla öğrenci sayısıyla dikkat çeken bu liselerle ilgili son dönemde görülen en büyük sorunlardan biri de sadece diploma için gidenlerin sayısındaki artış ve öğrencilerin isteyerek değil zorunda kaldığı için bu liseleri seçmek zorunda kalması.                                                                                                                      

Neden tercih ediliyor?

Peki 5 milyon 600 bin öğrencinin bulunduğu ortaöğretimde öğrenci sayısının yüzde 35’ini oluşturan Mesleki ve Teknik Eğitim liselerini öğrenciler neden tercih ediyor?

Bu noktada Kablay’ın araştırmasına göre temelde karşımıza iki sebep çıkıyor. Bunların ilki meslek edinmek ve bir diğeri erkenden emek piyasalarına katılmak olarak karşımıza çıkıyor. İkinci amaca yönelik en çok tercih edilen liseler turizm otelcilik meslek liseleri ve sağlık meslek liseleri iken öğrenciler arasında oldukça yaygın olan bir durum da akrabalık ilişkileriyle okul seçimi olarak kaydediliyor. Kısaca aileler orada okuyan bir büyük abla, abi ya da kuzen varsa çocuklarını bu okullara yollamaya daha meyilli hale geliyor. En çok da sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin çocukları tarafından tercih edilen bu liselerde puanlar düşük seyrettiği için zorunlu yerleşme de oldukça fazla görülüyor. Fakat tercihlerin bir başka boyutu bu öğrenciler istihdama katıldığı noktada somutlanıyor. Zorunlu olarak bu liselere giden öğrencilerin ileride mesleğe devam etme oranı oldukça düşük seyrediyor. Mezunların bir kısmı yükseköğretimde farklı bir alan tercihi yapıyor ya da istihdama dâhil olabilmek için yükseköğretime devam ediyor.


Bunun yanında meslek liselerine ayrılan bütçe bu kadar artarken 3656 okulun 774’ü döner sermayeli okul olarak kaydediliyor. 1 milyon TL üstünde gelir elde eden okulların sayısı 54’ken hiçbir gelir elde edemeyen 131 okul bulunuyor.



Okulların toplam geliri 2017 yılı itibariyle 217 milyon 197 bin 959 TL iken bunların her biri yaklaşık 48 milyon faaliyet geliriyle Konaklama ve Seyahat Hizmetleri Alanı, Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Alanı ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı sağlıyor. Toplamda bu üç alandan elde edilen gelir 144 milyon TL’ye karşılık gelirken toplam gelirin yüzde 66’lık kısmına tekabül ediyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye’de Meslekî ve Teknik Eğitimin Görünümü raporunda geçen ifadeyle döner sermaye belli okullarda öğrencilere çıktı odaklı verilen eğitim vasıtasıyla yapılan üretim ve hizmetlerden bu kapsamda sağlanan gelirleri temsil ediyor.

Stajyer ve işçi arasındaki fark

İşte bu noktada da bu okullarda eğitimi daha nitelikli hale getirmeye çalışan ve çıktı odaklı uygulamalı eğitimin bir gerekliliği olan zorunlu ve gönüllü stajlar Kablay tarafından dile getiriliyor. Kablay’ın bildirisinde ifade ettiği üzere staj mesleki bilgi, görgü, beceri, tutum ve davranışların geliştirilmesi ve tamamlayıcı bir eğitim faaliyeti olarak görülürken staj yapan öğrenci stajyer olarak tanımlanıyor. Temel amacı örgün eğitimde öğrenilmiş bilgilerin sahada uygulanarak mesleğe ilişkin beceri ve pratik kazanmak olarak belirleniyor.

İşçi ise en genel tanımıyla temel odağı iş görme yahut mal/hizmet üretimi olan kişi olarak tanımlanıyor. 4857 sayılı İş Kanuna tabi olan işçinin hukukî statüsü stajyerlerde 3308 sayılı Meslek Eğitim Kanununa tabi ve stajyerler İş Sözleşmesi ile çalıştırılamıyor.


İşçiler tam ya da kısmi zamanlı olarak çalıştırılırken stajyerler haftada 2-3 gün yaz döneminde 36-40 iş günü ya da 4,5 ay gibi dönemlerde çalışabiliyor. Stajyerlerin kanunî güvenceleri kısmî sigortalar, asgari ücretin yüzde 50’si üzerinden ödenen primler veyahut İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortaları ile sağlanırken ücretleri de değişiyor. Sosyal ücret olarak tanımlanan bu miktar asgari ücretin yüzde 30’u kimi durumlarda da yüzde 60’ı olarak belirleniyor.

Kablay’ın bir grup meslek lisesi öğrencisiyle yaptığı görüşmeler ise hem okul hem işyerlerinde stajyerlerin deneyimledikleri çalışma süreleri, çalışma koşulları, yetkinliği olmayan işlerde çalıştırılmaları, ucuz işgücü olarak görülmeleri, meslek hastalıklarına yakalanma oranlarındaki yükseliş ile stajyerlerin amaçları dışında kullanılmaya başlandığını ve işçileştiğini ifade ediyor.

Dikkat çeken görüşmeler arasında henüz yetkin olmadığı uygulamaları yapmak zorunda kalan sağlık meslek lisesi öğrencileri, uzun süreler çalışmak zorunda kalan turizm stajyerleri, ücretlerine el koyan okullara dava açmak zorunda kalan öğrenciler konunun vahametini arttırıyor. Kablay bu noktada yoğun bir şekilde üretim sürecine dâhil olan “Turizm ve Otelcilik” alanında stajyerlerin ücretlerinin, çalışma koşullarının tekrar düzenlenmesi, denetimin artırılması yönünde yapıyor.

Araştırmaya katılan bir öğretmenin ifade ettiği üzere meslek lisesi eğitiminin zorunlu olarak bu liselere kayıt olup sonrasında eğitime devam etmeyecek olanlar için oldukça maliyetli bir alt yapı ve eğitim harcaması olduğuna dikkat çekiliyor. Bildiride öğrencileri istihdam olanakları da kısıtlı olan bu liselere zorlamak yerine düz lise kontenjanlarının artırılması gerekliliği vurgulanıyor.


Habernediyor.com / Umur Gerenli

Yorumlar (0)