ABD ve İngiltere'den Çin'e "Hong Kong" eleştirisi: Sözünüzü tutun!

1997 yılında Çin'e devredilen Hong Kong bölgesinin, son yıllarda özerkliğini kaybetmeye başladığına dair eleştiriler yapılıyordu. Konuya ilişkin mesajlar paylaşan ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Çin yönetimini eleştirdi. Hong Kong'da yaşayan kişilerin temel haklarından mahrum bırakıldığını bildiren Blinken ile Johnson, "Çin hükümeti, verdiği sözleri son yıllarda tutmuyor." görüşünü savundu.

DÜNYA 01.07.2022, 18:23 01.07.2022, 18:52 Hakan Öksüz
ABD ve İngiltere'den Çin'e "Hong Kong" eleştirisi: Sözünüzü tutun!

İngiltere'nin, Hong Kong Özel İdari Bölgesi'ni Çin'e devretmesinin üzerinden tam 25 yıl geçti. Çin halkı, Hong Kong'un ülkeye dâhil edilişinin 25'inci yıl dönümünü kutluyor. İngiltere ve ABD cephesi ise aradan geçen 25 yılın ardından Hong Kong'un yönetim biçiminden memnun kalmışa benzemiyor.

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Hong Kong'un Çin'e devredilmesinin yıl dönümü ile ilgili Twitter'dan mesajlar paylaştı. Yayımlanan mesajlarda, "Çin hükümeti, Hong Kong bölgesinin demokratik ve özerk bir yönetime sahip olacağına ilişkin verdiği sözleri tutmadı. Aradan geçen yıllar içinde özerk yapı zayıfladı." ifadelerine yer verildi.

Anthony Blinken: "Özgür medya ve temel insani haklar görmezden gelindi"

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Hong Kong'un Çin'e devredildiği dönemde kendilerine "tek ülke, iki sistem" anlayışı ile bölgenin yönetileceği sözünün verildiğini hatırlattı. Buna rağmen hem Pekin hem de Hong Kong yönetiminin zaman içinde bu anlayıştan koptuğunu kaydeden Blinken, "Özgür medya, temel insani haklar ve halkın yönetime demokratik olarak katılımı görmezden gelindi." değerlendirmesinde bulundu.

"Protestocuları 'yabancı güçlerin maşası' olarak gördüler"

Hong Kong'da yaşayan insanların taleplerinin dikkate alınmadığını bildiren Blinken, "Halkın özgürlükleri kısıtlandı. Hong Kong'un özerkliği, Pekin yönetiminin gölgesinde kaldı. Yıllar geçtikçe Pekin tarafından yönetilen bir bölgeye dönüştü. Bu süreçte muhalifler cezaevlerine atılarak susturuldu. Müzeler ve sanat eserlerine zarar verildi. Seçimlerin ertelenmesi ve demokratik kurumların altının boşaltılması ise en tehlikelisiydi. Protesto için sokağa çıkan insanları 'yabancı güçlerin maşası' olarak gördüler. Sonuç olarak Hong Kong'da yaşayan kişilerin haklarını ellerinden aldılar." ifadelerini kullandı.

Boris Johnson: "Son yıllarda işler tersine döndü"

Hong Kong ve Pekin yönetimini eleştiren isimlerden biri de İngiltere Başbakanı Boris Johnson oldu. Twitter'dan videolu bir mesaj yayımlayan Johnson, "Bölgenin devrinden sonra temel hak ve özgürlükler kısıtlanmaya başladı. Aslında uzun yıllar boyunca verdikleri sözleri yerine getirdiler. Son yıllarda ise bunun tersine döndüğünü görüyoruz. Pekin yönetimi, bölge halkının refahını kısıtlayan bir tehdide dönüştü." dedi.

"Hong Kong'dan vazgeçmedik, sözümüzü tutacağız"

Hong Kong'daki yaşayan kişilerin, temel haklarından mahrum edildiğini kaydeden Johnson, "Son yıllarda haklarını kaybeden bazı kişilere İngiltere'nin kapılarını açtık. İngiliz Ulusal Denizaşırı Pasaportu (BNO) bulunan kişiler, İngiltere'ye yerleşme haı elde edebiliyor. Bizim ülkemizde insanların temel haklarına saygı gösterilir. Hak isteyen kişiler suçlanarak hapse gönderilmez. Bunun farkında olan yaklaşık 120 bin Hong Konglu, İngiltere'ye taşındı. Bu eleştiriler, Hong Kong'dan vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Bölgede yaşayanlara 25 yıl önce verdiğimiz sözü tutmaya devam edeceğiz. Bunun için de Çin yönetiminin geri adım atmasını sağlayacağız." ifadelerini kullandı.

Siyasi olarak Çin'e bağlı olan Hong Kong, farklı bir para birimine ve hukuk sistemine sahip. Öte yandan bölgede konuşulan dil de Çinçe değil. Ulusal Güvenlik Yasası'nı yürürlüğe sokan Çin yönetiminin, Hong Kong'un özerkliğine zarar verecek hamlelerde bulunduğu ileri sürülüyor.

Yorumlar (0)