Tsunami endişesi... 'Deprem büyüklüğünü 7.9 veren var'
Gaziantep'te gerçekleşen bilgilendirme toplantısında, Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerini merkez alan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin yıl dönümü nedeniyle AFAD'da bir araya gelen bilim insanları, Marmara bölgesinde olası bir depremin ardından oluşabilecek tsunami riskine dikkat çekti.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar, Marmara bölgesinde yapılacak bir depremde tsunami olasılığının göz önüne alınarak çalışmaların sürdüğünü belirtti. Tatar, Marmara kıyılarında bulunan tsunami gözlem istasyonlarıyla alınan önlemlerin önemine vurgu yaparak, bu istasyonların sayısının artırılması gerektiğini ifade etti.
Arama kurtarma personel sayısı artacak
Tatar, aynı zamanda, 6 Şubat'taki depremlerin ardından 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde arama kurtarma personeli sayısını 100 bine çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı. Şu anda AFAD bünyesinde 2 bin 300 civarında arama kurtarma personeli bulunduğunu ifade eden Tatar, sivil toplum kuruluşları ve devletin kamu kurumlarındaki arama kurtarma ekiplerinin de yetiştirilmesi ve hazır hale getirilmesinin önemine dikkat çekti.
‘Hala artçı sarsıntılar devam ediyor’
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Kaypak, Kahramanmaraş merkezli depremlerin sismolojik özelliklerine odaklandı. Kaypak, depremlerin meydana geldiği fay hatları üzerinde hala artçı sarsıntıların devam ettiğini belirterek, bu durumun depremin etkisinin hala hissedildiğini gösterdi.
'Deprem büyüklüğünü 7.9-8.0 veren var'
Prof. Dr. Kaypak, yaptıkları çalışmalarla depremlerin öncesi ve sonrasında yer kabuğunun tomografisini çekmeye çalıştıklarını ifade etti. Depremin ilk hesaplamalarının 8 kilometre derinlikte olduğunu söyleyen Kaypak, tomografik sonuçların ise depremin ana şokunun 19-20 kilometre derinlikte gerçekleştiğini gösterdiğini açıkladı.
Bu durumda olabilecek depremin çok büyük bir enerjiye sahip olduğunu vurgulayan Kaypak, Bu sonuçlar, etki bakımından depremin büyük bir enerjiye sahip olduğunu gösteriyor. 19-20 kilometre derinliğindeki bir depremin bu kadar yıkıcı olması, depremin büyüklüğünün de artabileceği anlamına geliyor. Şu anda bazı çalışmalarda, deprem büyüklüğünü 7.9- 8 veren var. Bunlar, yapılacak çalışmalarla daha net ortaya konacaktır" ifadelerini kullandı.
‘Beton dayanımında kaliteyi yakalayamıyoruz’
Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık ise yıkılan binaların durumunu değerlendirdi. Altunışık, Kahramanmaraş'taki depremlerin bölgedeki bina stokuna ciddi hasar verdiğini ve birçok binanın teknik raporlarını yazdıklarını ifade etti.
Yapılan analizlere göre, depremlerin etkilediği binaların beton dayanımının test edilemeyecek kadar kötü olduğunu belirten Altunışık, yapılan binaların büyük çoğunluğunun ilgili yönetmeliğin beton dayanımını sağlamadığını ortaya koydu. Altunışık, beton dayanımının yıllar içindeki yönetmelik güncellemelerine göre değiştiğini ve buna paralel olarak yapıların dayanımını sağlaması gerektiğini vurguladı.
'100 binanın 50'si yönetmeliği sağlamıyor'
Prof. Dr. Altunışık, yıkılan binaların çoğunluğunda statik projelerin bulunmadığını ve bulunanlarda ise yüzde 40'ının ilgili yönetmeliği sağlamadığını belirtti. Ayrıca, yapılan incelemeler sonucunda beton dayanımında kaliteyi yakalamada sorun yaşandığını ifade etti. Yapılan değerlendirmelere göre, en az 100 binanın yüzde 50'sinin ilgili tarihlerdeki yönetmeliğin beton dayanımını sağlamadığı ortaya çıktı.
