Su çekilince binlerce yıllık mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı

Bitlis’in Tatvan ilçesinde Van Gölü suyunun çekilmesiyle beraber binlerce yıllık mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı.

YAŞAM 25.09.2021, 12:40 26.09.2021, 09:31
Su çekilince binlerce yıllık mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı

Bitlis'in Tatvan ilçesindeki İncekaya mezrasındaki suların çekilmesiyle beraber mikrobiyalit çeşitleri ortaya çıktı.

“Binlerce yıl üst üste binerek gökdelen gibi yükseliyorlar”

Türkiye’nin en büyük gölü ve Dünyanın en büyük sodalı gölü olma niteliği taşıyan Van Gölü’nde, gün yüzüne çıkan mikrobiyalitlerin yarım metre boyutunda olduğu görüldü.

İklim değişikliği ve Türkiye’de yağışların azalması sebebiyle yaşanan kuraklık ile Van Gölü havzasında da suların çekilmesi bölge halkını tedirgin ediyor.

Mikrobiyalitlerin ruhsuz, cansız, taş olmadığını; bunların algler, bakteriler, siyanobakteriler tarafından oluşturulduğunu açıklayan Moleküler Biyolog Vedat Atlı, "Bu yıl kuraklık sebebiyle Van Gölü iyice çekildi. Van Gölü’nün çekilmesiyle beraber mikrobiyalitler denilen yapılar ortaya çıktı. Bu mikrobiyalitler nedir? Aslında mikrobiyalitler ruhsuz, cansız bir şey değil, bunlar algler, bakteriler, siyanobakteriler tarafından oluşturulan birtakım yapılar. Nasıl oluşuyor bunlar? Van Gölü minarel bakımından çok zengin ve sodalı bir göl. Dünyanın en büyük sodalı gölü olduğunu biliyoruz. Gölün tabanında da tatlı sular var. Tatlı su kaynaklarında bulunan minarellerle, Van Gölü’ndeki minareller moleküler düzeyde birbirleriyle etkileşim sağladıklarında bu algler, bakteriler ve siyanobakteriler tarafından yapılar oluşuyor. Bunlar, binlerce hatta milyonlarca sene üst üste binerek bir gökdelen gibi yükseliyorlar” açıklamasını yaptı.

"Şaşırtıcı yapılar gün yüzüne çıktı"

Mikrobiyalitlerin gölün tabanında bazı bölgelerde 8, bazılarında 10 metreye kadar yükseldiğini dile getiren Atlı, “Tabii göl geri çekildiğinde bunları daha rahat bir şekilde görebiliyoruz. Şaşırtıcı yapılar ortaya çıktı. Güzel şeyler fakat bunun çıkış sebebi ne? Göl çekildi, bu yıl dehşet verici bir kuraklık yaşandı. Baktığımızda daha önce haziran veya temmuzun başına kadar yaylalarda bekleyen kar, bu yıl haziran ayının başında bitti. Yani hem kar hem de yağmur çok az yağdı. Yağış olmadı diyebiliriz. Bir de gölü besleyen akarsular var. Bu akarsular üzerindeki bilinçsiz sulama ve tarım faaliyetleri sebebiyle sular göle ulaşamıyor. Havzaya daha az su dökülüyor. Bu yüzden kuraklık da olunca göl iyice çekiliyor. Bu tehlike çanlarının çaldığı manasına geliyor” şeklinde konuştu.

Bilinçli tarıma acilen dönüş yapılması gerektiğine dikkat çeken Atlı, “Havzayı besleyen sular üstündeki barajların verimli kullanılması lazım. İhtiyaç olduğunda bu sulama yapılmalı veya damla sulama sistemleri kullanılmalı. Klasik sulama sistemleri gölü riske atmaktadır. Küresel bir iklim değişikliği yaşanıyor ve bir kuraklık söz konusu. Bu sebeple daha da tetiklememek amacıyla herkesi bilinçli sulamaya davet ediyorum” açıklamasını yaptı.

Yorumlar (0)